Cilt:52 Sayı:03 (2019)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:52 Sayı:03 (2019) by Title
Now showing 1 - 12 of 12
Results Per Page
Sort Options
Item Aday öğretmen yetiştirme programının etkililiğine ilişkin aday ve danışman öğretmen görüşlerinin değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2019) Ekinci, Abdurrahman; Bozan, Serdar; Sakız, Halis; https://orcid.org/0000-0002-1677-472; https://orcid.org/0000-0002-1545-1379; https://orcid.org/0000-0003-2406-1011; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı, aday öğretmen yetiştirme programının etkililiğini aday ve danışman öğretmen görüşleri ışığında belirleyerek sürece ilişkin önerilerde bulunmaktır. Çalışma grubunu 2015-2016 öğretim yılında Mardin ili Artuklu, Kızıltepe, Ömerli, Yeşilli, Nusaybin ilçe sınırları içerisinde bulunan anaokulu, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarına atanan 207 aday öğretmen ve aday öğretmenlere görevlendirilen 179 danışman öğretmen oluşturmuştur. Araştırmada karma araştırma yöntemi kullanılmış, toplanan veriler karma araştırma modeli ile bir araya getirerek yorumlanmıştır. Nicel verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından aday ve danışman öğretmenler için ayrı geliştirilen “aday ve danışman öğretmen ölçekleri”, nitel verilerin toplanmasında ise benzer şekilde araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Nicel verilerin istatistiksel çözümlenmesinde, t- testi ve ANOVA teknikleri kullanılmıştır. Nitel verilere, içerik analizi uygulanarak yorumlanmıştır. Nicel bulgular, aday öğretmenlerin programın etkililiğine dair çoğunlukla kararsız, danışmanların ise programdan memnun olduğunu göstermektedir. Nitel verilerden elde edilen bulgular değerlendirildiğinde programın öğretmenliğe yeni atanmış adaylar için çok yararlı bir program olduğu yönündedir.Item Akademik başarının okul, aile ve öğrenci özellikleri ile ilişkisinin çok düzeyli yapısal eşitlik modellemesi ile incelenmesi(Ankara Üniversitesi, 2019) Uzun, Gülçin; Bökeoğlu, Ömer Çokluk; https://orcid.org/0000-0003-4897-6507; https://orcid.org/0000-0002-3879-9204; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışma ortaokul 6, 7 ve 8. sınıfa devam eden öğrencilerin akademik başarıları ile okul, aile ve öğrenci özellikleri arasındaki ilişkinin çok düzeyli yapısal eşitlik modellemesi ile incelenmesi amacıyla yapılmıştır. 2016-2017 öğretim yılının birinci döneminde Ankara ili Çankaya, Keçiören, Mamak, Altındağ ve Yenimahalle ilçelerinin her birinden seçilen beş resmi ve iki özel okul olmak üzere toplam 35 okulda öğrenim gören 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileri örneklemi oluşturmaktadır. Araştırmada verilerin toplanması amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen öğrenci bilgi anketi, Alkan (2015) tarafından geliştirilen Akademik Ortamlarda Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Ölçeği ve Türkçe’ye uyarlaması Korkmaz (2002) tarafından yapılan Akademik Risk Alma Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda grupiçi düzeyde sosyoekonomik düzey, olumsuz değerlendirilme korkusu ve akademik risk alma davranışı değişkenlerinin akademik başarıya olan doğrudan etkilerinin manidar olduğu belirlenmiştir. Sosyoekonomik düzey ve akademik risk alma davranışı değişkenlerinin akademik başarı üzerinde pozitif yönde etkisi varken, olumsuz değerlendirilme korkusunun akademik başarı üzerindeki etkisi negatif yöndedir. Sosyoekonomik düzey değişkeni akademik başarıyı doğrudan