Ankara Üniversitesi Akademik Arşiv Sistemi:
- Üniversitemiz Akademik ve Kültürel Mirasını toplama, saklama ve geniş kitlere duyurmak amacını taşır
- Üniversitemiz akademik çıktılarını uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar
- Etkisini artırmak için telif haklarına uygun şekilde Açık Erişime sunar
Ayrıca Üniversitemiz Önlisans, Lisans ve Yüksek Lisans ders notlarına Açık Ders Malzemeleri sistemi üzerinden erişebilirsiniz.
Akademik Arşiv Sistemi farklı bölümlerden oluşur:
- Dergiler = Bu kategoride Ünivrsitemizde yayınlanan dergilere ulaşabilirsiniz
- Kitaplar= Üniversitemizde yayınlanan kitapları bu kategoride bulabilirsiniz.
- Gazeteler= Geçmişten günümüze bazı gazetelerin, bazı sayıları sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıcak.
- Tezler= Yüksek Lisans, Doktora ve Uzmanlık Tezleri bu kategori altında yer almaktadır.
Recent Submissions
Altıncı Ulusal Yerel Yönetimler Sempozyumu Seçme Makaleler
(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 2024) Altunok, Hatice (Editör); Kazan, Ahmet(Editör); Yıldırım, Ramazan Özcan(Editör)
Mülkiye Uluslararası İlişkiler Kongresi: 12-13 Ekim 2023
(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 2023) Gör, Ahmet Berat (yayına haz.); Yavuz, Merve (yayına haz.); Yeşilyurt, Nuri (yayına haz.); Öterbülbül, Selim (yayına haz.)
Türkiye’nin Kıyı Şehirlerinde Yürütülen Akıllı Şehir Projelerinin Kıyılarda Dirençlilik Oluşturma Rolünün Değerlendirilmesi
(Ankara Üniversitesi, 2024) Kılıç, Mehtap
Türkiye kıyı bölgelerinin varlığı ile stratejik öneme sahip bir ülke konumundadır. Kıyı bölgelerinde ticari
faaliyetlerin, işletmelerin ve turizm faaliyetlerinin aktif olması başta ekonomik yönde olmak üzere birçok
avantaj sağlamaktadır. Fakat son dönemlerde iklim değişikliği başta olmak üzere çeşitli nedenlerle afetlerin
etkisini arttırması sonucu kıyı bölgeleri birçok sorunla karşı karşıya kalmıştır. Deniz seviyesinin
yükselmesi, kıyı erozyonları ve su baskınlarının artması gibi sebeplerle kıyı şehirlerinin dirençliliğini
giderek azalmıştır. Dirençliliğin arttırılması amacıyla günümüzde teknolojik gelişmeler ön plana
çıkmaktadır. Bu gelişmelerden bazıları; erken uyarı sistemleri kullanılarak olası zararları azaltmak, uzaktan
algılama ve coğrafi bilgi sistemlerinin kullanılması ile risk analizleri ve risk haritaları oluşturmak,
haberleşme altyapısının güçlendirilmesi ile uyarı sürecini hızlandırmak ve hava tahmin sistemleri ile
meteorolojik uyarlar yapmaktır. Bahsi geçen uygulamaların çokça kullanıldığı akıllı şehirlerde özellikle
afetlere karşı dirençlilik oluşturmak temel amaçtır. Türkiye’ de de bu doğrultuda çeşitli akıllı şehir projeleri
yürütülmektedir. Çalışmanın kapsamı gereği kıyı şehirlerinde yürütülen akıllı şehir projelerinin afet ve acil
durumlara yönelik dirençlilik oluşturup oluşturmadığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının
koordinasyonunda yürütülen projelerin içerik analizi yöntemi ile incelenmesi sonucunda ortaya
çıkarılmıştır. Neticede Türkiye’nin kıyı tehlikelerini ele alan projeler üretmekten çok, kıyı bölgelerindeki
tehlikeleri ele alan projeler ürettiği sonucuna ulaşılmıştır. Sel, heyelan ve aşırı hava olayları gibi afetlere
yönelik erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, CBS alt yapısı oluşturulması gibi uygulamalar ülkemizde en
çok alınan önlemler arasındadır. Bu önlemler kıyı tehlikelerinin de önlenmesinde kullanılıyor olsa da özel
olarak bu amaca hizmet eden sensör ağları, uzaktan algılama ve veri analitiği gibi teknolojiler
yaygınlaştırılmalı ve kıyılarda akıllı kentsel planlama çözümleri geliştirilmelidir.
