Cilt:54 Sayı:01 (2021)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:54 Sayı:01 (2021) by Title
Now showing 1 - 11 of 11
Results Per Page
Sort Options
Item Bebeklerin Teknolojik Araçları Kullanmalarıyla İlgili Anne Görüşleri(Ankara Üniversitesi, 2021-04-01) Erdoğan, Nesrin Işıkoğlu; Ergenekon, Erinç; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı 0-36 aylık bebeği olan annelerin bebeklerde teknolojik araç kullanımı konusundaki algı ve görüşlerinin incelenmesidir. Bebeklerin günlük yaşantılarında teknolojik araç kullanıp kullanmadığını, annelerin bu araçları hangi amaçla kullandıklarını belirlemek amacıyla yapılan bu araştırmada fenomenoloji deseninden yararlanılmıştır. Araştırmada 0-36 aylık bebeği olan 8 anne ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Verilerin analizinde içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda 0-36 ay bebeklerde teknoloji kullanımına ilişkin (1)Amaçlar (2)Faydalar (3) Zararlar (4) Tepkiler ve (5) Çelişkiler olmak üzere beş ana tema ortaya çıkmıştır. Annelerin teknolojik araçları yemek yedirme, sakinleştirme gibi bebek bakım rutinlerinde kullandıklarını, bebekler ve anneler için teknolojik araçların çeşitli yararları olsa da iki yaşından önce bu araçların kullanımının bebekler için zararlı olabileceğini düşündükleri ortaya çıkmıştır. Anneler, teknolojik araçların görüntülü konuşma gibi olanaklar tanımasını yararları arasında olduğunu vurgulanmışlardır. Bebeklerin teknolojik araçlara ilgisinin olduğu ve bu araçları bırakmaları istendiğinde olumsuz tepkiler sergiledikleri anneler tarafından belirtilmiştir. Ayrıca dijital çağda bebekleri teknolojik araçlardan uzak tutmanın mümkün olmadığını bu nedenle annelerin bu araçları bebeklerine verirken çelişkili algılar taşıdıkları saptanmıştır.Item Comparative Analyses of Adult Education Systems of England, Denmark, and Turkey in the Context of The Lifelong Learning Policies of the European Union(Ankara Üniversitesi, 2021-04-01) Vezne, Rabia; Yıldız, Ahmet; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı AB’ye üye olan, eskiyen üye olan veya aday ülke olan İngiltere, Danimarka ve Türkiye’de yetişkin eğitiminin hedefleri, yapısı ve yasal sorumluluğunu karşılaştırarak analiz etmektir. Dolayısıyla bu çalışmanın yöntemi karşılaştırmalı yetişkin eğitimidir. Bu araştırma insanlar üzerinde yapılmadığı için etik kurul onayı gerekmemektedir. Araştırmada, söz konusu ülkelerin yetişkin eğitimi sistemlerinin hedefleri, yapısı ve yasal sorumluluğu karşılaştırılmıştır. Bu araştırmada elde edilen bulgulardan ilki, AB’nin yaşam boyu öğrenme hedeflerinin her üç ülkenin yetişkin eğitimi hedeflerini etkilemiş olduğudur. Söz konusu ülkelerdeki yetişkin eğitimi sistemi yapı boyutunda incelendiğinde, yerel yönetimlerin İngiltere’de etkin olduğu, Danimarka’da üç farklı paydaşın yer aldığı, Türkiye’de ise kamunun yetişkin eğitiminde ağırlıklı rol aldığı görülmüştür. İngiltere’de yerel yönetimler yasal sorumluluğu üstlenirken Danimarka’da kamu ve birliklerin bu rolü üstlendiği belirlenmiştir. Merkeziyetçi bir yapıya sahip Türkiye’de ise yasal sorumluluk merkezdedir. Yetişkin eğitimi hizmetlerini en başarılı bir şekilde yürüten ülkenin Danimarka olduğu görülmüştür.Item Difficulties in Learning English by EFL Students in Turkey(Ankara Üniversitesi, 2021-04-01) Özmat, Demet; Senemoğlu, Nuray; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmada İngilizce öğrenme sürecinde yaşanan zorlukların öğrenciler tarafından belirlenmesi hedeflenmiştir. Türkiye’de dil öğrenme ve öğretme sürecinde yaşanan zorlukların belirlenmesi, bu zorlukların giderilmesi bakımından önemlidir. Bu araştırmanın çalışma grubunu Ankara ilindeki Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Anadolu liselerinin 11. sınıf ve devlet ortaokullarının 7. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmaya toplam 2,317 öğrenci katılmıştır. Çalışmanın veri toplama araçları, araştırmacılar tarafından geliştirilen Dil Öğrenmeyi Zorlaştıran Faktörler (DÖZF) Ölçeği (2017) ve yarı yapılandırılmış görüşme formudur. Verilerin çözümlenmesinde SPSS paket programı MaxQda 12 programından faydalanımıştır. Çalışmanın bulguları hem 7. hem de 11. sınıf öğrencilerin dil öğrenme sürecinde yüksek düzeyde zorluk yaşadığını göstermiştir. Buna ek olarak, 7. Sınıf öğrencilerinin İngilizce öğrenirken yaşadığı zorluklar, lise 11. sınıf öğrencilerinin yaşadığı zorluklara göre daha az düzeydedir. Çalışmanın nitel sonuçlarına göre, öğrencilerin ortak olarak en sık yaşadıkları zorluklar; ders kitaplarının yetersiz oluşu, İngilizce ders kitaplarının öğrencilerin günlük yaşamlarında kullanacakları metinleri içermemesi, derslerde konuşma ve dinleme becerilerinin gelişimine ilişkin etkinlik yetersizlikleri, derslerde dil öğrenme stratejilerine yer verilmemesi, İngilizceye karşı özgüven eksikliği, kalabalık sınıflar ve disiplin sorunlarıdır.Item Karikatürlerdeki Matematik, Matematik Öğretmenleri ve Öğrenciler(Ankara Üniversitesi, 2021-04-01) Toker, Habibe; Sevinç, Şerife; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmada, matematiğin, matematik öğretmenlerinin ve öğrencilerin matematik içerikli karikatürlerde nasıl yansıtıldığının ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda belirlenmiş olan İngilizce ve Türkçe içeriğe sahip beş internet sitesinden 75 farklı matematik karikatürü nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman analizi yöntemi ile çekilmiş ve incelenmiştir. Ulaşılan karikatürlerin düzenlenmesi ve içerik analizi süreçleri nitel veri analiz programı olan MAXQDA (VERBI Software, 2018) yazılımında yapılmıştır. İçerik analizi sürecinde karikatürler kodlanmış ve oluşturulan kodlardan kategoriler oluşturulmuştur. Çalışmanın bulguları, okuldaki matematiğin sadece aritmetik işlemlerden ibaret olarak karikatürlere yansıdığını göstermektedir. Günlük yaşamda kullanılan matematik için ise bireylerin bilgilerinin yetersiz olduğunu gösteren karikatürlere rastlanmıştır. Buna ek olarak, analiz edilen karikatürlerde öğretmenler çoğunlukla öğrenciyle doğrudan göz teması kuran ve onları zorlayan konumda yer almaktadır. Matematik problemleri çözerken öğrencilerin endişeli yüz ifadeleri ile resmedildikleri görülmüştür. Genel olarak çalışmanın bulguları, (a) matematiğin yaşamı zorlaştırıcı; (b) matematik öğretmenlerinin öğrencileri özendirici değil baskılayıcı; (c) öğrencilerin ise matematik problemlerinden dolayı endişeli olarak karikatürlere yansıdığını göstermiştir. Karikatürlerin görsel medyada ve sosyal medyada yaygın kullanımı düşünüldüğünde, matematik içerikli karikatürlerde matematiğin ve onunla ilişkili diğer öğelerin nasıl sunulduğu önemlidir ve bu öğelerin olumlu tavır ve değerlerle sunumu önerilmektedir. This research aimed to investigate how mathematics, mathematics teachers and students were presented in math-related cartoons. To accomplish this, 75 mathematics cartoons were drawn five websites, some of which were in Turkish and some others were in English. The document analysis method was employed to gather math-related cartoons. The cartoons were organized in a qualitative data analysis software, MAXQDA (VERBI Software, 2018), and examined through content analysis. It involved coding and constructing the categories from these codes. It was found that school mathematics was presented as consisting of just arithmetic calculations and people were shown