Cilt: 06 Sayı: 01 (2023)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt: 06 Sayı: 01 (2023) by Title
Now showing 1 - 20 of 23
Results Per Page
Sort Options
Item Afet eğitiminde afetlere hazırlık: üniversite öğrencileriyle tehlike avı(Ankara Üniversitesi, 2023) Avcı, GörkemPotansiyel afetler ülkesi Türkiye’nin batısında ve güneyinde yangınlar ve kuraklık devam ederken aynı zamanda kuzey ve doğu bölgelerinde sel, çığ, fırtına olayları meydana gelebilmektedir. Bu doğrultuda insanlara eğitim aracılığıyla afet bilinci kazandırılması afetlere hazırlık için elzemdir. Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin yaşam alanlarındaki afetlere yönelik tehlikeleri tespit etmek, bu tehlikelerin olası nedenlerini belirlemek ve bu tehlikeleri gidermeye yönelik önerilerini belirlemektir. Çalışmanın amacı doğrultusunda 15 katılımcıyla Tehlike avı etkinliği yapılmıştır. Nitel araştırma temelinde durum çalışması yöntemine göre tasarlanan araştırmanın katılımcılarını 2021-2022 eğitim-öğretim yılı bahar yarıyılında ölçüt örneklemesi yöntemiyle seçilmiş afetler ve afet yönetimi dersini alan 15 öğrenci oluşturmaktadır. Yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla elde edilen veriler içerik analiz ile çözümlenmiştir. Çalışma sonucunda, üniversite öğrencileri ev ve yurt gibi yaşam alanlarında deprem, sel-taşkın, yangın, heyelan ve fırtına ile ilgili birçok tehlike unsuru ve tehdit barındıran durumlar tespit etmişlerdir. Tespit ettikleri tehlikelerin nedenlerini; insanlarda afet bilincinin olmaması, afetler konusunda bilgisizlik ve deneyimsizlik, insanların sorumsuzluğu, denetim eksikliği ve afet gerçeğine inançsızlık olarak belirlemişlerdir. Katılımcıların tespit ettikleri tehlikelere yönelik önerileri ise yapısal olmayan yapıların sabitlenmesi, erken uyarı cihazların bulundurulması, tehlike avının zorunlu hale getirilerek toplumda afet kültürü oluşturulması, tehlikelere müdahele edilerek tedbirler alınması, gönüllülük sisteminin topluma yayılması, afet eğitimlerinin verilmesi, afet senaryoları aracılığıyla tatbikatların yaygınlaştırılması ve denetimlerin yapılması yönündedir. Araştırmada; “Afete Hazır Türkiye” yolunda eğitimin gücünden yararlanılması, tehlikelerin belirlenip zaman kaybetmeden afetlere karşı hazırlıklı olunması, bireylerde afet bilinci toplumda ise afet kültürü oluşturulması gerektiği önerilmiştir.Item Afet sonrası toplanma alanlarına yönelik kapasite yeterliliğinin değerlendirilmesi: merkezefendi ilçesi (Denizli) örneği(Ankara Üniversitesi, 2023) Partigöç, Nur SinemKentsel gelişim süreçlerinde afet risklerinin yeterince dikkate alınmaması kentsel kırılganlığın artmasının başlıca sebepleri arasında yer almaktadır. Afet olaylarının hem mekânsal gelişme dinamiklerini hem de toplumsal yapının bileşenlerini kritik biçimde etkilediği açıkça ortadadır. Bu nedenle, kentsel alanlarda afet risklerinin belirlenmesi ve olası afet zararlarının azaltılabilmesi için Risk Azaltma ve Sakınım Planlaması çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiği sıklıkla vurgulanmaktadır. Çalışmada Denizli kentinin nüfus yoğunluğu bakımından en büyük iki ilçesinden biri olan Merkezefendi ilçesinde yer alan ve Denizli İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından belirlenen ilk toplanma alanlarının mevcut kapasitelerinin büyüklük kriteri bakımından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, Merkezefendi ilçesinde yer alan 50 mahalle için Denizli İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından yer seçimi yapılan toplam 48 adet ilk toplanma alanının kapasite bakımından yeterliliği 3 aşamalı bir yöntem kullanılarak değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, ilçenin kentin gelişme yönünde olduğu ve ilçede yapılaşmış alanların diğer bölgelere göre daha az olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Sakınım Planlaması süreçlerinin ilçe genelinde kontrollü biçimde yürütülebilmesi ve sosyal donatı alanlarının potansiyelinin afet risklerinin azaltılması için kullanılabilmesinin ilçeye önemli avantajlar sağladığı saptanmıştır.Item Afet sosyal bilim araştırmalarında bir ‘epistemik cemaat’: latin amerika’da la red(Ankara Üniversitesi, 2023) Özberk, NejdetLA RED (Latin Amerika'da Afetlerin Önlenmesine İlişkin Sosyal Araştırmalar Ağı) sosyal bilim