Browsing by Author "Yaprak, Ahmet Emre"
Now showing 1 - 12 of 12
Results Per Page
Sort Options
Item A NEW RARE MACROPHYTE RECORD FROM SW ASIA AND ECOLOGICAL CONDITIONS AT ITS HABITAT(Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi, 2021) Yaprak, Ahmet Emre; Biyoloji; Fen Bilimleri EnstitüsüAldrovanda vesiculosa L. is a cosmopolitan but very rare carnivorous aquatic angiosperm species from the family Droseraceae. The species was widespread and more common few decades ago but unfortunately it is being extinct in so many former distribution areas due to aquatic pollution and eutrophication. During the field trip to Karakuyu Lake we recognized a remarkable free-floating plant, after detailed investigation we identified the specimens as Aldrovanda vesiculosa which is a new record from Turkey and also SW Asia. In this publication, we provided detailed description of the species based on Turkish specimens, its habitat description, water physiochemical attributes, co-occurring macrophyte species list and botanical illustration of the species.Item Ankara, Polatlı, Çekirdeksiz-Basri-Üçpınar köyleri arasında kalan bölgenin vasküler bitki florası(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021) Çetiner, Zümranur; Yaprak, Ahmet Emre; BiyolojiThe research area is the villages of Çekirdeksiz, Basri and Üçpınar, which is located within the borders of Polatlı district of Ankara province. As a result of field studies conducted in 2013 and 2014 in the research area, which is under the influence of the semi-arid sub-very cold Mediterranean climate, 920 plant samples were collected. As a result of the evaluation of the samples collected from the study area, 290 taxa belonging to 174 genus were determined from 42 families. 34 of these taxa are endemic and the endemism ratio is 11.72%. The distrubition ratios of the taxa into the phytogeographical regions are as follows: Irano-Turanian elements are 81 (27.9%); Mediterranean 17 (5.86%) and Euro-Siberian 9 (3.10%); Multiregional and others which their regions unclarified are 183 (63.10%).Item Nadir ve dar yayılışlı Aethionema turcica H.Duman & Aytaç, Astragalus beypazaricus Podlech & Aytaç ve Campanula damboldtiana P.H.Davis & Sorger türlerinin ISSR tekniği ile genetik çeşitliliğinin koruma amaçlı belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Ayyıldız, Gül; Yaprak, Ahmet Emre; Fen FakültesiBu çalışma ile İç Anadolu endemikleri olan Aethionema turcica, Astragalus beypazaricus ve Campanula damboldtiana türleri için ilk defa ISSR parmak izi metodu kullanılarak türlerin genetik çeşitliliği ortaya konmuştur. Çalışılan türler tehdit altında, dar yayılışlı, parçalanmış küçük populasyonlara sahip edafik endemik bitkilerdir. Ayrıca sadece marnlı ve jipsli topraklarda yetiştiklerinden özel habitat gereksinimleri vardır. Arazi çalışmaları 2016-2018 yılları vejetasyon dönemlerinde gerçekleştirilmiştir. Yapılan arazi çalışmaları sonucunda türlerin yayılış gösterdiği lokaliteler, populasyon büyüklükleri, birey sayıları ve tehdit unsurları tespit edilmiştir. Her bir lokaliteden toprak örnekleri alınmış ve pH, EC, Jips, Bünye, CaCO3 parametrelerini içeren fiziksel ve kimyasal analizleri yaptırılmıştır. Ayrıca türlerin yayılış gösterdiği lokalitelere ait elde edilen iklim verileriyle biyoiklimsel yorumlamalar yapılmıştır. Populasyonların birey sayıları göz önünde bulundurularak uygun sayıda taze yaprak örnekleri toplanmıştır. Bu yaprak örneklerinin DNA'sı izole edilmiş ve "ISSR-PZR" metoduyla bireylerin bant desenleri çıkarılmıştır. Populasyon içi ve populasyonlar arası genetik çeşitliliği değerlendirmek amacıyla, gözlenen allel sayısı (Na), etkili allel sayısı (Ne), Nei'nin gen çeşitliliği (H), Shannon bilgi indeksi (I), polimorfik lokus yüzdesi (PLY), polimorfik lokus sayısı (PLS), özgül bant sayıları gibi parametreler POPGENE ve GenAlEx programları kullanılarak, populasyon ve tür düzeyinde hesap edilmiştir. Uygun istatistiki analizlerle (UPGMA, PCoA, AMOVA, MANTEL) populasyonlar ve bireyler arası genetik mesafe, populasyonların moleküler varyans analizi, populasyonlar arasındaki genetik