Cilt:12 Sayı:01(2023)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:12 Sayı:01(2023) by Title
Now showing 1 - 10 of 10
Results Per Page
Sort Options
Item Are parental disciplinary practices associated with the vocabulary of children with suspected dld?(Ankara Üniversitesi, 2023) Kavakcı, Mariam; Uysal, Halil Tayyip; Akkılıç, EdanurAim: Parents play an important role in children’s language development, specifically in the development of vocabulary. There are studies in the literature that have investigated the relationship between parental behaviors, parental stimulation, and children’s vocabulary. This study aims to examine the relationship between parental disciplinary practices and the vocabulary of children with suspected developmental language disorder (DLD). Subjects and Method: This study included 72 children with suspected DLD between 24 and 48 months of age and their parents (M = 34.22, SD = 6.52). Data were collected face-to-face at the Speech and Language Clinic of Ankara Yıldırım Beyazıt University Hospital. For data collection, a demographic information form, The Turkish Test of Early Language Development (TEDIL), Turkish Version of the Language Development Survey (DIL-TAR), and the Parenting Scale were used. TEDIL was administered to the child by the clinician, while DIL-TAR and the Parenting Scale were completed by the parent. Descriptive analyses and Pearson correlation tests were conducted with IBM’s SPSS 21.00 software package. Results: According to the findings of our study, the mean number of words in children’s vocabulary was 77.5. The mean score obtained on the parenting scale was 109. A significant positive correlation was determined between children’s vocabularies and parents’ disciplinary practices (r = 0.97, p < 0.01). Conclusion: The results of this study indicate that the vocabularies of children with suspected DLD increase as the functionality of parental disciplinary practices increases.Item Bir üniversitede çalışan kadın akademisyenlerin osteoporoz öz-etkililik-yeterlikleri ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının belirlenmesi(Ankara Üniversitesi, 2023) Özdemir, Funda; Coşkun, Nuran; Aker, Menekşe Nazlı; Boğa, Melike ErgüvenAmaç: Bir üniversitede çalışan kadın akademisyenlerin “osteoporoz öz-etkililik-yeterlikleri” ve “sağlıklı yaşam biçimi davranışları”nı belirlemektir. Örneklem ve Yöntem: Araştırma tanımlayıcı olarak yürütülmüştür. Veriler, 19 Aralık 2020-15 Nisan 2021 tarihleri arasında bir üniversitenin sağlıkla ilgili birimleri dışındaki fakülte ve yüksekokullarında görev yapan 57 kadın akademisyenden toplanmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında “Tanıtıcı Bilgi Formu”, “Osteoporoz Öz-Etkililik–Yeterlik Ölçeği” (OÖEYÖ) ve “Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II” (SYBDÖ II) kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler ile Spearman korelasyon analizi uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan kadın akademisyenlerin yaş ortalaması 40.8±5.24 yıl (min:35-max:49 yıl) olarak bulunmuştur. Katılımcıların OÖEYÖ puan ortalamalarının 829.5±242.59, SYBDÖ II puan ortalamalarının 136.1±21.16 olduğu saptanmıştır. OÖEYÖ toplam puanı ile SYBDÖ II toplam puanları arasında pozitif yönlü zayıf bir ilişki olduğu belirlenmiştir (r= .374, p=.004). OÖEYÖ toplam puanı ile SYBDÖ II ölçeği Fiziksel Aktivite alt boyutu arasında pozitif yönlü orta düzey bir ilişki olduğu saptanmıştır (r=.698, p=.000). Sonuç: Çalışma grubundaki katılımcıların “osteoporoz öz-etkililik-yeterlikleri”nin, “sağlıklı yaşam biçimi davranışları” üzerinde etkili olduğu görülmüştür.Item Covid-19 pandemisi'nde filyasyon ekiplerinde görev yapan