alanlarında afet araştırmalarını teşvik etmeye ve yaygınlaştırmaya adanmış bir bilim insanları topluluğudur. Toplumsal kırılganlığı kavramsal başlangıç noktası alan öncü bir araştırma ve eylem ağı olarak LA RED’in afet ve risk araştırmaları dünyasında önemli bir yeri vardır. Bu topluluğun aşağıdaki katkıları, getirdiği kavramsal yenilikler ve ufuk açıcı görüşleri afetlerin sosyal boyutlarını, afet riskini ve bunların yönetimini düşünmenin ve anlamanın alternatif bir yönteminin yolunu açmıştır: (1) afetlerin sosyal inşası; (2) afet riski, kalkınma ve çevre arasındaki içkin bağ; (3) küçük ve orta ölçekli afetlerin ve kapsamlı ve yoğun risklerin önemi; (4) yerel düzeyde afet risk yönetimi ve (5) bütünleşik afet risk araştırması ve afetlerin adli incelemeleri. Bu perspektiflerin birleşmesi sonucunda, entelektüel bir afet araştırmacıları topluluğu ortaya çıkmıştır. Ağ, afet risklerinin toplumsal yorumlarının yaygınlaştırılmasında ve doğal tehlikelerden sosyal savunmasızlığa paradigma kaymasında kilit bir rol oynamıştır. İkincil literatüre dayanan bu araştırma bir epistemik cemaat olarak LA RED’in afet sosyal bilim araştırmaları içindeki yerini, ağın yapısını, araştırma gündemini, ufuk açıcı görüşlerini, kıtada ve dünyada afet çalışmalarına önemli katkılarını, 1992’de başlayan tarihsel ve düşünsel serüvenini incelemektedir.Item Afet ve acil durumlara müdahale Kapsamında Destek Personelin Hazır Oluşluğunun Artırılması(Ankara Üniversitesi, 2023) Oter, Emine Gercek; Yılmaz, Gürkan; Çinar, Halise; Öter, Nadir Savaş; Abacıgil, Filiz; Çevik, EvrimBu çalışmada Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nin tüm kampüslerinde afet ve acil durumlara müdahale kapsamında destek personelin hazır oluşluğunun arttırılmasına yönelik online teorik eğitim ile yüzyüze uygulamalı eğitim verilmesi amaçlanmıştır. Ön test-son test deseninin uygulandığı müdahale tipinde bir çalışmadır. Araştırmanın örneklemini Mayıs 2020 – Ağustos 2021 arasında üniversitenin her biriminde (Rektörlük, enstitü, fakülte, yüksekokul, uygulama ve araştırma merkezi, hastane vb.) destek elemanı olarak görevlendirilen toplam 679 personel oluşturdu. Araştırma verileri Birey Tanıtım Formu ve Destek Elemanlarının Afet ve Acil Durumlara Hazır Oluşluğuna Yönelik (Tahliye ve Arama Kurtarma, Yangın) Bilgi Testleri ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde bağımlı gruplarda t test, Student t testi kullanılmıştır. Katılımcıların Tahliye Arama ve Kurtarma Bilgi Testi Ön-test skor ortalaması 11,5±2,2 iken, Son-test skor ortalaması 13,4±2,7 olarak saptanmıştır. Katılımcıların Tahliye Arama ve Kurtarma Bilgi Testi Ön-test ve Son-test skor ortalamaları arasındaki fark anlamlı olarak bulunmuştur (z =-16,537, p <0,001). Personellerin Yangın Bilgi Testi Ön-test skor ortalaması 11,5 ± 2,2 iken, Son-test skor ortalaması 13,3 ± 2,7 olarak saptanmıştır. Katılımcıların Yangın Bilgi Testi Ön-test ve Son-test skor ortalamaları arasındaki fark anlamlı olarak belirlenmiştir (z = -15,017, p < 0,001). Verilen eğitimin katılımcıların bilgi düzeylerinde artış sağladığı sonucuna ulaşılmıştır. Üniversitelerin bünyelerinde çalışan akademik ve idari personelden oluşan destek elemanlarına yönelik olarak verilen bu eğitimlerin ülkemiz genelinde yaygınlaştırılması önerilmektedir.Item Afet yönetimi odağında orman yangınlarının değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2023) Usta, GalipGeçmişten günümüze toplumların çeşitli afetlere maruz kaldıkları, değişen koşullarla birlikte afet çeşitliliğinin ve yaşanma sıklığının değiştiği söylenebilir. Afetleri genel olarak doğal ve teknolojik kökenli afetler olarak sınıflandırmak mümkündür. Çalışmanın konusunu oluşturan orman yangınlarının da afet sınıflaması içerisinde yer aldığı görülmektedir. Bu bağlamda yapılan çalışmada; Türkiye’de, 2005-2020 yılları arasında meydana gelen orman yangınlarının; zamansal, bölgesel, nedensel ve yanan alan miktarı açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca 2005-2020 yılları arasında internet kullanıcılarının “Google Trends” özelinde orman yangınları konusundaki eğilimlerinin değerlendirilmesi de hedeflenmiştir. Çalışmada; orman yangınlarının çıkış nedenleri arasında ihmal-kaza olaylarının ilk sırada yer aldığı görülmüştür. 