etkilediği gibi, olumsuz değerlendirilme korkusu ve akademik risk alma davranışı aracılığıyla da etkilemektedir. Gruplararası düzeyde sınıf öğrenci sayısı ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısı değişkenlerinin akademik başarıya olan doğrudan etkileri manidardır.Item Dijital veri güvenliği farkındalığı ve bilgi okuryazarlığı ile alınan hizmetiçi eğitimin etkisi(Ankara Üniversitesi, 2019) Avcı, Ümmühan; Arslan, Esin; https://orcid.org/0000-0001-7007-1478; https://orcid.org/0000-0002-5201-2009; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı kamuya hizmet veren bir kurumda çalışmakta olan bireylerin dijital veri güvenliği farkındalıkları ve bilgi okuryazarlıkları ile aldıkları hizmetiçi eğitimin etkisinin incelenmesidir. Açıklayıcı sıralı karma yöntemle gerçekleştirilen bu araştırmanın çalışma grubunu 37’si kadın, 32’si erkek olan 69 personel oluşturmaktadır. Katılımcıların 47’si daha önce “Bilgi ve Dijital Veri Güvenliği” konulu bir hizmetiçi eğitim almış, 22’si ise almamıştır. Bu çalışmada veriler “Bilgi Okuryazarlığı Ölçeği” ve “Dijital Veri Güvenliği Farkındalığı Ölçeği” ile toplanmıştır. Ayrıca katılımcıların görüşleri yarı yapılandırılmış açık uçlu sorular aracılığı ile toplanmıştır. Verilerin analizinde Pearson Korelasyon ve MANOVA kullanılmıştır. Açık uçlu sorulardan elde edilen verilere içerik analizi yapılmıştır. Yapılan analizler sonucu; katılımcıların bilgi okuryazarlığı ile dijital veri güvenliği farkındalığı arasında orta düzeyde pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Ancak katılımcıların aldıkları hizmetiçi eğitimin, onların dijital veri güvenliği farkındalığı ve bilgi okuryazarlığına anlamlı bir etkisinin olmadığı saptanmıştır. Bu bulgunun olası nedenlerini araştırmak için katılımcıların hem aldıkları hizmetiçi eğitimin içeriğine hem de veriliş yöntemine ilişkin ayrıntılı görüşleri alınmıştır. Bu görüşler doğrultusunda katılımcılara yüz yüze eğitimler dışında çevrimiçi eğitimler de verilmesi, sanal dünyalar oluşturulması, sosyal ağlar üzerinde grup etkinlikleri ve çokluortam etkinlikleri oluşturulması gibi farklı eğitim içeriği ve yöntemlerine ilişkin önerilerde bulunulmuştur.Item Dil öğretiminde çok dilli bakış açısı(Ankara Üniversitesi, 2019) Bican, Gülşat; https://orcid.org/0000-0002-2651-2261; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışmanın amacı dil öğretiminde kullanılan tek dilli modeli, çok dillilik bağlamında yeniden ele almak ve alanyazındaki gelişmeler ışığında yeni yaklaşımları tanıtmaktır. Böylece disiplinlerarası bir bilim alanı olan dil öğretiminde var olan durum ve geliştirilmesi gereken yaklaşımlar tartışılabilecektir. Çalışma, betimsel bir araştırmadır ve alanyazın taramasıdır. Alanyazın tarama tekniklerinden geleneksel tarama ile yürütülen bu araştırmada, birden çok dil öğretimi ile ilgili alandaki temel kavramlar üzerinde, belirlenen amaç çerçevesinde inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemede dil öğretimi alanındaki uzmanların dil öğretiminde, dillerin ayrılmasını savunan geleneksel yaklaşımlara seçenek olarak çok dilliliğe odaklanmayı önerdiği görülmüştür. Bu öneri, iki dillilik konusundaki araştırma ve gelişmelerden hareketle ortaya konulan bütüncül yaklaşımın sonucudur. Buna göre dillerin öğretiminde yeni bilgiyi var olan bilişsel yapılarla bütünleştirmek önemlidir. Böylece diller arası aktarım sağlanarak zayıf dilin gelişmesinde daha fazla yol alınabilir. Bu yaklaşımın temel çerçevesini, dil öğretiminde