diş hekimlerinin hizmet sunum deneyimlerine yönelik nitel bir araştırma(Ankara Üniversitesi, 2023) Zeybek, Keziban; Sever, Mustafa; Esatoğlu, Afsun EzelAmaç: Diş hekimlerinin pandemi sürecinde, saha filyasyon ekibindeki çalışma deneyimlerinin belirlenmesidir. Örneklem ve Yöntem: Çalışmada nitel araştırma ve fenomenoloji deseni kullanılmıştır. COVID-19 Pandemisi’nde Türkiye’deki çalışmalarda en ön safta yer alan diş hekimlerinin hizmet sunum sürecindeki deneyimlerinin anlamlandırılması amacıyla nitel araştırma ve fenomenoloji deseni tercih edilmiştir. Çalışma grubu kartopu örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Ankara İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı İlçe Sağlık Müdürlükleri’nde saha filyasyon ekibinde hizmet veren veya pandemi sürecinde hizmet vermiş diş hekimleri çalışmaya dahil edilmiş ve 05.01.2021-24.04.2021 tarihleri arasında, gönüllülük esasına göre, telefon görüşmesi ile ses kaydı alınarak görüşmeler yapılmıştır. Veri toplama işlemi 10 diş hekimiyle görüşüldükten sonra, cevapların birbirini tekrarladığı görüldüğü için sona erdirilmiştir. Elde edilen sesli veriler bilgisayar ortamında yazılı duruma getirilmiştir. Çözümlemede ‘Endüktif İçerik Analizi’ tekniği kullanılmıştır. İçerik analizinde, toplanan veriler daha ayrıntılı incelenmiş ve bu verileri açıklayan kod, kategori ve temalara ulaşılmaya çalışılmıştır. Bulgular: Araştırmada elde edilen bulgular analiz edildiğinde, katılımcıların görüşleri doğrultusunda dört ana tema ortaya çıkmıştır. Bunlar; Pandemi Sürecinde Çalışmak, Bilim Kurgu Filminin İçinde Gibi, Kişisel Hayata Yansımalar, Pandemiye Uyum Sağlamak ve Normalleşme, Pandemi Sonrası Süreç-Geleceğe Bakış’tır. Sonuç: Pandemi sürecinde hizmet veren sağlık personelinin deneyimi ve bu deneyimin anlamlandırılması sağlık yönetimi alanı için oldukça önemlidir. Bu çalışmada elde edilen bulgular “Pandemi Sürecinde Çalışmak; Bilim Kurgu Filminin İçinde Gibi’’, “Kişisel Hayata Yansımalar’’, “Pandemiye Uyum Sağlamak; Normalleşme’’, “Pandemi Sonrası Süreç; Geleceğe Bakış’’ tır. Bulgular, pandemi süreci ve bu süreçte saha filyasyon ekibindeki diş hekimlerinin yaşadıkları deneyimleri ortaya koymaktadır.Item Dünya sağlık örgütünün pozitif bir gebelik deneyimi için antenatal bakıma yönelik önerileri(Ankara Üniversitesi, 2023) Yılmaz, Ayşe Daştan; Çalık, Kıymet Yeşilçiçek; Günal, Nurdan TuğçeGebelik, anne ve bebek sağlığı açısından kritik bir öneme sahiptir. Anne ve bebek sağlığı ise küresel sağlık sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. Küresel olarak anne, bebek, çocuk ve adölesan sağlığı kapsamında başarı sağlamak için antenatal bakım konusunda inovatif ve kanıta dayalı yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu doğrultuda Dünya Sağlık Örgütü kadını bakımın merkezine koymayı amaçlayan ve kadınların gebelik deneyimlerini geliştirmeyi ve bebeklerin hayata mümkün olan en iyi başlangıcı yapmalarını sağlayan bir rehber geliştirerek kanıt temelli antenatal bakım önerileri sunmuştur. Bu rehberde beslenme müdahaleleri, maternal ve fetal değerlendirme, önleyici tedbirler, yaygın fizyolojik belirtilere yönelik müdahaleler ve antenatal bakımın kalitesini ve kullanımını geliştirmek için sağlık sistemi müdahaleleri olmak üzere beş müdahale türüyle ilgili 49 öneri geliştirilmiştir. Bu doğrultuda sunulan yeni model, komplikasyonları tespit etmek için maternal ve fetal değerlendirmeleri artırmakta, ebe ve hemşire gibi antenatal bakım hizmeti sunan sağlık profesyonelleri ile gebeler arasındaki iletişimi geliştirmektedir. Böylece kadınların pozitif bir gebelik deneyimleme olasılığını artırmaktadır. Ulusal ve uluslararası çalışmalara göre antenatal bakım