ve coğrafik uzaklık korelasyonu belirlenmiştir. Hedef türlerin tehlike kategorileri IUCN 2012 Kırmızı Liste Sınıfları ve Ölçütleri'ne göre yeniden değerlendirilmiştir.Item Nadir ve dar yayılışlı Muscari adilii M.B. Güner & H. Duman, Verbascum gypsicola Vural & Aydoğdu ve Kalidium wagenitzii (Aellen) Freitag & G. Kadereit endemik bitki türlerinin ISSR tekniği ile genetik çeşitliliğinin koruma amaçlı belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Keser, Ali Murat; Yaprak, Ahmet Emre; Fen FakültesiBu çalışma ile İç Anadolu endemikleri olan Kalidium wagenitzii, Muscari adilii ve Verbascum gypsicola türlerinin sürdürülebilir şekilde korunabilmesi amacıyla popülasyon dinamikleri ve sahip oldukları genetik çeşitlilik araştırılmıştır. Türlerin popülasyon dinamikleri IUCN (2012) Kırmızı Liste Sınıfları ve Ölçütleri temelinde değerlendirilirken, tür ve popülasyon seviyelerindeki gen çeşitlilikleri ise PZR-ISSR tekniği kullanılarak belirlenmiştir. Türlerin ekolojik tercihlerini değerlendirebilmek için lokalitelerden alınan toprak örneklerinin fiziksel ve kimyasal analizleri yaptırılmıştır. Aynı zamanda türlerin bulunduğu istasyonların iklimsel verileri de incelenmiştir. K. wagenitzii türünün birbirine yakın dört alt popülasyondan oluşan Eskil (5087 birey) popülasyonunun Gölyazı (1371 birey) popülasyonuna göre daha geniş bir alana yayıldığı tespit edilmiştir. Eskil popülasyonunu oluşturan alt popülasyonlardan üç küçük alt popülasyonun (A, B, C) büyük alt popülasyona göre daha az heterozigotluğa sahip olduğu ve daha düşük genetik çeşitlilik gösterdiği tespit edilmiştir. Bu durum alt popülasyonların genetik darboğaza girdiğini göstermektedir. Bu nedenle izolasyonu arttırması muhtemel habitat kaybı ve habitat bozulmasına neden olabilecek etkilerden kaçınılmalıdır. M. adilii türünün Hırkatepe (200 birey), Çoban Ahmet Çeşmesi (119 birey) ve Nallıhan (5795 birey) olmak üzere üç alt popülasyona sahip olduğu ortaya konmuştur. Yüksek beklenen heterezigotluk ve genetik çeşitlilik gösterdikleri tespit edilen Hırkatepe ve Çoban Ahmet Çeşmesi popülasyonlarının çok yakın bir zamanda ağaçlandırma ve yol yapımı nedenleri ile hızlı bir şekilde küçülmesinden dolayı bu popülasyonlar için birey sayısını arttırıcı önlemler alınmalıdır. V. gypsicola türünün Solta boğazı (1535 birey), Kösebükü (700 birey), Beypazarı (335 birey), Yeşilköy (185 birey) olamak üzere dört alt popülasyondan oluştuğu ortaya konmuştur. Bu alt popülasyonlardan Beypazarı ve Yeşilköy alt popülasyonlarının en yüksek genetik çeşitlilik ve beklenen heterezigotluk değerlerine sahip oldukları bulunmuştur, muhtemelen tarla açımı ve aşırı otlatma baskısı nedeniyle bu popülasyonların hızlı bir şekilde küçüldüğü düşünülmektedir. Bu alt popülasyonlarda birey sayılarının az olması nedeniyle genetik darboğaza girme riski oluşturmaktadır, bu yüzden bu popülasyonlar için birey sayısını arttırıcı önlemler alınmalıdır. In this study, the population dynamics and genetic diversity of three Central Anatolian endemic species, Kalidium wagenitzii, Muscari adilii and Verbascum gypsicola were studied for sustainable conservation purposes. Population dynamics of the species were evaluated according to IUCN Red List Criteria and Categories (2012), and for the evaluation of genetic diversity at species and population level PCR-ISSR technique was used. Physical and chemical analysis of soil samples, taken from the distribution areas of each species, provide information about ecological preferences of the species. Climatic condition of the distribution areas of each species were also evaluated. K. wagenitzii has two main populations. It was determined that Eskil populations (5087 individuals), is composed of four subpopulations, has larger distribution area than Gölyazı population (1371 individuals). It was detected that larger subpopulation (D) has lower heterozygosity and genetic diversity than three small subpopulations (A,B,C) of Eskil population. Lower heterozygosity and genetic diversity indicates that these small subpopulations may get in to genetic bottleneck. For this reason, all the activities result in habitat loss and destruction, that lead isolation should be avoided. It was determined that M. adilii has three populations; Hırkatepe (200 individuals), Çoban Ahmet Çeşmesi (119 individuals) and Nallıhan (5795 individuals). Hırkatepe and Çoban Ahmet Çeşmesi populations are under the threat of road construction and forestation, in these two populations high expected heterozygosity and genetic diversity was determined so there should be precautions to avoid loss of population sizes. Solta Pass (335 individuals), Kösebükü (700 individuals), Beypazarı (335 individuals) and Yeşilköy (185 individuals) comprise the four determined populations of V. gypsicola. It was determined that Beypazarı and Yeşilköy populations have highest expected heterozygosity and genetic diversity. These two populations are getting smaller in size because of expansion of agriculture areas and overgrazing which increase the risk of genetic bottleneck, so there should be some conservation activities done to increase the number of individuals of these populations.Item Nadir ve dar yayılışlı Muscari adilii M.B. Güner & H. Duman, Verbascum gypsicola Vural & Aydoğdu ve Kalidium wagenitzii (Aellen) Freitag & G. Kadereit endemik bitki türlerinin ISSR tekniği ile genetik çeşitliliğinin koruma amaçlı belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Keser, Ali Murat; Yaprak, Ahmet Emre; BiyolojiIn this study, the population dynamics and genetic diversity of three Central Anatolian endemic species, Kalidium wagenitzii, Muscari adilii and Verbascum gypsicola were studied for sustainable conservation purposes. Population dynamics of the species were evaluated according to IUCN Red List Criteria and Categories (2012), and for the evaluation of genetic diversity at species and population level PCR-ISSR technique was used. Physical and chemical analysis of soil samples, taken from the distribution areas of each species, provide information about ecological preferences of the species. Climatic condition of the distribution areas of each species were also evaluated. K. wagenitzii has two main populations. It was determined that Eskil populations (5087 individuals), is composed of four subpopulations, has larger distribution area than Gölyazı population (1371 individuals). It was detected that larger subpopulation (D) has lower heterozygosity and genetic diversity than three small subpopulations (A,B,C) of Eskil population. Lower heterozygosity and genetic diversity indicates that these small subpopulations may get in to genetic bottleneck. For this reason, all the activities result in habitat loss and destruction, that lead isolation should be avoided. It was determined that M. adilii has three populations; Hırkatepe (200 individuals), Çoban Ahmet Çeşmesi (119 individuals) and Nallıhan (5795 individuals). Hırkatepe and Çoban Ahmet Çeşmesi populations are under the threat of road construction and forestation, in these two populations high expected heterozygosity and genetic diversity was determined so there should be precautions to avoid loss of population sizes. Solta Pass (335 individuals), Kösebükü (700 individuals), Beypazarı (335 individuals) and Yeşilköy (185 individuals) comprise the four determined populations of V. gypsicola. It was determined that Beypazarı and Yeşilköy populations have highest expected heterozygosity and genetic diversity. These two populations are getting smaller in size because of expansion of agriculture areas and overgrazing which increase the risk of genetic bottleneck, so there should be some conservation activities done to increase the number of individuals of these populations.Item Reassessment of ıucn threat category for local endemıc campanula damboldtıana from Ankara, Turkey(Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi, 2020) Yaprak, Ahmet Emre; Biyoloji; Fen FakültesiIn this study, threat category of local endemic plant species Campanula damboldtiana was reassessed according to IUCN Red List Categories and Criteria. C. damboldtiana prefers special habitat type with marly-gypsaceous soils. The assessment based on new field data such as current population size, distribution areas and the main threats to this taxon. Field studies were carried out during the vegetation periods between 2017 and 2018. In addition to those parameters, soil samples were taken from each location and physical and chemical analyses were performed including pH, EC, gypsum, texture, CaCO3 parameters. Also, bioclimatic interpretations were made with the climatic data of the locations. With a recently discovered population, C. damboldtiana has three populations known from Ankara. The estimated total number of mature individuals was 8982. The area of occupancy and the extent of occurrence were calculated as 16 km2 and 16 km2, respectively. Considering our findings of C. damboldtiana, the IUCN threat category was reassessed as Critically Endangered (CR) as indicated in Red Data Book of Turkish Plants.Item Salicornia, Sarcocornia ve Arthrocnemum cinslerinin (Chenopodiaceae) Türkiye taksonomik revizyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008) Yurdakulol, Ender; Yaprak, Ahmet EmreBu çalışmada Türkiye’de bulunan Salicornia L., Sarcocornia A. J. Scott ve Arthrocnemum Moq. cinslerine ait türlerin morfolojik, karyolojik, biyocoğrafik özelliklerinin ve filogenetik ilişkilerinin tanımlanması amaçlanmıştır. Araştırmalar sonucunda Türkiye Florasında verilen Salicornia fragilis P. W. Ball & Tutin, Salicornia europaea L. ve Sarcocornia fruticosa (L.) A. J. Scott türlerinin ülkemizde bulunmadığı tespit edilmiştir. Türkiye Florasında ülkemizde olmasının muhtemel olduğu belirtilen Salicornia dolichostachya Moss. ve S. patula Duval-Jouve nın varlığı doğrulanmıştır. S. acetaria Pall. subsp. acetaria ve S. emerici Duval-Jouve ülkemizden yeni kayıt olarak verilmiştir. Bunların dışında Sarcocornia moniliformis, Salicornia crassa, S. perennans subsp. anatolica, S. kadereitii, S. vuralii, S. acetaria subsp. piirainenii, S. acetaria subsp. turcica, S. palasiana subsp. palasiana, S. palasiana subsp. lahonderei¸ S. yurdakulolii, S. freitagii, Sarcocornia x zeybekii taksonları bu çalışma neticesinde bilim dünyasına tanıtılmıştır. Bu türlerin kromozom sayıları tespit edilmiş, filogenetik ilişkileri rDNA ETS dizileri ve genomik AFLP varyasyonları temel alınarak açıklanmıştır.Item Türkiye Atrıplex'lerinin (Amaranthaceae) taksonomik revizyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016) Başköşe, İsa; Yaprak, Ahmet Emre; BiyolojiBu çalışma ile Türkiye'de yayılış gösteren Atriplex L. cinsi taksonlarının, morfolojik, mikromorfolojik, karyolojik özelliklerinin belirlenmesi ve mevcut taksonomik problemlerin çözülmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında, taksonların kapsamlı betimleri, Türkçe adları, simonimleri ve ülkemizdeki dağılımları verilmiştir. Çalışmada, Atriplex lehmanniana Bunge ve Atriplex oblongifolia Waldst. & Kit. türleri ülkemizden yeni kayıt olarak verilmiş, Atriplex turcica Başköse & Yaprak ve Atriplex suchorukowii Başköse & Yaprak yeni tür olarak tanımlanmış ve Atriplex tatarica L. var. constantinopolitana Aellen ve Atriplex tatarica L. var. pseudo-ornata Allen taksonları Atriplex tatarica L.'ye sinonim yapılmıştır. Atriplex taksonlarının genel polen morfolojisinin radyal simetrili, isopolar, pantopoliporat, sferoidal olduğu ve polen yüzeyindeki tektal spinülerin konik şekilli olduğu belirlenmiştir. Ayrıca tüm taksonlarda, ornamentasyon şeklinin skabrat ve ektekzin tabakasının endekzin tabakasından daha kalın olduğu tespit edilmiştir. Atriplex taksonlarının çoğunluğu iki tip (dimorfoik) tohum yapısına sahip olmasına rağmen, A. halimus, A. lehmanniana, A. leucoclada ve A. uchorukowii türlerinin tek tip (monomorf) tohum yapısına sahip olduğu belirlenmiştir. Kahverengi veya sarımsı tohumlar, retikulat, retikulat-rugulat, rugulat, psilat, verrukat, psilat-rugulat, psilat-rugulat, siyah ve kızıl tohumlar ise rugulat, psilat, verrukat, psilat-rugulat, perforat, retikulat, retikulat-perforat, psilat-perforat ornamentasyona sahip olduğu belirlenmiştir. Atriplex taksonlarından onyedisine ait toplam yirmidokuz popülasyonun kromozom sayımı yapılmıştır. Türkiye'deki Atriplex taksonarının temel kromozom sayısı n=9'dur. Tür düzeyinde, sekiz taksonun diploid (2n=2x=18) sitotipte olduğu, dokuz taksonda da poliploidi (tetraploid 2n=4x=36, hegzaploid 2n=6x=54) olduğu belirlenmiştir.Item Türkiye Petrosimonia bunge türlerinin (Amaranthaceae) taksonomik revizyonu(Ankara : Ankara Üniversitesi : Fen Bilimleri Enstitüsü : Biyoloji Anabilim Dalı, 2019) Günal, Batıkan; Yaprak, Ahmet Emre; Fen FakültesiBu çalışmanın amacı, Türkiye'de bulunan Petrosimonia Bunge (Amaranthaceae) türlerinin morfolojik, karyolojik ve moleküler filogenetik metodlar kullanılarak revizyonunun yapılmasıdır. Morfolojik çalışmalarda hem arazi çalışmalarıyla toplanan materyaller hem de herbaryum örnekleri kullanılmıştır. Taksonlar için diagnostik karakterler belirlenmiş ve morfometrik ölçümler gerçekleştirilmiştir. Morfolojik incelemeler sonucunda Türkiye'de Petrosimonia cinsine ait toplam 4 türün varlığı teyit edilmiştir. Karyolojik çalışmalarda arazi çalışmalarıyla toplanan tohum örnekleri çimlendirilmiş ve kök uçlarından kromozom sayımı yapılmış ve görüntülenmiştir. Karyolojik çalışmalar sonucunda taksonların temel kromozom sayısının (x) türe bağlı olarak 7 ile 8 arasında değiştiği, tamamının diploid (2n) sitotipte olduğu belirlenmiş ve hiçbir taksonda poliploidiye rastlanmamıştır. Moleküler filogenetik araştırmalar için yaprak örneklerinin kloroplast genomunun kodlanmayan atpB-rbcL genler arası bölgesi çalışılmıştır. Analizler Maksimum Likelihood, Maksimum Parsimoni ve Bayesian metodları ile gerçekleştirilmiştir. Dış grup olarak Ofaiston monandrum tanımlanmıştır. Moleküler verinin incelenmesi sonucunda Petrosimonia cinsinin monofiletik bir grup olduğu belirlenmiştir. Bir sonraki çalışmalar için protein kodlayan bir gen bölgesinin çalışılmasını ve elde etmiş olduğumuz veriyle karşılaştırılmasını öneriyoruz. The aim of this study is to do the revision of Petrosimonia Bunge (Amaranthaceae) found in Turkey by using morphological, karyological and molecular phylogenetic methods. In morphological studies herbarium specimens and samples collected by field studies were used. Diagnostic characters were determined for taxa and morphometric measurements were performed. Morphological analysis showed the presence of 4 taxa belonging to the genus Petrosimonia in Turkey. Seed samples collected by field studies were germinated for karyological studies and chromosomes were counted and visualized. As a result of the karyological studies, the basic chromosome number (x) of the taxa ranged from 7 to 8 depending on the species and all species were diploid (2n) cytotypes. For the molecular phylogenetic research, the non-coding atpB-rbcL intergenic region of the chloroplast genome were studied. Analyzes were performed with Maximum Likelihood, Maximum Parsimony and Bayesian methods. Ofaiston monandrum were determineted as an out-group. As a result of the molecular phylogenetic analyzing, Petrosimonia was determined a monophyletic group. In the next studies, we recommend that studying a protein-encoding gene region and comparing it with the data we have obtained.Item Türkiye'de yayılış gösteren Salsola (Amaranthaceae) türlerinin PSBB-PSBH kloroplast genler arası bölgesi DNA dizilerine dayalı filogenetik ilişkilerinin araştırılması(Ankara : Ankara Üniversitesi : Fen Bilimleri Enstitüsü : Biyoloji Anabilim Dalı, 2019) Sancar, Duru; Yaprak, Ahmet Emre; Fen FakültesiBu çalışmada ülkemizde yayılış gösteren Amaranthaceae familyasından Salsola cinsine ait tür ve tür altı taksonların filogenetik ilişkileri kloroplast psbB-psbH genler arası bölgesi DNA dizileri kullanılarak araştırılmıştır. Bunun için her taksonu temsilen bir bireyden tüm genom DNA özütlemesi yapılmıştır. Kloroplast genomundan psbB-psbH genler arası bölgesi uygun primerler kullanılarak Polimeraz Zincir Reaksiyonları (PZR) ile çoğaltılmış ve saflaştırma ve dizileme işlemleri yapılmıştır. Elde edilen DNA dizi okumaları kontrol edilip düzenlendikten sonra gen bankalarından sağlanan Salsola cinsinin ülkemizde bulunmayan türlerine ait psbB-psbH genler arası bölgesi DNA dizileriyle birlikte kullanılarak hizalanmış ve maksimum parsimoni, maximum likelihood ve Bayesian filogeni analizleri için uygun formatta düzenlenmiştir. Filogeni analizleri sonucunda çizilen ağaçlar birbirleriyle ve önceki çalışmalarla kıyaslanmıştır. Bu çalışmada yeni dizilenen taksonların topolojideki konumları ve ağaçların politomi durumları tartışılmış ve problemli grupların açıklanması için çözüm önerileri paylaşılmıştır. Genel olarak topolojiler literatürdeki ağaçlarla uyumlu ve destekler niteliktedir ancak taksonun filogenisinin çözümlenmesi için daha fazla moleküler belirtecin birlikte kullanılarak değerlendirilmesi gerekmektedir In this study, the phylogenetic relationships of species and subspecies taxa belonging to the genus Salsola from the Amaranthaceae family, which is spreading in our country, were investigated by using DNA sequences of chloroplast psbB-psbH genes. For this, all genomic DNA extraction was done for each taxon as an individual. The region of the psbB-psbH gene from the chloroplast genome was amplified by Polymerase Chain Reactions (PCR) using appropriate primers and purified and sequenced. After the obtained DNA sequence readings were checked and regulated, The psbB-psbH intergenic regions of the genus Salsola from the gene banks was aligned with the DNA sequences and arranged in a format suitable for maximum parsimony, maximum likelihood and Bayesian phylogeny analysis. Trees plotted as a result of phylogeny analysis are compared with each other and with previous studies. In this study, the positions of the newly sequenced taxa in the topology and the politomy of the trees are discussed and the solution proposal for the problematic groups is shared. In general, topologies are compatible and supportive to the trees in the literature, but more molecular markers must be used together to solve the taxon phylogeny.Item Türkiye'nin batısında bulunan bazı nehir ve göllerdeki submergent makrofit türlerinin genel fizikokimyasal parametrelerle ilişkisinin araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2022) Turan, Nesibe; Yaprak, Ahmet Emre; BiyolojiSöz konusu çalışmada 2000 yılında yayınlanarak yürürlüğe giren Su Çerçeve Direktifi'ne uygun olarak toplanmış olan ve farklı su kütlesi tiplerini temsil eden nehir ve göllerdeki submergent makrofit türleri ile genel kimyasal ve fizikokimyasal parametreler arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada sucul makrofitlerle abiyotik faktörlerin ilişkisinin değerlendirilmesi maksadıyla Kanonik Uyum Analizi'nden faydalanılmış olup göl ve nehir istasyonları ayrı ayrı analize tabi tutulmuştur. Ayrıca nehir makrofitlerinin dağılımını ve bolluğunu etkileyen önemli parametrelerden olan orto-fosfat parametresinin diğer nehir parametreleriyle birlikte analize dahil edildiği farklı bir senaryo çalışılmıştır. Ülkemizin batı yarısında bulunan bazı nehir ve göllerde gerçekleştirilen bu çalışmanın sonucunda; submergent makrofit taksonlarının dağılımını etkileyen faktörler arasında, organik kirlilik ve ötrofikasyon baskısını indike eden abiyotik faktörlerin yanısıra elektriksel iletkenlik, alkalinite gibi fizikokimyasal parametrelerin yer aldığı tespit edilmiştir.Item Tuz Gölü'nde yayılış gösteren endemik salsola anatolıca allen ve salsola stenoptera wagenıtz türlerinin ıssr tekniği ile ayrımının araştırılması(Ankara : Ankara Üniversitesi : Fen Bilimleri Enstitüsü : Biyoloji Anabilim Dalı, 2018) Doğan, Güliz; Yaprak, Ahmet Emre; Fen FakültesiSalsola stenoptera ve S. anatolica türleri, morfolojik olarak ayrımı çok güç ve yakın ilişkili türlerdir. S. anatolica türü bazı yazarlar tarafından S. stenoptera türünün sinonimi bazı kaynaklarca da S. stenoptera türünden ayrı bir tür olarak kabul edilmektedir. İki tür arası farklılığın mikrohabitat farklılıklarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı farklı morfolojideki örneklerin ekotipler mi yoksa farklı türler mi olduğu daha önce netleştirilememiştir. Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı'na göre S. anatolica ve S. stenoptera türleri LC tehdit kategorisinde bulunmaktadır, