Ankara Üniversitesi Akademik Arşiv Sistemi:

  • Üniversitemiz Akademik ve Kültürel Mirasını toplama, saklama ve geniş kitlere duyurmak amacını taşır
  • Üniversitemiz akademik çıktılarını uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar
  • Etkisini artırmak için telif haklarına uygun şekilde Açık Erişime sunar

Ayrıca Üniversitemiz Önlisans, Lisans ve Yüksek Lisans ders notlarına Açık Ders Malzemeleri sistemi üzerinden erişebilirsiniz.

Akademik Arşiv Sistemi farklı bölümlerden oluşur:

  • Dergiler = Bu kategoride Ünivrsitemizde yayınlanan dergilere ulaşabilirsiniz
  • Kitaplar= Üniversitemizde yayınlanan kitapları bu kategoride bulabilirsiniz.
  • Gazeteler= Geçmişten günümüze bazı gazetelerin, bazı sayıları sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıcak.
  • Tezler= Yüksek Lisans, Doktora ve Uzmanlık Tezleri bu kategori altında yer almaktadır.
  • Daha binlerce kaynak açık, ücretsiz, bir tık yakınınızda...
  •  

    Communities in DSpace

    Select a community to browse its collections.

    Now showing 1 - 5 of 8

    Recent Submissions

    Item
    Zorunlu kitlesel göçler ve toplumsal uyum sürecinde dinin rolü: Suriyeli sığınmacılar örneği
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Çınar, Ramazan
    21. yüzyıla damgasını vuran uluslararası zorunlu göç olgusu; ulusal güvenlik, uluslararası ilişkiler, sosyo-politik dengeler ya da demografik açılardan ele alınması gerektiği kadar meydana getirdiği toplumsal hareketlilik bağlamında sosyolojik boyutlarıyla da incelenmeye muhtaçtır. Büyük ivme kazanan uluslararası kitlesel insan hareketliliği nedeniyle farklı toplumsal grupların bir arada yaşamasının imkânı araştırmacıların ilgisini celbetmektedir. Bu minvalde toplumsal uyum süreci göç olgusunun incelenmesi gereken en önemli noktalarından birisi olarak öne çıkmaktadır. Toplumsal kabul ile doğru orantılı olan entegrasyonun temel dinamikleri arasında yer alan ve sosyal teması güçlendiren dinî ve kültürel yakınlığın süreci nasıl şekillendirdiği de dikkatle ele alınmaya ve araştırılmaya muhtaçtır. Giriş ve üç bölümden oluşan bu çalışmada, toplumsal uyum sürecinde dinin rolü tartışılmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde göç olgusuna dâir kavram ve kuramlar ele alınarak göçmenin süreçteki rolü irdelenmiştir. Toplumsal uyum ve din ilişkisinin ele alındığı ikinci bölümde ise kültür, kimlik, küreselleşme, diaspora, getto ve sosyal temas gibi pek çok olgunun gruplar arası etkileşime etkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise Ankara İlinde ikamet eden Suriyeli sığınmacılar örneklemi üzerinden ortak dinî inanç ve pratiklere sahip farklı etnik grupların bir arada yaşamasının imkânı ve boyutları incelenmiştir. The phenomenon of international forced migration that has marked the 21st century needs to be examined not only in terms of national security, international relations, socio-political balances or demographic aspects, but also in terms of its sociological dimensions within the context of the societal mobility it has generated. The rapid increase in international mass human mobility has attracted the attention of researchers regarding the possibility of different societal groups living together. In this context, the process of social cohesion becomes one of the most important points to be examined in the study of migration. The process of integration, which is directly proportional to social acceptance and strengthens social interaction and how it shapes the process of religious and cultural proximity, also needs to be carefully considered and researched. This study, consisting of an introduction and three sections, discusses the role of religion in the process of social cohesion. In the first section of the study, concepts and theories related to the phenomenon of migration are discussed, and the role of migrants in the process is analyzed. In the second section, which deals with the relationship between social cohesion and religion, the impact of various factors such as culture, identity, globalization, diaspora, ghetto, and social interaction on inter-group dynamics is explained. In the final section of the study, the possibility and dimensions of different ethnic groups with shared religious beliefs and practices living together are examined through the example of Syrian refugees residing in Ankara province.
    Item
    İbn-i Sina'nın halk hekimliği anlayışı
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Pişkin, Gülçin
    İbn-i Sina hem Avrupa’nın hem de Orta Asya’nın en büyük bilim adamadır ve tıbbın prensi olarak bilinir. Fakat tıp dışında astronomi, felsefe, matematik, trigonometri gibi daha birçok bilim dalıyla ilgilenmiş ve bu alanlarda eserler kaleme almıştır. İbn-i Sina çok genç yaşta önemli bir bilim insanı haline gelmiştir. Farabi’nin kitaplarının yanı sıra Aristo’nun da Metafizik kitabını okuyarak ufkunu daha da genişletmiştir. Hekimimiz oldukça kıymetli eserler kaleme almıştır. En önemli eseri tıp alanında yazdığı kitabı El-Kanun fit-Tıb adlı eseridir. Bu muhteşem eser doğuda ve de batıda hüküm sürmüş çok önemli bilginlerle ilgili önemli bilgilere yer vermiştir. Eserlerinde bilginlerin yanı sıra hekim yaptığı önemli gözlemlerden de bahsetmiştir. Hekim bu eserinde çok farklı hastalıklara yer vermiştir. Bunun yanı sıra kullanılan çeşitli tedavi yöntemlerine de değinmektedir. Hekimin yazdığı bu eser Avrupa’daki birçok üniversitede derslerde faydalanılan bir kaynak olarak kullanılmıştır. Hekimin kaleme aldığı eser toplamda beş ciltten oluşmaktadır. Bu ciltlerin her biri farklı farklı tıp kanunlarından söz etmektedir. Bunların yanı sıra yapılan tedavilerin yöntemlerinden ve de ilaçların nasıl kullanılacağından bahseder. Hekimin o dönemde uygulayıp kaleme aldığı eserler günümüzde bile uygulanmaktadır. Bu çalışma bahsi geçen ünlü hekim kimdir, nasıl bir hayat sürmüştür, kaleme aldığı eserler nelerdir, diğer bilim dallarına yaptığı katkılar, geleceğe kazandırdıkları ve en önemlisi halk hekimliği yorumları nelerdir gibi konular işlenmiştir. Araştırmada betimsel bir anlatım tarzı kullanılmış ve çalışmanın tamamı da tarama araştırma yöntemi ile yazılmıştır.
    Item
    Orta Anadolu bölgesinde uzun süreli ikili ekim nöbetsistemlerinin bazı toprak özellikleri ve karbon fraksiyonları üzerine etkisi
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Gökoğlu, Barış
    Mono kültür yetiştiricilik yapılan alanlarda, toprak özelliklerindeki bozulmalar toprak verimliliği ve toprak sağlığını azaltmaktadır. Bu problemin üstesinden gelmek için yararlanılan nadas-ürün sistemi istenilen yararları sağlayamamaktadır. Bu çalışmada; Orta Anadolu Bölgesinde kuru tarım koşullarında, uzun süreli ikili ekim nöbeti sistemleri altındaki toprakların, bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri ile organik karbon formlarındaki değişimler incelenmiştir. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü'nce Haymana Araştırma ve Üretme Çiftliğinde yürütülen deneme, tesadüf blokları deneme deseninde, sekiz farklı ekim nöbeti sistemi ve üç tekerrürü içermektedir. Araştırmada nadas-buğday, devamlı buğday, nohut-buğday, kışlık mercimek-buğday, fiğ-buğday, yazlık mercimek-buğday, ayçiçeği-buğday ve aspir-buğday ikili ekim nöbetleri yer almıştır. Toprak örnekleri buğday hasatını takiben 0-10 cm ve 10-30 cm derinliklerden alınmıştır. Elde edilen bulgulara göre fiziksel özellikler bakımından; ortalama ağırlıklı çap, suya dayanıklı agregat miktarı ve hidrolik iletkenlik değerleri arasındaki farklar önemlidir. Toprakların toplam azot, toplam organik karbon, partikül organik karbon, alınabilir potasyum ve alınabilir çinko içeriklerindeki farklılıklar hem ekim nöbeti sistemleri hem de derinlikler için önemli bulunmuştur. Toprakların alınabilir fosfor, demir ve bakır miktarları miktarları arasındaki farklar derinlik bazında, önemli bulunmuştur. Alınabilir mangan miktarları arasındaki farklılıklar ise ekim nöbeti sistemlerinde önemlidir. Yüzey toprağında toplam organik karbon birikimi sırasıyla nohut > aspir > yazlık mercimek > fiğ >kışlık mercimek > buğday > nadas > ayçiçeği