hizmetlerinin niteliği yeterli değildir. Mevcut antenatal bakım hizmetine ek olarak bu yeni rehberdeki öneriler ile antenatal bakımın niteliğini ve kalitesini iyileştirmek olasıdır. Bu nedenle bu makale DSÖ’nün 2016 yılında yayınladığı ve güncellenmeye devam edilen antenatal bakım önerilerini en güncel haliyle sunmak, antenatal bakım sağlayan sağlık profesyonellerinin (ebe, hemşire, hekim gibi) farkındalığını arttırmak ve bu önerilerin sağlık uygulamalarına yansımasına katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.Item Düzeltici ve önleyici faaliyet raporlarının değerlendirilmesi: bir özel hastane örneği(Ankara Üniversitesi, 2023) Aslan, YaseminAmaç: Bu araştırmanın amacı, özel bir hastanede raporlanan düzeltici ve önleyici faaliyetlerin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya, Güneydoğu Anadolu Bölesinde yer alan özel bir hastanede 01.01.2022-31.07.2022 tarihleri arasında elektronik ortamda raporlanan düzeltici ve önleyici faaliyetler dâhil edilmiştir. Araştırmada düzeltici (n=34) ve önleyici (n=26) olmak üzere raporlanan toplam 60 düzeltici ve önleyici faaliyet bildirimi değerlendirmeye alınmıştır. Veri toplama aracı olarak kalite yönetim sistemi düzeltici ve önleyici faaliyet modülü kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerden ve Microsoft Excel Pivot_Table raporlarından faydalanılmıştır. Bulgular: Yapılan analizler sonucunda, düzeltici faaliyet bildirim sayısının (%56.7), önleyici faaliyet bildirim sayısından (%43.3) yüksek olduğu bulunmuştur. Düzeltici ve önleyici faaliyetlerin çoğunluğu bina turu (%38.3) ve iç tetkik (%25) sonucu raporlanmıştır. Bildirimlerin büyük bir kısmının prosedür ve talimatlara uyumsuzluk (%41.7), acil durum yönetimi (%16.7) ve hasta güvenliği uygulamalarıyla (%16.7) ilişkili olduğu bulunmuştur. Bildirimlerin hemen hepsi (%90) iyileştirme süreci tamamlanarak başarılı bir şekilde kapatılmıştır. Sonuç: Araştırmada, hastanenin kalite ve hasta güvenliği kültürü açısından henüz proaktif bir yaklaşıma geçemediği, önleme yaklaşımından ziyade hatalar yaşandıktan sonra düzeltici eylem içine girdiği sonucuna ulaşılmıştır. Düzeltici ve önleyici faaliyet bildirim kültürünün iyileştirilmesi amacıyla, çalışanlara bilgi verilmesi, kullanıcı dostu bildirim sistemlerinin tasarlanması, raporlanan bildirimlere yönelik iyileştirme çalışmaları yapılması ve bildirimlerin komite toplantılarında görüşülmesi olumlu bir güvenlik kültürü oluşturulmasına katkı sağlayabilir.Item Hemşirelik öğrencilerinin ameliyathane uygulamasına yönelik deneyimlerinin belirlenmesi(Ankara Üniversitesi, 2023) Canbulat, Şahinde; Salman, FilizAmaç: Bu çalışma, klinik uygulama alanı olarak ameliyathanede uygulama yapan hemşirelik öğrencilerinin uygulama deneyimlerini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Örneklem ve Yöntem: Kesitsel ve tanımlayıcı tipteki bu araştırma bir üniversitenin hemşirelik bölümünde okuyan ve ilk defa ameliyathanede klinik uygulama yapan 144 öğrenci ile yürütülmüştür. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan soru formu ile toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı testler ve ki-kare testi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20±1.95 (n=144) olup %79.9’u (n=115) kadındır. Ameliyathane uygulaması öncesinde öğrencilerin %97.9’unun ameliyathane ortamını merak ettiği, %77.8’inin heyecan yaşadığı, %33’ünün ise olumsuz bir deneyim yaşamaktan korktuğu belirlenmiştir. Öğrencilerin çoğu (%79.9) ameliyathane uygulaması ile asepsi-antisepsi kavramını daha iyi anladığını belirtmiştir. Eğitim hemşiresi eşliğinde uygulama yapan öğrencilerin (%65.3) ortama uyum sağlamak için personellerden destek aldığı, hemşirelerle daha rahat iletişim kurduğu, soru sorabildiği ve bilgi alabildiği belirlenmiştir (p<0.05). Öğrencilerin %50.7’si ameliyathanede yapılan iki günlük uygulama süresini kısa bulmuştur. Öğrencilerin %47.2’sinin ameliyathane hemşiresi olmak istediği, bunun nedeninin ise ameliyathanenin hareketli, heyecan verici, ilgi çekici ve bağımsız bir yer olması nedeniyle olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Bu çalışmada ameliyathane uygulaması sırasında öğrencilerin olumlu ve olumsuz deneyimler yaşadığı ve rehber hemşire eşliğinde yapılan uygulamanın öğrencilerin yaşadığı olumlu deneyimleri artırdığı belirlenmiştir. Ameliyathane uygulamasına çıkmadan önce öğrencilerin uygulamaya hazırlanması ve uygulamanın rehber eşliğinde yürütülmesi önerilmektedir.Item Knowledge and attitudes of health professionals toward dietary supplements and herbal foods(Ankara Üniversitesi, 2023) Kalkuz, Şeyma; Göktaş, ZeynepDietary supplements are vitamins, minerals, amino acids, fatty acids, fiber, various plants, and extracts. They enhance nutritional status and immune function, and have a significant impact on disease prevention and health. However, it is important to note that dietary supplements should be used to supplement a diet, not replace it, and only when the diet fails to meet nutritional needs or when individuals suffer from undernourishment. Determining the appropriate dosage of dietary supplements is crucial for ensuring their safety. Overconsumption of dietary supplements may result in toxic side effects. In addition, dietary supplements and herbal foods should be carefully used due to possible drug-nutrient/herbal interactions. Questioning and monitoring patients' use of all dietary supplements, herbal foods, and medications by health professionals is important for the prevention of toxicity or other adverse effects. The attitudes and knowledge levels of health professionals regarding dietary supplements and herbal foods affect their counseling of patients, including questioning and monitoring the use of supplements. Therefore, this study aims to review the literature about the knowledge and attitudes of health professionals toward dietary supplements and herbal foods.Item Mesleki sorumluluk sigortasının hekimlerin sağlık hizmeti sunumuna etkisi(Ankara Üniversitesi, 2023) Savaşkan, Abdullah; Korkmaz, SezerAmaç: Türkiye’de 2010 yılından bu yana zorunlu olarak uygulanan mesleki sorumluluk sigortasının hekimlerin sağlık hizmeti sunumu üzerindeki etkisini belirlemektir. Örneklem ve Yöntem: Bu kapsamda Ankara İlinde faaliyet gösteren tüm kamu hastaneleri ile ağız ve diş sağlığı merkezlerinden araştırma izini alınan toplam 22 hastane ile 2 ağız ve diş sağlığı merkezinde görev yapan hekimler arasından rastgele örnekleme yöntemiyle seçilen 15 cerrahi branş, 13 dahili branş ve 2 acil servis hekimi olmak üzere 30 hekim örneklemi oluşturmuştur. Nitel araştırma yöntemlerinden yüz yüze görüşmeye dayalı tümevarım analiz yöntemi kullanılmış ve yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinden yararlanılmıştır. Alan yazın incelemesi, uzman kişilerin görüşleri ve pilot uygulama sonucunda oluşturulan 11 soruluk görüşme formu ile hekimlerin mesleki sorumluluk sigortası hakkındaki görüş ve önerileri incelenmiştir. Bulgular: Katılımcı hekimlerin 18’i erkek, 12’si kadın, yaş ortalaması 42 ve mesleki deneyim süreleri 3 yıl ile 33 yıl arasında değişmektedir. Katılımcıların görüşlerinin analizi sonucunda, “mesleki sorumluluk sigortasının etkisi” ana teması altında “hekimlik güvencesi”, sağlık hizmetinin niteliği”, teminatların yeterliliği” ve “hekimleri mesleki sorumluluk sigortasıyla ilgili önerileri” alt temaları oluşturulmuştur. Sonuç: Verilerin çözümlenmesinden elde edilen sonuçlar incelendiğinde, cerrahi ve dahili branş hekimlerinin mesleki sorumluluk sigortasının olumlu etkilerinin yanında olumsuz etkilerinden de bahsettikleri görülmüştür. Olumlu etkiler çoğunlukla hasta transferlerinin, sevklerin azalması, hekimlerde güvenlik duygusunun güçlenmesi etrafında şekillenirken, olumsuz etkilerin de hekimlere yönelik teminatların yeterli düzeyde olmaması, dahası hastalar ya da yakınları tarafından avukatların yönlendirmesiyle mesleki sorumluluk sigortasının suiistimal edilebileceğine odaklandığı sonucuna ulaşılmıştır.Item Pulmoner hipertansiyonu olan hastanın gordon’un fonksiyonel sağlık örüntüleri modeline göre hemşirelik bakımı: olgu sunumu(Ankara Üniversitesi, 2023) Avcı, Abdullah; Gün, MeralNadir görülen, tanı ve tedavisinde en çok zorluk yaşanan hastalıklardan biri olan pulmoner hipertansiyon, vasküler direnç artışı ile zamanla sağ kalp yetersizliğine ve ölüme yol açan kompleks ve progresif bir hastalıktır. Pulmoner hipertansiyon daha çok genç kadınlarda görülmekte ve Dünya’daki prevalansı tam olarak bilinmemektedir. Pulmoner hipertansiyonu olan hastaların deneyimlediği semptomlar fonksiyonel kapasitenin kısıtlanmasına ve günlük yaşam aktivitelerinin sınırlanmasına neden olarak yaşam kalitesini azaltmaktadır. Prognozun kötü seyretmesinin yanı sıra tedavi ve bakımının karmaşık olması hastaların sistematik bakım gereksinimini arttırmaktadır. Hemşirelik uygulamalarında teori ve modellerin uygulamaya aktarılmasıyla mesleğe özgü uygulamalar sistematik ve standart hale gelmektedir. Olgu, bireyleri biyopsikososyal boyutta ele alan ve bireylerin gereksinimlerini 11 fonksiyonel alanda açıklayan Gordon’un Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri modeli ile değerlendirilmiş, Kuzey Amerika Hemşirelik Tanıları Birliği hemşirelik tanıları doğrultusunda hemşirelik bakımı planlanmış ve uygulanmıştır.Item Yaygın mikotoksinler: aflatoksinler, okratoksin a, fumonisinler, deoksinivalenol ve zearalenon(Ankara Üniversitesi, 2023) Toptaş, Öykü; Genç, Gonca ErköseMikotoksinler özellikle Aspergillus, Penicillium ve Fusarium cinsi mantarlar tarafından sentezlenen düşük moleküler ağırlığa sahip ikincil metabolitlerdir. Tarımsal açıdan önemli kabul edilen mikotoksinler; aflatoksinler, okratoksin A, fumonisinler, deoksinivalenol ve zearalenondur. Bu toksinler gıdalarda yaygın olarak bulunmaları, sağlık üzerine olumsuz etkileri ve gıda zinciri boyunca ekonomik kayıplara yol açmaları nedeniyle önem taşımaktadır. Moleküler yapıları çok çeşitli olan mikotoksinlerin insan ve hayvan sağlığı üzerine etkileri de değişkenlik göstermektedir. Toksisitelerine göre immün sistemi baskılayıcı, karsinojenik, teratojenik ya da mutajenik olarak sınıflandırılmaktadırlar. Farklı mikotoksinler hormonal sistemleri bozabilir, organlara zarar verebilir, immün sistemi baskılayabilir ya da kansere neden olabilir. Birçok ülkede tüketicileri korumak, gıda güvenliğini sağlamak ve mikotoksinlere maruziyeti mümkün olan en düşük seviyede tutabilmek amacıyla gıdalarda bulunabilecek mikotoksinler için limitler belirlenmiştir. Dünya çapında mikotoksinlere yönelik düzenlemeler yapan ülkelerin sayısında zamanla artış görülmüştür. Ayrıca resmi numune alım prosedürlerine ve uygulanan analitik metotlara önem verilerek daha yeni ve geniş kapsamlı yönetmelikler yürürlüğe girmiştir. Bu derlemede mikotoksinlerin insan ve hayvan sağlığı üzerine olumsuz etkilerinin incelenmesinin yanı sıra Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinde mikotoksinlerin bazı gıdalarda bulunmasına izin verilen en yüksek limit değerlerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.