30 Ekim 2020 İzmir ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremlerinin Teknik ve Yönetsel Karşılaştırılması
(Ankara Üniversitesi, 2024) Özmen, Bülent; Varol, Nehir
Türkiye’nin sismik riskinin yüksek olması depremlere sık maruz kalmasına neden olmaktadır. Maalesef
büyüklüğü 6.5 Mw ve üzerindeki depremler, risk azaltma çalışmalarının yetersizliği nedeniyle can ve mal
kaybına yol açmaktadır. Bu çalışmada, 30 Ekim 2020 İzmir ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri
teknik ve yönetimsel açıdan değerlendirilmiştir. İzmir depreminde 117 vatandaşımız hayatını kaybetmiş,
1034 vatandaşımız yaralanmış, ağır hasarlı ve yıkılan bina sayısı 124 olmuştur. Kahramanmaraş
depremlerinde ise 53.597 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 107.213 vatandaşımız yaralanmış ve yıkılan
bina sayısı ise 39.000 olmuştur. Teknik açıdan bakıldığında iki depremde de bina yıkımlarının daha çok
zemin-bina ilişkisinden kaynaklandığı görülmektedir.
AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) koordinasyonunda, 2022 yılında 81 ilin İl Risk Azaltma
Planları (İRAP) tamamlanmış ve Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) yürürlüğe girmiştir. Bundan
sonraki süreçte belirlenen öncelikli eylemler doğrultusunda risk odaklı çalışmaların daha ağırlıklı olarak
devam edeceği düşünülmektedir. Deprem sonrası müdahale ve iyileştirme süreçlerinde daha başarılı olarak
görülen Türkiye, risk odaklı çalışmalara ve deprem özelinde zemin-bina uyumu gözetilerek yapılaşmaya
öncelik vermek durumundadır
Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinde Koronovirüs Pandemisinin Aile Merkezli Bakım Üzerine Etkilerinin İncelenmesi
(Ankara Üniversitesi, 2024) Ceylan, Sibel Serap
Covid 19 pandemisi süresince virüsün yayılmasını önlemek için diğer sağlık alanlarında olduğu gibi
yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde de sağlık hizmetinin sunumunda değişiklikler olmuştur. Bunlardan
birisi de aile merkezli bakım uygulamalarıdır. Bu araştırmanın amacı Covid 19’un yenidoğan yoğun bakım
ünitelerinde aile merkezli bakım uygulanmaları üzerindeki etkileri incelenmektir. Araştırmada “Aile
merkezli bakım”, “Covid 19”, “Yenidoğan yoğun bakım üniteleri”, “ebeveyn”, “kısıtlama” anahtar kelimeleri
kullanılarak EBSCO, Scopus, Pubmed, Google Scholar, Science Direct ve Web of Science veri tabanları
taranmıştır. 2020-2022 yılları arasındaki Covid 19 pandemisinde uygulanan kısıtlamaların yenidoğan
yoğun bakım ünitesinde aile merkezli bakım uygulamalarındaki etkisini inceleyen 20 çalışma araştırmaya
dâhil edilmiştir. Yapılan sistematik incelemede Covid 19 pandemisi ile mücadelede salgının yayılmasına
yönelik alınan önlemlerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde aile merkezli bakımın uygulanması için
engel oluşturduğu saptanmıştır. Covid 19’un yayılmasını önlemek amacıyla yoğun bakımda alınan önlemler
nedeniyle zaten yoğun stres yaşayan ailelerin stres düzeyi daha da arttığı, ebeveynlerin sosyal desteği
azaldığı, ebeveynlik becerilerinin gelişmesi olumsuz etkilendiği, bakıma katılım ve emzirmede sorunlar
yaşandığı belirlenmiştir. Covid 19 süresince aile merkezli bakım verilmesinde sıkıntılar nedeniyle yoğun
bakımda yatan bebeklerde de bazı sorunlar (beslenme, uzamış stres vb.) gelişebileceği tahmin edilmektedir.
Bu nedenle pandemi gibi olağanüstü durumlarda aile merkezli bakımın sunumuna engel olmayacak
uygulamaların geliştirilmesi önerilmektedir.