şeklinde bulunmuştur. Elde edilen bulgular, toprak fiziksel ve kimyasal kalite karakteristiklerinin geliştirilmesinde ekim nöbeti sistemlerinde baklagillerin yer alması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Baklagiller arasında da özellikle nohut-buğday ikili ekim nöbeti sistemi en öne çıkan uygulamadır. Bu sisteme alternatif sistemler ise yazlık mercimek-buğday, kışlık mecimek-buğday ve aspir-buğday ekim nöbeti sistemleridir. Soil fertility and soil quality decrease in monoculture areas due to deterioration of some soil properties. The fallow-crop system used to overcome this problem can not provide the desired benefits. In this study; Some physical and chemical properties and changes in organic carbon forms of soils under long-term two crop rotation systems under dry farming conditions in the Central Anatolia Region were examined. The experiment, carried out by the Central Research Institute of Field Crops at the Haymana Research and Production Farm, includes eight different crop rotation systems and three replications in a randomized block trial design. The research included fallow-wheat, continuous wheat, chickpea-wheat, winter lentil-wheat, vetch-wheat, summer lentil-wheat, sunflower-wheat and safflower-wheat two cropping rotations. Soil samples were taken from depths of 0-10 cm and 10-30 cm following wheat harvest. According to the findings, in terms of physical properties; The differences between the mean weight diameter, the amount of water stable aggregate and the hydraulic conductivity values are important. Differences in total nitrogen, total organic carbon, particulate organic carbon, available potassium and available zinc contents of soils were found to be important for both crop rotation systems and depths. Differences between the available amounts of phosphorus, iron and copper in soils were found to be significant based on depth. Differences in available manganese amounts are important in crop rotation systems. Total organic carbon accumulation in the surface soil was found in the following order: chickpea > safflower > summer lentil > vetch > winter lentil > wheat > fallow > sunflower. The findings reveal the necessity of including legumes in crop rotation systems in improving soil physical and chemical quality characteristics. Among legumes, the chickpea-wheat two crop rotation system is the most prominent practice. Alternative systems to this system are summer lentil-wheat, winter lentil-wheat and safflower-wheat crop rotation systems.
    Item
    Limited şirketlerde müdür ve ortakların kamu borçlarından doğan sorumluluğu
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Ceylan, Meryem
    Türk hukuk sisteminde sermaye şirketlerinde geçerli olan sınırlı sorumluluk ilkesi uyarınca ortakların sorumluluğu şirkete karşı ve kural olarak koymayı taahhüt ettikleri sermaye miktarı ile sınırlıdır. Kanuni temsilcilerin de şirket adi alacaklılarına karşı doğrudan bir sorumluluğu söz konusu değildir. Limited şirketler, bir sermaye şirketi olarak temelde sınırlı sorumluluk ilkesine dayanmaktadır. Ancak kamusal ihtiyaçların karşılanması hususunda kamusal gelirlerin tahsili ayrı bir öneme sahip olduğundan kamu alacakları bakımından genel kurala istisnai nitelikte düzenlemeler yapılmıştır. Konu hakkındaki düzenlemeler esas itibariyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun (AATUHK) m. 35, Mükerrer m. 35, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun (VUK) m. 10 ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSSK) m. 88 hükümlerinde yer almaktadır. Söz konusu hükümlerden hareketle, limited şirketin malvarlığından kısmen veya tamamen tahsil edilemeyen kamu borçlarından dolayı şirket müdür ve ortaklarının şahsi malvarlığına başvurma imkânı söz konusudur. Bu noktada ortaklar söz konusu kamu alacaklarından dolayı yalnızca sermaye payları oranında sorumlu tutulurken (AATUHK m. 35), müdürün sorumluluğu borcun tamamı kadardır (AATUHK Mükerrer m. 35). Çalışmamız limited şirketlerde müdür ve ortakların kamu borçlarından doğan sorumluluğunu konu almaktadır. Bu kapsamda çalışma konusu, AATUHK m. 35, 170 Mükerrer m. 35 ve VUK m. 10 ve SSGSSK m. 88 hükümleri çerçevesinde incelenecektir. In accordance with the principle of limited liability, which is valid in capital companies in the Turkish legal system, the liability of the partners is limited to the amount of capital they have committed to the company as a rule. Legal representatives do not have any direct liability towards the creditors of the company. Limited liability companies, are basically based on the principle of limited liability as a capital company. However, since the collection of public revenues has a special importance at the point of meeting public needs, exceptions to the general rule have been made in terms of public receivables. The regulations on the subject are basically included in the Law on the Collection of Public Claims No. 6183 (AATUHK) art. 35, art. 35 bis, and 213 of the Tax Procedure Law (VUK) art.10 provisions. Based on the aforementioned provisions, it is possible to apply to the personal assets of the directors and partners of the company due to the public debts that cannot be collected partially or completely from the assets of the limited company. At this point, while the partners are held responsible for the said public receivables only in proportion to their capital shares (art. 35 bis), the responsibility of the manager is equal to the entire debt (Law No. 6183 Repeated article 35). The scope of this study is the responsibility arising from public debts of directors and partners in limited liability companies. In this context, the subject of study will be examined within the framework of AATUHK art. 35, art. 35 bis, VUK art.10 and SSGSSK art. 88 provisions.
    Item
    Abdulkerîm Kuşeyrî, İbn Gânim el-Makdisî ve Abdulkâdir Kûhenî örneğinde tasavvuf-nahiv ilişkisi
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Çelik, Halil İbrahim
    Çalışmamızda Kuşeyrî, Makdisî ve Kûhenî'nin Tasavvuf-Nahiv ilişkisi üzerine kaleme aldıkları eserler çerçevesinde nahiv kurallarının tasavvufî olarak nasıl yorumlandığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmamız giriş, iki bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Giriş bölümünde tezin amacı, önemi, kapsamı, sınırları ve kaynaklar yer almaktadır. Birinci bölümde tasavvufun genel anlamda dini ilimlerle özelde de dilbilimle ilişkisi ele alınmış ve bu doğrultuda tasavvufî düşüncede dil-varlık ilişkisi üzerinde durularak tez konusuyla alakalı yazılmış eserlerin genel tanıtımı yapılmıştır. İkinci bölümde tezin asıl konusu olan Tasavvuf-Nahiv ilişkisinin üç sûfî müellif tarafından ele alınış şekli ve birbirleriyle olan benzerlik ve farklılıkları ele alınmıştır. Sonuç kısmında ise Kuşeyrî, Makdisî ve Kûhenî'nin nahiv kurallarına getirdikleri yorumlar değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kuşeyrî, Makdisî, Kûhenî, Tasavvuf, Nahiv İlmi, Yorum. In our study, it was tried to determine how the nahw rules are interpreted from a sufi perspective within the framework of the works written by Kusheyri, Maqdisi and Kuheni on the Sufism-Nahw relationship. Our study consists of an introduction, two sections and a conclusion. In the introduction section, the purpose, importance, scope, limits and resources of the thesis are included. In the first chapter, the relationship of Sufism with religious sciences in general and linguistics in particular was discussed, and in this direction, a general introduction of the works written related to the subject of the thesis was made, focusing on the language-existence relationship in Sufi thought. In the second chapter, the way in which the Sufism-Nahw relationship, which is the main subject of the thesis, is handled by three Sufi authors and their similarities and differences with each other are discussed. In the conclusion section, the interpretations of Kusheyri, Maqdisi and Kuheni to the rules of nahw are evaluated. Keywords: Kusheyri, Maqdisî, Kûhenî, Sufism, Nahw (Arabic Grammar), Interpretation.