with a lack of basic math skills needed to use in real-life situations. In addition, there were cartoons that presented teachers keeping direct eye contact with students and struggling students. We also found that students solving math problems were drawn with anxious facial expressions on the cartoons. To sum up, the results of the study indicated that mathematics was presented as making life more difficult, mathematics teachers were oppressive rather than encouraging, and students were anxious in math-related cartoons. Considering the widespread use of cartoons in virtual platforms, the way in which mathematics and math-related issues are presented in the cartoons is important.Item Kariyer Uyum Yetenekleri Ölçeği Kısa Formu’nun (KUYÖ-KF) Türkçeye Uyarlanması: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması(Ankara Üniversitesi, 2021-04-01) Zorver, Cennet Erdoğmuş; Yeşilyaprak, Billur; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışmanın amacı, bireylerin kariyer uyum yeteneklerini belirlemek amacıyla geliştirilen Kariyer Uyum Yetenekleri Ölçeği Kısa Formu’ nun (KUYÖ-KF) Türkçeye uyarlanması kapsamında, ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yapmaktır. 684 lisans öğrencisinden oluşan bir çalışma grubu üzerinde uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Türkçeye uyarlaması yapılan özgün ölçeğin geliştirilmesi aşamaları dikkate alınarak KUYÖ-KF'nun geçerlik çalışmaları kapsamında madde-toplam puan korelasyonu, dil eşdeğerliği, yapı geçerliği için doğrulayıcı faktör analizi, ölçüt dayanaklı geçerlik ve cinsiyete göre ölçme değişmezliği incelenirken; ölçeğin güvenirliğini tespit etmek için Cronbach’ın alfa iç tutarlık katsayısı hesaplanmış ve orta ile yüksek düzeyde ilişkiler bulunmuştur. Elde edilen bulgular, KUYÖ-KF’nin Türkçe formunun üniversite öğrencilerinin kullanılabilmesi için yeterli geçerlik ve güvenirlik düzeyinde olduğunu göstermektedir.Item Öğretmen Eğitiminde Yapıtaşı: Türkiye, Singapur ve Hong Kong’da Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri(Ankara Üniversitesi, 2021-04-01) Akın, Sibel; Özdoğan, Sinem Sözen; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı Türkiye, Singapur ve Hong Kong’da belirlenen öğretmenlik mesleği genel yeterliklerini karşılaştırmaktır. Nitel araştırma ilkelerine dayalı olarak yürütülen bu araştırma kapsamındaki üç ülke, amaçlı örnekleme yöntemlerinden aşırı veya aykırı durum örneklemesi yoluyla seçilmiştir. Bu çerçevede, öğretmen başarısının göstergelerinden biri olarak kabul edilen öğrenci başarısı ölçüt alınarak PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) ve TIMSS (Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması) gibi uluslararası öğrenci değerlendirme sınavlarında son yıllardaki ülke sıralamalarına dikkat edilmiştir. Veri kaynağı olarak dokümanlar incelenmiş ve seçilen dokümanların her ülkedeki öğretmen yeterlikleri ile ilişkili birincil kaynak (kurum) tarafından yayımlanmış temel dokümanlar olmasına dikkat edilmiştir. Betimsel analiz yöntemi ile elde edilen bulgular ışığında, her ülke için ortak bir öğretmen niteliğinin belirlenmesinin olanaklı olmamasına karşın öğretmenlerden beklenen yeterliklerde bazı önemli benzerliklerin olduğu söylenebilir. Diğer yandan, her ülkenin kendi sosyal, kültürel ve ekonomik şartlarına, tarihsel bağlamına ve eğitim felsefesine göre yapılanabilecek kendi öğretmen yetiştirme sistemi içerisinde öğretmenlerden beklentilerin şekillendiği ve bu nedenle incelenen ülkelerin genel yeterlikleri arasında farklılıkların da bulunduğu sonucuna ulaşılabilir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar, eğitim sistemlerindeki başarıları ile ön plana çıkan bu iki ülkede öğretmenlerden beklenen genel yeterliklerin analiz edilerek taklit edilmeden ülkemizdeki öğretmenlik mesleği genel yeterliklerinin geliştirilmesine katkıda bulunabilir ve ülkemizde öğretmen eğitimi sisteminin çeşitli bileşenlerinin daha etkili politikalarla güçlendirilmesi için bir temel oluşturabilir.Item Okul Öncesi Öğretmenlerinin Eğitim-Öğretim Süreçlerinde Uygulamayı Tercih Ettikleri Etkinlik Türlerine İlişkin Görüşleri(Ankara Üniversitesi, 2021-04-01) Kılıç, Zeynep; Tunçeli, Hilal İlknur; Ünsal, Fatma Özge; Eğitim Bilimleri FakültesiOkul öncesi öğretmenlerinin eğitim-öğretim süreçlerinde uygulamayı tercih ettikleri etkinlik türlerini belirlemeyi amaçlayan bu araştırmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu 2017-2018 eğitim öğretim yılında İstanbul ilinde görev yapmakta olan ve çalışmaya katılmaya gönüllü olan 66 okul öncesi öğretmeninden oluşmakta ve veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Elde edilen veriler içerin analizi yoluyla incelenmiş ve araştırma sonucunda çalışma grubunu oluşturan okul öncesi öğretmenlerinin sınıflarında en sık uygulamayı tercih ettikleri üç etkinlik türü oyun, Türkçe ve sanat olarak belirlenmiştir. Okul öncesi öğretmenlerinin eğitim-öğretim süreçlerinde kullanacakları etkinliklerin türüne karar verirken kendilerinin sevdikleri etkinlik türlerini daha sıklıkla uygulamakla birlikte zorlanacaklarını, başarısız olacaklarını düşündükleri etkinlik türlerini ise daha az tercih ettikleri belirlenmiştir. The main purpose of this research determine the opinions of pre-school teachers’ on the types of activities. In line with this main purpose, the frequency of implementation of different types of activities was determined along with the reasons for which teachers preferred to include educational activities and which ones they did not.Case study model was used from qualitative research models in accordance with the purpose of the research. The working group consists of 66 preschool teachers who were working in Istanbul during the fall and spring semester of the 2017-2018 academic year. The data was collected through a semi-structured interview form created by the researchers. Content analysis was used in the analysis of the data obtained at the end of the data collection process. As a result of the study, the most frequent activities of teachers’ practices for students were play, Turkish language activities, art, movement, mathematics, drama, music, science and literacy activities. In addition, it has been determined that teachers practice their favorite activities more often than others, and that they actually want to do it more often in relation to these activities because they practive less of the activities they feel are failing.Item Rehberlik ve Araştırma Merkezleri Rehberlik Hizmetleri Bölümünün İşlevselliğinin İncelenmesi(Ankara Üniversitesi, 2021-04-01) Nazlı, Serap; Kiye, Saniye; Yoncalık, Orhan; Önal, Aslı Aşçıoğlu; Can, Nesime; Ateş, Elif Gülçin Çelik; Eğitim Bilimleri FakültesiOkul Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) hizmetlerinde 70 yıllık geçmişi bulunan Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nin (RAM) önemli bir konumu vardır. 2018-2019 Eğitim- Öğretim yılında RAM’ların sayısı 240 olmuştur. RAM’lar iki ana bölümde (Rehberlik Hizmetleri Bölümü ve Özel Eğitim Hizmetleri Bölümü) hizmet sunmaktadır. Bu araştırmanın amacı, RAM Rehberlik Hizmetleri Bölümü’nün yapısının işlevselliğini RAM’larda görev yapmakta olan rehber öğretmenlerin algılarına göre araştırmaktır. Araştırma karma modelde yürütülmüştür. RAM’larda görev yapan gönüllü 231 rehber öğretmenden nicel, 27 rehber öğretmenden nitel veri toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak RAM Rehberlik Hizmetleri Bölümü Durum Tespiti Anketi ve yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen nicel verilerin sıklık ve yüzdeleri hesaplanmış, nitel veriler ise tematik analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. RAM Rehberlik Hizmetleri Bölümü’nde görev yapan rehber öğretmenlere göre RAM’ların mevcut yapısı ile sorumlu oldukları bölgenin gereksinim ve isteklerini karşılayamadığı, “özel eğitim merkezi” olarak algılandığı, RAM Rehberlik Hizmetleri Bölümü’nün işlevsel olmadığı, nicelik-nitelik olarak yeterli personel atanmadığı, personel yetersizliğine karşın Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) verdiği 12 görevden yedisinin yerine getirildiği belirlenmiştir. RAM Rehberlik Hizmetleri Bölümü ile okul rehberlik servisleri arasında orta düzeyde etkileşim bulunduğu, okullarda çalışan rehber öğretmenlerin RAM’lardan özel eğitim alanı ile ilgili destek isteminde bulundukları daha işlevsel RAM’lar için çalışanlara hizmet içi eğitim verilmesi, özlük haklarının iyileştirilmesi, nicelik-nitelik olarak personel sayısının artırılması ve RAM Rehberlik Hizmetleri Bölümü’nün görev tanımının yeniden düzenlenmesinin önerildiği belirlenmiştir.Item Sokratik Sorgulamanın Başarı ve Tutuma Etkisi ile Üretilen Düşüncelerin Entelektüel Ölçünlere Uygunluğu(Ankara Üniversitesi, 2021-04-01) Hüner, Sanem Bülbül; Eğitim Bilimleri FakültesiAraştırmada sokratik sorgulama temelli etkinliklerle tasarlanmış ilkokul üçüncü sınıf hayat bilgisi dersinin nasıl işleneceğini ve tasarlanan bu etkinlikerin öğrencilerin hayat bilgisi ders başarısına ve derse karşı tutumlarına nasıl etki edeceği araştırılmıştır. Araştırmada eylem araştırması yöntemi kullanılmıştır. 2016-2017 eğitim- öğretim yılında 13 hafta boyunca özel bir okulda 4 kız 12 erkek 16 kişilik bir üçüncü sınıf öğrenci çalışma grubu ile hayat bilgisi derslerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulgularına göre öğrencilerin ürettikleri düşüncelerin önemli taraflarını vurgulayabildikleri, düşüncelerini örneklendirebildikleri, üzerine tartışılan konu ile ilgili düşüncelerinin uygunluğunu belirtebildikleri, ürettikleri düşüncelere farklı bakış açılarından bakarak değerlendirebildikleri ve düşüncelerindeki tutarlılığı ifade edebildikleri bulgusuna ulaşılmıştır. Diğer yandan çalışma grubu öğrencilerinin üretttikleri düşüncelerini detaylandırmakta, düşüncelerinin doğruluğuna ilişkin kanıtlar sunmakta, düşüncelerinin karmaşık taraflarını ifade etmekte zorlandıkları bulgularına ulaşılmıştır. Hayat bilgisi dersi başarılarının uygulama öncesine göre arttığı; tutumlarının ise uygulama sonrasında olumlu yönde geliştiği bulgularına ulaşılmıştır. This research aims to investigate, using action research method, how life science course designed with Socratic questioning-based activities will be taught in third grades of primary schools and how these designed activities will affect students' success and attitudes towards life science course. In the academic year of 2016-2017, the study was conducted for 13 weeks with a third grade student group, consisting of 4 girls and 12 boys, i.e. 16 students, in a private school. It was found that the students could emphasize the key aspects of their ideas, exemplify their ideas, indicate the relevancy about the subject being discussed, could look from different points of view, and express the consistency in their ideas. It was also found that the students in the study group had difficulty in elaborating their ideas, providing evidence of the accuracy of their ideas, and expressing the complex aspects of their ideas. It was concluded that the success of the life science course increased compared to the pre-application period and their attitudes improved after the application.Item Türkçe Dersi Öğretim Programında Sosyal-Duygusal Öğrenme Becerilerinin Kapsamının Belirlenmesi(Ankara Üniversitesi, 2021-04-01) Aygün, Hanife Esen; Taşkın, Çiğdem Şahin; Eğitim Bilimleri FakültesiBireylerin içinde bulunduğu ortama uyum sağlayarak diğer insanlarla iletişim kurma ve kendini ifade etmesinde önemli rolü olan dil becerileri sosyal-duygusal becerileri ile ilişkilidir. Sosyal-duygusal becerileri gelişmiş olan bireylerin sosyal yaşantıları ve duygu dünyasının yanında bilişsel ve dil gelişimlerinin de olumlu etkilendiği bilinmektedir. Bu doğrultuda Türkçe dersi kapsamında sosyal-duygusal becerilere yer verilmesi, bu becerilerin öğrencilere kazandırılmasının yanında dil gelişimini destekleme bakımından da önemlidir. Ancak ülkemizde sosyal-duygusal öğrenme becerileri ile dil becerileri arasındaki ilişkiye odaklanan sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu araştırmada Türkçe Dersi Öğretim Programı’nın özel amaçları, temaları ve kazanımları sosyal-duygusal öğrenme becerilerini kapsaması bakımından incelenmiştir. Programın sosyal-duygusal öğrenme ögeleri açısından değerlendirilmesi, Türkçe dersinin sosyal-duygusal ve dil becerilerinin karşılıklı gelişimine ne ölçüde fırsat sağladığının anlaşılması bakımından önemlidir. Bu araştırmada CASEL’in sosyal-duygusal öğrenme tanımı göz önünde bulundurulmuştur. Araştırma durum çalışması deseninde tasarlanmıştır. Araştırma verileri doküman incelemesi yoluyla elde edilmiştir. Veriler tümdengelimsel içerik analizi tekniği ile çözümlenmiştir. Araştırma bulgularına bağlı olarak Türkçe Dersi Öğretim Programı’nın sosyal-duygusal öğrenme becerilerine zaman zaman yer verdiği görülmektedir. Bununla beraber, öğrencilerin sosyal-duygusal becerilerini nitelikli bir biçimde geliştirmek amacıyla programın bu becerileri daha kapsamlı içerecek biçimde düzenlenmesine gereksinim olduğu düşünülmektedir.Item Üniversite İdari Personelinin Psikolojik Sözleşme Algısının İş Doyumlarına Etkisi: Kamu Hizmeti Güdüsünün Aracı Rolü(Ankara Üniversitesi, 2021-04-01) Fidan, Tuncer; Eğitim Bilimleri FakültesiKamu örgütleri yetersiz kaynaklar ile yüksek nitelikte kamu hizmeti üretme baskısı altındaki örgütlerdir. Kamu örgütlerinde çalışma yaşamı bir yandan örgütsel ilişkileri şekillendiren dinamiklerin, diğer yandan da kamu hizmetine ilişkin genel kabul görmüş değerlerin ve inançların etkisi altındadır. Psikolojik sözleşmenin örgütsel ilişkilere ilişkin dinamikleri, kamu hizmeti güdüsünün ise kamu hizmetine ilişkin değerleri ve inançları yansıttığı söylenebilir. Bu araştırmada üniversite idari personelinin psikolojik sözleşme algılarının iş doyumlarına etkisini ve kamu hizmeti güdüsünün bu ilişkideki aracı rolünü sınamak amacıyla yordama deseni kullanılmıştır. Araştırma Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinde görev yapan 416 memur ve sürekli işçinin katılımıyla yapılmıştır. Veri toplama araçları olarak Psikolojik Sözleşme Ölçeği, Kamu Hizmeti Güdüsü Ölçeği ve İş Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre ilişkisel sözleşme eğiliminin iş doyumu üzerinde olumlu bir etkisinin bulunduğu, kamu hizmeti güdüsünün ise anlamlı bir aracı olmadığı belirlenmiştir. Bu sonuçlara dayalı olarak bir yandan kamu hizmet standartlarının korunmasını sağlayacak diğer yandan da çalışan-örgüt arasındaki ilişkinin, ilişkisel sözleşmenin temel öğelerini kapsayacak düzeyde nitelikli kılınması ve bireysel özellikleri göz ardı eden genel uygulamalar yerine birey odaklı uygulamalara olanak tanıyan insan kaynakları yönetimi politikalarının uygulanması önerilmiştir.