2005, 2009, 2011, 2013, 2015 ve 2019 yıllarında çıkan yangın sayıları açısından il statüleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p<0,05). 2005, 2009, 2011, 2013, 2015 ve 2019 yıllarında büyükşehirlerde çıkan yangın sayıları anlamlı derecede yüksektir. Yangınla mücadelede tüm afetlerde olduğu gibi hazırlık ve müdahale çalışmalarının önemli olduğu söylenebilir. Orman yangın riski yüksek olan bölgelerin teknolojik araç-gereçlerle denetlenmesinin, söndürme ekipmanları açısından donatılmasının, bölgede yaşayan vatandaşların yangınlar konusunda bilinçlendirilmesinin önem arz ettiği düşünülmektedir. Yapılan çalışmalar afet yönetimi çerçevesinde incelendiğinde; yangın gözetleme kulelerinin ve yangın emniyet yollarının yapılması, duyarlılık haritalarının oluşturulması, erken uyarı sistemlerinin kurulması veya güçlendirilmesi ile farkındalık çalışmalarının yürütülmesi gibi faaliyetlerin bütünleşik afet yönetim sisteminde risk yönetimi kapsamında, yangının söndürülmesi, gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması ve yeniden ağaçlandırma gibi çalışmalar ise kriz yönetimi kapsamında değerlendirilebilir. Sonuç olarak bütünleşik afet yönetim modelinin evreleri olan hazırlık, zarar azaltma, müdahale ve iyileştirme aşamalarının orman yangınları konusunda da sistematik bir şekilde işletilmesinin olası yangın zararlarının azaltılmasına ve orman yangınlarının önlenmesine katkı sunacağı öngörülmektedir.Item Deprem sonrası ilk durak: istanbul’da toplanma alanlarına dair bir inceleme(Ankara Üniversitesi, 2023) Uyar, Hazal Ekin; Töre, EvrimDünya üzerinde birçok yerde afetler meydana gelmekte, tüm bu afetler içerisinde deprem, yıkıcılığı ve olumsuz etkileriyle ön plana çıkmaktadır. Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde yer alan Türkiye deprem riski altındaki ülkeler arasında. Türkiye’de geçmişte yaşanan büyük depremlerin neden olduğu kayıplar ülkedeki deprem tehlikesini göz önüne sermekte ve önlem almayı zorunlu kılmaktadır. İstanbul, üzerinde barındırdığı kalabalık nüfus ve yoğun yapı stoğu, yakın zamanda şiddetli bir depremin deneyimlenmiş olması, taşıdığı deprem riski gibi nedenlerle önemli bir laboratuvardır ve bu nedenle çalışma alanı olarak seçilmiştir. İstanbul’un mevcut koşulları, kentsel açık yeşil alanlarının giderek azalması ve yapılaşması, olası bir depremde kentlinin nerede toplanacağı gibi konular, kentteki toplanma alanlarını net bir şekilde ortaya koymanın gerekliliğini vurgulamaktadır. Vatandaşların deprem sonrasında ilk kaçış noktası olan toplanma alanları ile ilgili güncel ve doğru bilgiye sahip olabilmeleri hayati önem taşımaktadır. Bununla birlikte, kentsel açık yeşil alanları giderek azalan İstanbul’da toplanma alanlarının yeterliliğinin yanı sıra, kurumlar tarafından ilan edilen bilgilerin tutarlılığı da konuyla ilgili tartışmalar arasındadır. Çalışma tartışmaların odağında yer alan toplanma alanlarını 2020 yılı ve sonrası için il ve ilçe ölçeğinde sayısal ve alansal olarak tespit etmeyi ve kurumlar arasındaki veri tutarsızlıklarına dikkat çekmeyi amaçlamıştır. Bu bağlamda çalışma kapsamında İstanbul’daki toplanma alanlarıyla ilgili bilgilere ulaşmak amacıyla AFAD, İBB ve ilçe belediyeleri verileri ile interaktif haritalar üzerinden alansal hesaplama yapılarak elde edilen sayısal veriler çakıştırılmıştır. Çalışma AFAD ve İBB verileri arasındaki tutarsızlıklara işaret ederken nüfuslarına oranla toplanma alanları yetersiz ilçeler ile, yüksek hasar beklenmesine rağmen yeterli toplanma alanı bulunmayan ilçelere dikkat çekmektedir.Item Donanma unsurlarının afetlere müdahalede kullanımı(Ankara Üniversitesi, 2023) Düdükcü, Yalçın; Utkucu, MuratDonanmalar tarihi misyonları gereği bir ülkenin güvenliğini sağlamak, çıkarlarını korumak ve oluşturdukları politikalarının uygulanmasına yardımcı olmak için hazır tutulan birliklerdir. Ülkeler milyonlarca dolar harcayarak, çeşitli özellikte ve büyüklükteki gemiler yapmış, yaptığı bu gemileri yüzdürmek ve gerekirse savaşmak için bulundurmak zorunda olduğu personel ile oluşturdukları bu güç unsurunu stratejik bir şekilde ve insancıl bir çerçevede kullanmaya başlamıştır. Savunma misyonuna ek olarak, donanmalar son 50 yıldır kritik afet dönemlerinde artan sayıda insani yardım misyonu üstlenmişlerdir. Bu çalışmanın amacı, herhangi bir felaket durumunda müdahalede bulunabilecek donanmaların rolünü değerlendirmektir. Bu bağlamda, seçilmiş ülkelerin donanmaları ve özellikle Türk Donanması irdelenmiştir. Daha sonra, afet dönemlerinde donanmaların kullanımına ilişkin örnekler, savaş gemilerinin genel özellikleri ve afete müdahale ve insani yardım operasyonlarında tercih edilen donanma gemileri incelenmiştir. İnsani yardımda uçan unsurların donanmaya yaptığı katkılar da incelenmiştir. Donanmaların afetler sonrası faaliyetlerinin özellikle müdahale/arama-kurtarma dönemi ile ilişkili olduğu görülmüştür. Son olarak, Türk Deniz Kuvvetleri'nin dünyadaki bu misyon değişikliğine hangi düzeyde adapte olduğu sorgulanmıştır.Item Göçün kent estetiği üzerine etkisi(Ankara Üniversitesi, 2023) Karafakı, Filiz ÇetinkayaKentlerin yerleşim birimleri olarak oluşumları uzun zaman öncesine dayalı olsa da günümüz dünyası modern kentlerin oluşum tarihi çok da eski değildir. Organik yapılar olan kentlerin oluşumları birçok etmene bağlıdır. Kentin içinde bulunduğu coğrafya, ait olduğu ülkenin ekonomik ve jeopolitik durumu, kente yerleşen toplumun sosyo-kültürel özellikleri ve kentte görülen göç hareketleri bunlardan bazılarıdır. Kentler çeşitli sebepler ile göç hareketlerine maruz kalmaktadır. Göç; insan hayatını tehlikeye düşüren olayların varlığında ya da insanların daha konforlu yaşama isteği sonucunda gerçekleştirdiği ve hayatlarının bir kısmını ya da tamamını geçirmek üzere yaptığı bir yer değiştirme hareketidir. Göç hareketi çok çeşitli etkileriyle kentlerin fiziksel, ekonomik, sosyal ve kültürel şekillenmesinde büyük rol oynamaktadır. Bu çalışma göç hareketinin kentler üzerinde yarattığı etkilere değinerek göç hareketinin özellikle kentin fiziki yapısında ve estetik değerlerinde yaptığı değişiklikleri ortaya koymayı hedeflemektedir. Bu çalışma kentin temel bileşenlerinden yola çıkarak göç hareketinin bu bileşenler üzerinde yarattığı olumlu ve olumsuz etkileri tablo halinde göstererek bu etkilerin kentin sosyo-kültürel ve fiziki yapısı yanında estetik görünümüne olan yansımalarını ortaya koymayı hedeflemiştir.Item Kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer (KBRN) olaylarında sağlık okuryazarlığı(Ankara Üniversitesi, 2023) Dökmeci, Ayşe Handan; Deniz, EgeGeçmişten günümüze kadar afet boyutunda birçok Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) olay yaşanmıştır ve gelecekte de yaşanmaya devam edecektir. Bu sebeple, herkesin KBRN olaylarına maruz kalması durumunda sağlığını nasıl yöneteceğini öğrenmesi gerekmektedir. Bunun için de bireylerin KBRN olaylarında sağlık okuryazarlık seviyelerinin artırılması için gerekli çalışmalar yürütülmelidir. Sağlık okuryazarlığı (SOY); insanların aldığı eğitim ile ilişkili olarak, gerekli kaynakları kullanarak kendi sağlığı ile ilgili bilgi elde edebilme, elde edilen bilgileri anlayabilme, değerlendirebilme ve uygulayabilme becerilerini ifade etmektedir. Bu nedenle bireylerin yaşam kalitesini artırabilmesi, sağlığını sürdürebilmesi ve hastalığını önleyebilmesi için önemli bir kavramdır. İnsanlığın var olduğu her yerde, bir acil durum veya afet ihtimali söz konusudur. Bu sebeple insanların bir acil durum veya afet meydana gelmeden önce sağlığını doğru yönetmek için ne yapması gerektiğini bilmesi gerekmektedir. Çalışmamızda KBRN olaylarına karşı dirençli bir toplum oluşturabilmek için KBRN SOY ölçüm araçlarının geliştirilmesine katkıda bulunmak ve bireysel farkındalık kazandırmaya yönelik literatüre katkı sağlamak amaçlanmıştır.Item Konya’da aile sağlığı merkezlerine başvuran yetişkinlerin su tasarrufu ile ilgili bilgi, tutum ve davranışları(Ankara Üniversitesi, 2023) Uyar, Mehmet; Kasapoğlu, Enes; Demir, Gizem SenaBu çalışma, Konya ili merkez Meram ilçesindeki aile sağlığı merkezlerine başvuran yetişkin bireylerin su tasarrufu ile ilgili bilgi, tutum ve davranışlarını saptamayı amaçlamıştır. Çalışma; kesitsel tipte bir epidemiyolojik araştırma olarak planlandı ve basit rastgele yöntemle belirlenen beş aile sağlığı merkezinde yürütüldü. 230 kişi araştırma kapsamına alındı. Çalışmaya dahil edilen 230 katılımcının yaş ortalaması 38,28 bulundu. Katılımcıların %90,4’ü dünyadaki su kaynaklarının tükenebileceğini; %66,5’i ülkemizin su sıkıntısı çeken bir ülke olduğunu, %89,6’sı ülkemizin gelecekte su sıkıntısı çekebileceğini ve %70,0’ı su tasarrufu konusunda sorumluluğun bireylere ait olduğunu belirtti. Bahçeli evde yaşayanların aylık su faturası ortalaması anlamlı olarak yüksek bulundu. “Su ayak izi kavramını duyanların yaş ortalaması daha düşük ve eğitim düzeyleri daha yüksek bulundu. Evliler ile üniversite mezunu olanlar; ev aletleri alırken su tasarruflu olmasına daha fazla dikkat etmekteydi. Katılımcıların çoğunun ülkemizin halen su sıkıntısı çektiğini ve gelecekte de su sıkıntısı çekeceğini düşünüyor olmalarına rağmen su tasarrufu konusunda alabilecekleri önlemleri yeterince almıyor oldukları görüldü. Su tasarrufu konusunda alınabilecek önlemlerle ilgili halka eğitim verilmesi, halkın duyarlılığını artırıcı faaliyetler yapılması, gri su kullanımının ve su tasarrufu sağlayacak sistemlerin ve gereçlerin özendirilmesi önerilebilir.Item Kırılgan gruplar özelinde afetlerde psikososyal hizmetler(Ankara Üniversitesi, 2023) Arıca, Fatih; Çakır, Cevahir; Kağnıcı, DilekAfetler yaşamın doğal bir parçasıdır ve çoğunlukla da kaçınılmazdır. Bununla birlikte etkin afet yönetimi ile kaçınılmaz olan bu doğal yaşantıların olası olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi mümkündür. Afet yönetimi tüm dünyada önemle üzerinde durulan bir konu olmakla birlikte özellikle kırılgan gruplar üzerinde nispeten daha yeni ele alınan bir yaklaşımdır. Literatürde kadınlar, yaşlılar, yoksullar, engelliler, göçmen ve mülteciler, LGBTİ+lar ve farklı etnik kökene mensup bireyler kırılgan gruplar olarak tanımlanmaktadır. Hâlihazırda birçok zorlukla yaşamlarını idame ettirmeye çalışan kırılgan gruplar, afetlerden de oldukça olumsuz şekilde etkilenmektedir. Afet yönetimi afetlerin tüm olumsuz sonuçlarını ekonomik, sosyal, kültürel, psikolojik olmak üzere çok boyutlu bir yapıda ele alan bir hizmettir. Bu çalışmada odak, afetlerin psikolojik etkilerine yönelik yürütülen psikososyal hizmetlerdir. Psikososyal hizmetler afet sonrasında ortaya çıkabilecek psikolojik problemlerin önlenmesine yönelik sürdürülen tüm çalışmaları kapsamaktadır. Bu bağlamda makalenin temel amacı ruh sağlığı uzmanlarının güncel rollerinden olan hak savunuculuğu özelinde kırılgan gruplara yönelik psikososyal hizmetlerin nasıl olabileceği doğrultusunda bir bakış açısı sunmaktır.Item Managerial planning in disaster logistics: model proposal for logistics administrative structuring in pandemics(Ankara Üniversitesi, 2023) Küçük, BurakIn disaster management, it is necessary to make strategic, tactical and operational plans, determine goals and targets, organize necessary to reach these goals, and find resources. Logistics planning is done according to the numbers and basic needs of the victims. The problems experienced in local production and international transportation during the COVID-19 Pandemic process, which started in China and affected the whole world, and which is a type of biological disaster, caused disruptions in supply chains. The effectiveness of medical intervention and disaster management studies in pandemics depends on the efficiency of logistics services. The COVID-19 pandemic has demonstrated the importance of logistics planning specific to pandemic response activities, in line with Turkey's disaster response structure and legislation. Disaster and emergency legislation in Turkey, disaster management systems in different countries and pandemic response studies were also examined. Based on the literature research and face-to-face interviews, suggestions were made regarding the administrative structure of the institutions and organizations working at the command, tactical or operational levels in the pandemic response. By evaluating the response studies in the COVID-19 pandemic, an administrative structuring model was created for logistics activities in pandemics.Item Öğrenci yaşam alanlarında yangın güvenliği davranışı ölçeğinin (RSFSBS) türkçe geçerlilik ve güvenirlik çalışması(Ankara Üniversitesi, 2023) Turan, Melikşah; Oral, VildanGenellikle insan faktörünün yoğun etkisi sonucu ortaya çıkan konut yangınları, bireysel ve toplumsal davranış değişiklikleri gerçekleştirilerek güvenli yaşam ortamlarının oluşturulmasına olanak tanımasından ötürü önlenebilir afetler kategorisinde yer almaktadır. Bu kapsamda çalışmanın amacı Griffin (2011) tarafından geliştirilen “Öğrenci Yaşam Alanlarında Yangın Güvenliği Davranışı Ölçeğinin” (RSFSBS) Türkçe formunun geçerlilik ve güvenilirliğini test etmektir. Çalışma kapsamında Bucak Sağlık Yüksekokulunda araştırmaya katılmaya gönüllü 244 öğrenciye 29 soruluk RSFSBS ölçeği uygulanmıştır. Ölçeğin yapı geçerliğinin tespitinde açımlayıcı faktör analizi (AFA) ve doğrulayıcı faktör analizi (DFA), güvenirliğinin belirlenmesinde ise Cronbach alfa katsayısı değerlendirilmiştir. Ölçeğin faktör yapısını incelemek için yapılan temel bileşenler faktör analizi sonucunda, maddelere ait faktör yük değerlerinin 0.41-0.92 arasında olduğu ve toplam varyansın %63,63’ünü açıklayan üç alt boyut olduğu görülmüştür. DFA sonuçlarına göre ise ölçeğin (Ki-kare/serbestlik değeri: 1.95; RMSEA: 0.06; CFI: 0.94; NFI: 0.88; NNFI: 0.93; GFI: 0.85 ve AGFI: 0.81) 3 bileşen ve 25 ifadeden oluştuğu tespit edilmiştir. Ölçeğin iç tutarlık güvenirliğinin (cronbach alfa = .95) yüksek olduğu, alt boyutlar incelendiğinde F1, F2 ve F3 için alt boyut iç tutarlılık katsayılarının sırasıyla 0.94, 0.81, 0.90 olduğu ve düzeltilmiş madde-toplam korelasyonlarının 0.49 ile 0.78 arasında değiştiği görülmüştür. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular RSFSBS ölçeğinin üç faktörlü yapısının Türk kültürü için geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı olduğunu göstermektedir.Item Orman yangınları sonrası ekosistem tabanlı planlamaya doğru: yanma derinliğinin sınıflandırılması(Ankara Üniversitesi, 2023) Güney, Coşkun Okan; Mert, Ahmet; Gülsoy, SerkanOrman yangınları dünya üzerindeki ekosistemleri etkileyen doğal bir sürecin parçasıdır. Yangın, mikro ölçekli fenomenden geniş peyzaj desenleri ve süreçlerine kadar birden fazla zamansal ve mekânsal ölçekte biyofiziksel süreçleri etkiler. Yöneticiler yangın sonrası karar verme süreçlerini gerçekleştirebilmek için yanan alanların karakterizasyonunu iyi yapabilmelidir. Bu ise hem bitki örtüsü hem de toprakta yangının neden olduğu ekolojik değişimin derecesi olarak kabul edilen ve yangın rejiminin en önemli bileşenlerinden olan yanma derinliğinin tespiti ile mümkündür. Yanma derinliği, yanıcı madde tüketimi derecesinin görsel olarak gözlemlenmesi, yangından sonra tüketilmemiş bitki ve toprak yüzeylerindeki kömürleşme miktarı temelinde sınıflandırılabilir. Bu sınıflandırmalar genellikle yanmamış, az yanmış, orta derecede yanmış ve çok yanmış alanlara ayrılarak yapılır. Bazen yangınlar çok büyük alanlarda meydana gelir ve bu alanlarda zarar tespitleri yapmak çok fazla emek, para ve zaman gerektirebilir. Bu yüzden büyük yangınlar sonrası yangının ekosisteme verdiği zararın derecesi belirlenirken uzaktan algılama yöntemleri sıklıkla kullanılır. Yanma derinliği sınıflandırmaları genellikle optik uzaktan algılama verilerinden türetilen spektral indeksler ile ya da SAR ve LiDAR gibi aktif uzaktan algılama yöntemlerinden elde edilen haritalar ile ifade edilir. Yanma derinliğini sınıflandıran haritalar, orman yangınların toprak, su, ekosistem florası ve faunası, atmosfer üzerindeki etkilerini tanımlayabilir ve yangınlar sonucu ortaya çıkan farklı derecelerde yanmış/ yanmamış alanların sürdürebilir ekolojik bir yaklaşım ile planlanmasında kullanılabilir. Bu çalışmada yanma derinliği kavramı ve yanma derinliği sınıflandırmalarının aşamaları hakkında bilgiler verilmiş, bu konu hakkında bundan sonra yapılacak çalışmalar için literatür özetlenerek konunun iyi ve eksik yönleri tartışılmıştır.Item Osmanlı Devleti’nde yıldırımlara karşı paratonerlerin kullanılması(Ankara Üniversitesi, 2023) Geçili, DeryaBulutlar ile yer arasında veya bulutların kendi içindeki dengesizliklerden yıldırımlar meydana gelmektedir. Yıldırımlar, şiddeti bir anda artıp daha sonra aynı hızla azalan kısa süreli elektrik cereyanlarıdır. Tarih boyunca meydana gelen yıldırımlar, dünyada büyük zararlara sebep olmuştur. 19. yüzyılda Avrupalı devletler yıldırımlara engel olabilmek amacıyla incelemelere başlamıştır. Bu incelemeler sonunda, hava durumunu değiştirme yeteneğine sahip aygıtlar olmasa da doğal bir felaket olan yıldırımlara karşı paratonerler yapılmıştır. Paratoner, hem elektrik yüklü bulutların etkilerini hafifletir, hem de yıldırımın yere inmesi için taşıyıcı bir yol hazırlar. Osmanlı Devleti de her zaman yıldırımların çok büyük etkisi altında kalmıştır. Askeri binalara düşen yıldırımlar sonucu silahlarla patlayıcı maddeler ateş alarak cephaneler zarar görmüştür. Yıldırımlardan korunmak amacıyla bazı çareler aranmış ve paratonerler fark edilerek Avrupa’dan satın alınmaya başlanmıştır. Paratonerler, uygun yerlere yerleştirilerek başta askeriye olmak üzere sahil ve şehir merkezlerinde, doğal felaketlere karşı güvenlik sağlanmıştır. Bu çalışmada Başkanlık Osmanlı Arşivi, talimatnameler ve eski dergiler kullanılarak paratonerlerin özellikleriyle Avrupalı şirketlerden satın alınmaları için yapılan görüşmeler anlatılmıştır.Item Osmanlı Devleti’nin çekirge afeti ile mücadelesinde bir işgücü olarak amele taburları(Ankara Üniversitesi, 2023) Taştekin, SerapÇekirge istilası, Osmanlı Devleti tarihinde farklı bölgelerde sık rastlanılan bir hadiseydi. Biyolojik afetlerden kabul edilen ve pek çok bölgeyi etkisi altına alan çekirge afetiyle mücadele için çeşitli tedbirler alındı. Hububatın yok olmasına ve kıtlığa sebebiyet veren bu afetle baş etmek için Çekirge Kanunnameleri hazırlayan Osmanlı yönetiminin karşısına çıkan en büyük sorunlardan birisi, mücadelede kullanılacak işgücü oldu. Çekirge ile mücadelede çeşitli istihdam kollarından faydalanıldı. Bunlardan ilki, istilaya uğrayan mahallerdeki ahaliydi. İskân olan yerlerde ahali çekirge itlafına katılırken, bunun dışındaki mahaller için ek işgücü gerekti. Ahalinin mücadelede yetersiz kaldığı veya iskân olmayan yerlerdeki çekirge istilasının bertaraf edilmesi için başvurulan işgücü ise amele taburları oldu. I. Dünya Savaşı sırasında geri hizmet birlikleri olarak hazır tutulan ve karayolu, demiryolu yapımı, ağaç kesimi, imar faaliyetleri, maden işleri gibi hizmetlerde çalışan amele taburlarından çekirgeyle mücadelede sıkça yararlanıldı. Bu çalışma, amele taburlarının çekirge afetiyle mücadeledeki yerinin ortaya konulması bakımından önem arz etmektedir. Çalışmanın metodolojisinde çekirge afeti yönetimi için hazırlanan hukuki düzenlemelerden Çekirge Kanunnameleri ve takviye alınan amele taburları ile ilgili Osmanlı arşiv belgeleri taranarak, bu birliklerin nasıl görevlendirildiği incelenmiştir. Amele taburlarının çoğunluğu silahaltına alınmayan erkeklerden oluştuğu için, çalışma zamansal olarak I. Dünya Savaşı dönemi ile sınırlanmıştır.Item Özel gereksinimli bireyler ve ebeveynleri açısından afet zorlukları: 2011 van depremi örneği(Ankara Üniversitesi, 2023) Bilik, Mehmet Baki; Akdağ, MuratAfetler toplumsal normların askıya alındığı, gündelik yaşamın derinden yarıldığı zor süreçlerdir. Özellikle depremler çok daha sarsıcı olup, kısa süre zarfında toplumsal sistemi işleyemez hale getirebilmektedir. Bu süreçte afetzedelerin yaralanmadan tahliye olmaları, acil toplanma alanlarına geçmeleri ve evlerinden uzakta, sınırlı koşullar içerisinde yaşama tutunmaları gerekir. Toplumun her kesimini zorlayan afet dönemleri özellikle özel gereksinime ihtiyaç duyan engelli bireyleri ve onların ailelerini çok daha derinden etkilemektedir. Kendi ihtiyaçlarını gideremeyecek düzeyde bir engele sahip bireyler ve onlardan sorumlu ebeveynler için bu dönemler çok daha kırılgan olmaktadır. Bu araştırma tam da böyle bir süreci ortaya çıkarmak için yapılmıştır. Zihinsel yetersizliği nedeniyle özel gereksinim ihtiyacı duyan engelli bireylerden sorumlu ebeveynlerin, acil akut süreçlerinde yaşadıkları zorluklar ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Araştırma, 2011 Van Depremlerine maruz kalmış özel gereksinimli çocuklara sahip 10 anneyle yarı yapılandırılmış görüşmeye dayanmaktadır. Tespitler bu ailelerin dezavantajlı durumlarının kurbanı olduklarını ortaya koymaktadır. Tahliye sürecinde önemli zorluklar ile karşılaşan aileler, temel ihtiyaçlarını uzun süre karşılayamadılar. Ekonomik yetersizlikleri nedeniyle kırılganlıklarının çok daha arttığı tespit edilen bu aileler, birçok konuda kendilerini çaresiz hissetmişlerdir. Tahliye, barınma, temel ihtiyaçların giderilmesi konusunda yeterince destek alamadıklarını belirten aileler, kamu hizmetlerine erişimde sıkıntılar yaşamışlardır. Acil akut sürecindeki barınma koşullarının (konteyner kentler) özel gereksinimli bireylere uygun olmadığını belirten aileler, bu süreçte yaşadıkları zorlukların katlanarak arttığını belirtmişlerdir.Item Production of flood risk maps of ınebolu basin using different fuzzy analytic hierarchy process methods(Ankara Üniversitesi, 2023) Arca, Deniz; Yalcin, FeminFlood events, which are considered as natural disasters, cause significant loss of life and property throughout the world. In order to be fully prepared for the flood, which is a disaster of meteorological origin, it is necessary to create flood risk susceptibility maps. Flood risk susceptibilities are values determined by considering different criteria that may cause flooding. Determining the weights of these criteria is also a problem that needs to be addressed. Due to the hierarchical structure of the aforementioned criteria, the problem of determining flood risk sensitivity was deemed suitable to be modeled as a fuzzy multi-criteria decision making (MCDM) problem, and a fuzzy analytic hierarchy process (FAHP) based model was used in this study. The use of Geographic Information Systems (GIS) in basin studies is increasing day by day. Geographic Information Systems are used to collect, process and analyze existing data in order to identify potential risk areas. In this study, flood risk susceptibility maps of the İnebolu Basin, located within the borders of Kastamonu province in the west of the Black Sea Region of Turkey, were created by using different fuzzy analytic hierarchy process methods and the obtained results were compared with each other.Item Reflection of covıd-19 in the context of posttraumatic growth in turkish society(Ankara Üniversitesi, 2023) Yiğitbaş, Çağla; Elkoca, Ayse; Özcan, HandanThe aim of the study was to determine whether the COVID-19 pandemic had a positive impact on posttraumatic growth and to identify the influential factors. Quantitative method was used. A descriptive cross-sectional study was conducted. Permissions were obtained before the research. The sample size was calculated with the formula t2xs2/d2. After the calculation, 106 people who consented to participate in the study were reached. Data were collected by convenience sampling method. The mean age of the participants was 31.61 ± 11.05 years. 58.5% of the participants were female and 44.3% were married. The rate of those who said they had a high income was 9.4%. More than half of the participants stated that they experienced anxiety due to the pandemic, and more than half stated that they had this disease at home. Those who reported that they were not currently working, those who thought that their mental health was affected, and those who reported experiencing anxiety due to the pandemic had higher scores on the Posttraumatic Growth Inventory. Posttraumatic growth and its sub-dimensions were found to make a difference in terms of some sociodemographic characteristics. Repeating this research in different cultural societies will be decisive and clarifying in terms of results.Item Tam donanımlı bir hastanede afet ekibinin KBRN farkındalığının değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2023) Kaynak, Ceren; Kutlu, Yusuf ArifKimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) ajanlara maruz kalmak çok tehlikeli ve ölümcüldür. KBRN vakalarında yaralılara ilk müdahale afet ve acil yardım çalışanları ve Hastane Afet Planı (HAP) ekibi tarafından yapılır. KBRN ajanlardan etkilenenlerin birçoğu kendi olanaklarıyla hastaneye gider. Bu nedenle arındırma işlemi yapılmadan hastaneye gelen kişi sayısı oldukça fazladır. İlk müdahalede bulunacak hastane sağlık personelinin KBRN bilgi düzeyi düzenli olarak ölçülmeli ve uygulamaya dönük eğitimlerle güncel tutulmalıdır. Bu çalışmada tam teşekküllü bir hastanenin HAP ekibinin KBRN bilgi ve eyleme dönük bilinç düzeylerinin ölçülmesi ve iyileştirme yönünde alınacak kararlara katkı sunulması amaçlanmıştır. Örnek olarak seçilen tam teşekkülü bir hastanenin HAP ekibinin KBRN bilgi düzeyleri yüz-yüze anket tekniği kullanılarak araştırılmıştır. Buna göre, katılımcıların büyük çoğunluğu HAP organizasyonundaki görev ve sorumluluklarını bilmemektedir. HAP çalışanları anlamlı düzeyde KBRN terminolojisine aşina olsalar da KBRN tehdit ve risklerden haberdar olma oranları ortalamanın altındadır. HAP görevlilerinin KBRN bilgi ve bilinç düzeylerinin, katılım sağlanan eğitim ve tatbikatların ise içerik açısından yeterli olmadığı görülmektedir.