farklı dilleri bütünleştiren diller arası bağlantılar ve ders içeriklerini farklı dillerde sunan öğretim programı oluşturmaktadır. Bu çerçeve, iki dilli eğitimin güçlü modellerinde uygulanan çerçeve ile ortak özellikler taşımaktadır. Sonuç olarak, Türkiye’de birden çok dil öğretimine yönelik programların geliştirilmesinde çok dilli yaklaşımın etkililiğini ortaya çıkararak dünyadaki iki dilli/çok dilli eğitim uygulamalarından yararlanılması önerilmektedir.Item Farklı yaşlardaki gençlerin benmerkezlilik eğilimleri ve akılcı olmayan inançlarının karşılaştırılması(Ankara Üniversitesi, 2019) Sevim, Seher Aydemir; Laçin, Betül Gökçen Doğan; Önal, Aslı Aşçıoğlu; Avşar, Volkan; https://orcid.org/0000-0002-4914-2486; https://orcid.org/0000-0001-7697-3341; https://orcid.org/0000-0002-1701-5423; https://orcid.org/0000-0001-9427-9425; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı, farklı gelişim dönemindeki bireylerin akılcı olmayan inançlarının ve ergen benmerkezliliğinin yaş ve cinsiyete göre değişip değişmediğinin belirlenmesidir. Araştırmaya ortaokul, lise ve üniversitelerin çeşitli sınıflarında okuyan 747 öğrenci katılmıştır. Katılımcılar gelişim dönemlerine göre, erinlik (12-15), ergenlik (16-18) ve beliren yetişkinlik (19-24) olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Araştırmada veri toplama araçları olarak Akılcı Olmayan İnançlar Ölçeği Yetişkin ve Ergen Formu, Benmerkezlilik Ölçekleri Yetişkin ve Ergen Formu kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, kişisel söylence düşüncesinin yaşa ve cinsiyete göre anlamlı farklılık gösterdiği ve bu özelliğin en yüksek ergenlik döneminde olduğu saptanmıştır. Beliren yetişkinlik döneminde ise bu özelliğin azaldığı belirlenmiştir. Hayali seyirci düşüncesine sahip olma düzeylerinin sadece cinsiyet ve yaşın ortak etkisinde anlamlı olduğu görülmüştür. Akılcı olmayan inanç ortalamalarının cinsiyete göre istatistiksel açıdan anlamlı olarak farklılaşmadığı, ancak yaşa göre anlamlı olarak farklılaştığı saptanmıştır. Beliren yetişkinlik dönemindeki katılımcıların akılcı olmayan inanç ortalamalarının, erinlik ve ergenlik dönemindeki katılımcılardan anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlenmiştir. Ergenlerin akılcı olmayan inançları ile hayali seyirci ve kişisel söylence düşüncelerinin olumlu ilişki gösterdiği, yani hayali seyirci düşüncesi arttıkça ergenlerin zihinlerinin kişisel söylence düşüncesiyle meşgul olma düzeyinin de arttığı ve ergen benmerkezliliğinin bu iki türü arasında olumlu ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Item İç göç deneyimi, yerleşim yeri, cinsiyet ve eğitim düzeyi açısından algılanan anababalık(Ankara Üniversitesi, 2019) Türk, Eylem Gökçe Cengiz; https://orcid.org/0000-0003-4132-7811; Eğitim Bilimleri FakültesiAnababalığın algılanışı pek çok kültürel ve bağlamsal değişkenden etkilenmektedir. Bu araştırmada genç yetişkinlerin kendi anne ve babalarına yönelik algıları göç deneyimi, kalıcı yerleşim yerinin niteliği, cinsiyet ve anababa eğitim düzeyi açısından incelenmiştir. 308 üniversite öğrencisi ile yürütülen araştırmada Ergen Aile Süreci Ölçeği ve Psikolojik Kontrol Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları genel olarak psikolojik kontrol ile destek ve yakınlık arasında negatif ilişki olduğunu, babadan algılanan psikolojik kontrolün göç, cinsiyet ve baba eğitim düzeyine göre farklılaştığını ancak anneden algılanan psikolojik kontrol ve desteğin farklılaşmadığını göstermektedir. İzlemede ise cinsiyete dayalı farklılıklar bulunmaktadır. Algılanan psikolojik kontrol, davranışsal kontrol (izleme) ve yakınlık, kalıcı yerin niteliğine göre farklılaşmaktadır. Sonuçlar kültürel bir gösterge olarak ele alınmış ve aile değişim modeli çerçevesinde değerlendirilmiştir.Item John Dewey ve İsmail Hakkı Tonguç’un düşüncelerine göre insan doğasının eğitimle ilişkilendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2019) Demirel, Funda; https://orcid.org/0000-0002-6956-7377; Eğitim Bilimleri FakültesiEğitim, insanlık tarihi boyunca önemsenen bir konu olmuştur. Bu tarihsel süreçte, insanlara ne öğretileceği ve nasıl öğretileceği ile ilgili birçok görüş ortaya çıkmıştır. Bu görüşlerin ortaya çıkmasında insan doğasına ilişkin temellendirmeler görülmektedir. İnsan doğasının ne olduğunun belirlenmesi eğitimin amacını da belirleyecek olan öğedir. Dolayısıyla bu araştırmada insan doğası kavramı önemli bir yer tutmuştur. Çalışmanın odağında, yaşadıkları dönemde düşünce ve uygulamaları ile eğitim bilimleri alanyazınında önemli etkileri görülen John Dewey ve İsmail Hakkı Tonguç’un insan doğasına ilişkin görüşlerinin eğitim üzerindeki yansımalarının incelenmesi amaçlanmıştır. Dewey ve Tonguç’un insan doğasına ve eğitime ilişkin görüşleri ortaya konularak karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Doküman incelemesi modeli ile yürütülen bu araştırmada Dewey ve Tonguç’un eserleri ve onlar ile ilgili yazılmış eserlerden yararlanılmıştır. Yaşadıkları dönemin gereksinimlerine uygun bir eğitim felsefesi benimsedikleri ve düşüncelerini eğitim aracılığıyla gerçekleştirmeye çalıştıkları dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, düşünürlerin öncelikle insan doğasının belirlenmesine önem verdikleri düşünülmektedir. Bunun nedeni, eğitimin amaçları ile yöntemlerinin belirlenmesinde insan doğası tanımlamalarından yararlanmaları olarak görülmüştür. Evrensel değerleri benimseyen Dewey ve Tonguç, eğitim aracılığıyla yetişecek bireylerin de bu değerleri benimsemelerini ve ortak paydada yaşama bilincine sahip olmalarını beklemektedir. Dewey ile aynı evrensel değerlere sahip olan Tonguç, evrensel değerler ile birlikte insanı sosyo-kültürel bağlamda yakın çevresi ile düşünerek Köy Okulları gibi ilerlemeci eğitim felsefesini benimsemiş bir uygulamayı yaşama geçirmiş ve günümüze değin tartışılagelen örnek bir uygulama sunmuştur.Item Öğretmenlik imajı: bir ölçek geliştirme çalışması(Ankara Üniversitesi, 2019) Özgenel, Mustafa; Işık, Metin; Bahat, İsa; https://orcid.org/0000-0002-7276-4865; https://orcid.org/0000-0002-0890-6267; https://orcid.org/ 0000-0002-5600-2449; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı, eğitim sisteminin en önemli aktörlerinden biri olan öğretmenlerin mesleki imajlarının toplum (veliler) tarafından nasıl algılandığını belirlemeye yönelik Likert türü bir ölçek geliştirmektir. Araştırmaya üç faklı çalışma grubu dâhil edilmiştir. Araştırmada sırasıyla açımlayıcı faktör analizi (AFA) 546 katılımcı, doğrulayıcı faktör analizi (DFA) 304 katılımcı ile yapılmıştır. Test-tekrar test uygulaması için 93 veli katılmıştır. 