Köpek kastrasyonunda bipolar doku kapama yönteminin kullanılması
No Thumbnail Available
Files
Date
2020
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Abstract
Bu çalışmada köpeklerde preskrotal bilateral orşiektomi operasyonunda homeostazın sağlanması amacıyla bipolar doku kapama yönteminin operasyon süresi, postoperatif komplikasyon oranları ve postoperatif ağrı skorları yönünden rutin ligasyon yöntemi ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yaşları 6 ay - 5 yaş, vücut ağırlıkları 10 - 40 kg arasında toplam 32 adet sağlıklı erkek köpek kullanılmış, köpekler rastgele kontrol (n=16) ve uygulama (n=16) gruplarına ayrılmıştır. Kontrol grubunda standart açık teknik ile bilateral orşiektomi gerçekleştirilmiştir. Buna göre, deri ensizyonunu takiben tunika vagina pariyetalis ensize edilmiş, tunikalar spermatik kordun kalanından ayrılmış ve bu iki yapı kontrol grubunda ayrı ayrı sütür materyali kullanılarak ligatüre edilmiştir. Uygulama grubunda ise bahsi geçen yapılar LigasureTM kullanılarak diseke edilmiştir. Her iki grupta pre-operatif dönemde profilaktik amaçla uzun etkili tek doz amoksisilin trihidrat; post-operatif aneljezi amacıyla non-steroid anti-inflamatuvar meloksikam uygulanmıştır. Tüm cerrahi prosedürler inhalasyon genel anestezisi altında yapılmıştır. İlk olarak i.m. aneljezik ve sedatif etkili medetomidin hidroklorid, uygulanmış, anestezi indüksiyonu için propofol kullanılmıştır. Genel anestezi, operasyon süresince oksijen içerisinde izofluran ile sürdürülmüştür. Tüm operasyonlar sırasında hayvanlar hasta başı monitörü ile kalp ve solunum açısından kontrol edilmiş ve operasyon süreleri kaydedilmiştir. Post-operatif ağrı bir ağrı skoru değerlendirme formu kullanılarak postoperatif 15., 60. ve 120. dk ve 24. saatte değerlendirilmiştir. Ağrı skoru > 4 olan köpeklere ek analjezi uygulanması ön görülmüştür. Ensizyon bölgesi postoperatif 24. saatte komplikasyonlar açısından değerlendirilmiştir. Verilere ilişkin tanımlayıcı istatistikler hesaplanarak aritmetik ortalama, standart hata, medyan ve minimum maksimum değerleri ile gösterilmiştir. Ağrı skorlarının karşılaştırılması amacıyla başarılı/başarısız kategorilerine ayrılmıştır. 0 - 1 ağrı skoru belirlenen köpeklere 0 değeri verilerek ağrı yönetimi başarılı kabul edilmiştir. Ağrı skoru ≥ 2 olarak belirlenen köpeklere 1 değeri verilerek ağrı yönetimi başarısız kabul edilmiştir. Tüm istatistik analizler SPSS 14.01 paket programı ile yapılmıştır. Değerlendirmelerde p<0.05 kriteri kullanılmıştır. Kontrol grubunda yaş ortalaması 14,75 ± 4.17 ay; uygulama grubunda ise 15,75 ± 2,06 ay olarak kaydedilmiş; gruplar arasında ortalama yaş açısından bir farklılık belirlenmemiştir (p>0,05). Ortalama vücut ağırlığı kontrol ve uygulama gruplarında sırasıyla 23,44 ± 1,57 kg ve 27,50 ± 1,57 kg olarak belirlenmiş ve gruplar arasında farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Preskrotal bilateral orşiektomi operasyonu uygulama grubunda kontrol grubuna kıyasla daha kısa sürede tamamlanmıştır (p<0,05). Operasyon süresi uygulama grubunda 525 ± 13,17 sn; kontrol grubunda ise 598,00 ± 19,72 sn olarak belirlenmiştir. Ağrı skoru > 4 ile karşılaşılmamış, ek analjezik uygulamasına ihtiyaç duyulmamıştır. Ağrı skorları zaman içerisinde her iki grupta belirgin olarak azalmıştır (p<0,01). Ağrı skorları gruplar arası karşılaştırıldığında 15., 60., 120. dk ve 24. saatte belirlenen ağrı skorları gruplar arasında anlamlı bir farklılık göstermemiştir (p>0,05). Ağrı skorları başarılı veya başarısız olarak değerlendirildiğinde 15. dakikada kontrol grubundaki tüm köpeklerde ağrı yönetimi başarısız olmuş, uygulama grubunda ise 14 köpekte başarısız 2 köpekte ise başarılı olmuştur. Post-operatif 1. saatte ağrı yönemi kontrol grubunda 7, uygulama grubunda ise 11 köpekte başarılı olmuştur. Post-operatif 2. saatte kontrol ve uygulama gruplarında sırasıyla 13 ve 14 köpekte ağrı yönetimi başarılı olmuştur. Post-operatif 24. saatte yalnızca kontrol grubunda 1 köpekte başarısız ağrı yönetimi belirlenmiştir. Tez çalışmasında herhangi bir anestezi komplikasyonu veya müdahale gerektiren majör bir cerrahi komplikasyon ile karşılaşılmamıştır. Kontrol ve uygulama gruplarında 24. saatte operasyon bölgesi şişlik skorları sırasıyla 0,56 ± 0,20 ve 0,25 ± 0,11 olarak belirlenmiştir (p>0,05). Çalışmada şişlik skoru 3 ile karşılaşılmamıştır. Kontrol grubunda 10 köpekte şişlik belirlenmemiş, 3'er köpekte şişlik skoru 1 ve 2 olarak belirlenmiştir. Uygulama grubunda ise 12 köpekte şişlik skoru 0, 4 köpekte şişlik skoru 1 olarak belirlenmiş; şişlik skoru 2 ile karşılaşılmamıştır. Operasyon bölgesi morluk skoru kontrol grubunda 1,00 ± 0,29, uygulama grubunda ise 0,44 ± 0,16 olarak belirlenmiştir (p>0,05). Konrol grubunda 3 köpekte operasyon bölgesinde belirgin morluk (skor 3), 1 köpekte orta dereceli morluk (skor 2), 5 köpekte ise hafif morluk (skor 1) belirlenmiştir. Bu grupta 7 köpekte morluk belirlenmemiştir. Buna karşın, uygulama grubunda yalnızca 1 köpekte orta dereceli morluk (skor 2) ve 5 köpekte hafif morluk (skor 1) belirlenirken 10 köpekte ise operasyon bölgesinde morluk ile karşılaşılmamıştır. Kontrol ve uygulama gruplarında karşılaşılan operasyon bölgesi şişlik ve morlukları için herhangi bir tedevi girişiminde bulunulmamış bu komplikasyonlar birkaç gün içerisinde kendiliğinden iyileşmiştir. Sonuç olarak, köpeklerde preskrotal orşiektomide bipolar doku kapama yönteminin geleneksel bağlama yöntemine kıyasla hızlı ve güvenle kullanılabileceği, yöntemin veteriner hekimlik pratiğinde yaygınlaşması gerektiği kanaatine varılmıştır. Anahtar Sözcükler: Ağrı skoru, bipolar doku kapama, kastrasyon, köpek, post-operatif komplikasyon
Description
Keywords
Ağrı skoru, bipolar doku kapama, kastrasyon, köpek, post-operatif komplikasyon