50 maddelik taslak ölçeğin yapı geçerliğinin test edilmesi için uygulanan faktör analizi sonucunda dört boyuttan ve 19 maddeden oluşan bir ölçme aracı elde edilmiştir. Birinci faktör Kişisel Özellikler, ikinci faktör Mesleki Özellikler, üçüncü faktör Toplamsal Statü ve dördüncü faktör Mesleki Tercih olarak adlandırılmıştır. AFA ile elde edilen dört faktörlü yapı, DFA ile test edilmiştir. Uyum indekslerine göre önerilen dört faktörlü yapı doğrulanmıştır. Ölçeğin genel Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı 0.86 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca ölçeğin güvenirliği için bağımsız gruplar t-testi sonucunda, alt-üst % 27’lik gruplar arasında madde ve faktörlerin ayırt edici olduğu; madde toplam ve madde kalan korelasyon değerlerinin anlamlı olduğu saptanmıştır. Faktörler arasındaki korelasyon katsayıları ve test-tekrar test çalışması sonucunda korelasyon katsayısı, ölçeğin tümü için anlamlı bulunmuştur. Gerçekleştirilen analizlere göre ölçeğin geçerliği ve güvenirliği sağlanmıştır. Ölçeğe Öğretmenlik Mesleği İmaj Ölçeği (ÖMİÖ) ismi verilmiştirItem Öğretmenlik uygulamasının süre açısından incelenmesi ve bir çözüm önerisi(Ankara Üniversitesi, 2019) Tosun, Figen Çam; https://orcid.org/0000-0001-8303-2179; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırma öğretmen yetiştirme programlarında yer alan öğretmenlik uygulaması dersinin uygulanış süresiyle ilgili öğretmen adaylarının, uygulama öğretmenlerinin, okul yöneticilerinin ve öğretim elemanlarının görüşlerini ortaya çıkarmayı daha sonra da dünyadaki uygulamalarla karşılaştırma yapıp farklı bir uygulama önermeyi amaçlamaktadır. Nitel araştırma yöntemi ile tasarlanan araştırmanın çalışma grubunu öğretmenlik uygulamasına katılan sekiz eğitim fakültesi öğrencisi, sekiz uygulama öğretmeni, dört okul yöneticisi, sekiz öğretim elemanı olmak üzere toplam 28 kişi oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanan görüşme formları kullanılmıştır. Verilerin analizinde içerik analizi tercih edilmiştir. Bu araştırmada öncelikle öğretmen adaylarının, uygulama öğretmenlerinin, okul yöneticilerinin ve öğretim elemanlarının görüşlerine göre okul uygulamasının süre açısından yetersiz olduğu ortaya konmuştur. Daha sonra Türkiye, Finlandiya, Singapur ve Almanya öğretmen yetiştirme programlarındaki okul uygulama sistemleri karşılaştırılmış, Türkiye’de uygulanan okul uygulamalarının süre olarak azlığı ortaya çıkmıştır. Bu yetersizliği giderebilmek için öğretmenlik uygulamaları kapsamında bir çözüm önerisinde bulunulmuştur.Item Okul müdür yardımcılarının görevlerinden ayrılma nedenleri(Ankara Üniversitesi, 2019) Demirbilek, Mesut; Bakioğlu, Ayşen; https://orcid.org/0000-0002-7570-7807; Eğitim Bilimleri FakültesiAraştırmanın amacı, müdür yardımcılığı görevinden kendi isteğiyle ayrılan okul yöneticilerinin görevden ayrılma nedenlerinin incelenmesidir. Nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim deseniyle yürütülen çalışmanın verileri, yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak elde edilmiştir. Ölçüt örnekleme yoluyla İstanbul’un altı ilçesinde önceden müdür yardımcılığı yapmış ve istifa ederek öğretmenliğe dönmüş 21 öğretmen ile görüşülmüştür. Görüşmelerden elde edilen veriler kodlanmış ve temalar altında içerik analizi gerçekleştirilmiştir. Araştırmada müdür yardımcılığından istifa edenlerin çoğunluğunu erkek yöneticiler oluşturmakta olup, çoğunluğu kariyerlerinin başlangıç basamağında (1-3 yıl) istifa etmişlerdir. Müdür yardımcılığını bırakanların büyük bir bölümü idari evrak işlerinin fazla olduğunu, görev alanı dışı işlerle uğraştıklarını; önlerinde kariyer engeli olarak mülakat ve siyasi-ideolojik engellerin olduğunu, müdür yardımcılığını kariyer olarak görmediklerini belirtmişlerdir. Aynı zamanda istifa etmelerinde dış etken olarak aile kaynaklı nedenlerin, iç etken olarak iş yükünün etkili olduğunu; öğretmenlerle ilişkileri bakımından öğretmenlere ve diğer personele iş yaptırmakta zorluk yaşadıklarını, öğretmen ile müdür arasında kaldıklarını; müdür yardımcılığının maddi getirisinin olmadığını, izin haklarının az olduğunu ve kullanamadıklarını, uzun çalışma sürelerine sahip olduklarını belirtmişlerdir. Yine müdür yardımcılığı görevinde zihinselduygusal tükenme yaşadıklarını ve çoğunluğu müdür yardımcılığına geri dönmeyi düşünmediğini belirtmiştir. Bu anlamda müdür yardımcılığından istifa etme gerekçe ve boyutları bakımından okul içi etkenlerin ve kariyer haklarının daha baskın olması araştırma açısından dikkate değerdir.Item Sınıf yönetiminde sosyal adalet(Ankara Üniversitesi, 2019) Koçak, Seval; Bostancı, Aynur Bozkurt; https://orcid.org/0000-0002-9064-2335; https://orcid.org/0000-0002-7927-6063; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırma, sosyal açıdan sınırlığı olan (dezavantajlı) öğrencilerin sınıf içerinde yaşadıkları sorunlar temelinde öğretmenlerin sınıf yönetiminde sosyal adaleti sağlama çabalarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma, nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, Uşak ilindeki dezavantajlı yerleşim yerlerinde bulunan kamu okullarında görev yapan gönüllü 17 öğretmen oluşturmuştur. Araştırmada veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmış ve betimsel analiz ile çözümlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre sınıf yönetiminde sosyal adalet uygulamalarına ilişkin öğretmen görüşleri, dört ana tema altında toplanmıştır. Bu temalar; dezavantajlı öğrencilerin sınıf içi sorunları, öğretmenlerin sınıf içi öğrencilerin yaşadığı sorunları azaltmak için yaptığı sorunları gidermede sınıf içi uygulamalar, öğretmenlerin sınıf içinde yaptığı uygulamalar önündeki sınırlılıklar ve sınıf yönetiminde sosyal adalet uygulamalarına yönelik okul yönetiminden beklentiler biçiminde oluşmuştur. Yine araştırmanın sonuçlarına göre, öğretmenler, sınıf içinde öğrenci başarısını olumsuz etkileyen velilerden, yönetimden, yasal sınırlılıklardan, okul olanaklarının yetersizliğinden ve zaman yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar yaşamaktadırlar. Bu bağlamda okul yönetiminin çeşitli önlemler alması, var olan sınırlayıcı etmenleri ortadan kaldırması beklenmektedir.Item The development of classroom environment perceptions scale for pre-service teachers(Ankara Üniversitesi, 2019) Özüdoğru, Melike; Aksu, Meral; https://orcid.org/0000-0002-7478-3576; https://orcid.org/0000-0002-4702-4152; Eğitim Bilimleri FakültesiThe purpose of this research study was to develop a classroom environment instrument for assessing pre-service teachers’ classroom environment perceptions and investigate its validity and reliability. In this study, the instrument was developed according to constructivism, environment congruence theory and also the studies of Fraser and his colleagues. The pilot form of Classroom Environment Perceptions Scale of Pre-Service Teachers (CEPSPT) consisted of 60 items. It included Moos’ (1974) three dimensions of classroom environments. For the exploratory factor analysis (EFA) 520 pre-service teachers and for the confirmatory factor analysis (CFA) 280 pre-service teachers participated in the study. By implementing EFA and CFA, the factor structure of CEPSPT was confirmed. The internal consistency of sub-scales changed from .72 to .85. As a result, the CEPSPT included 38 items and consisted of six subscales.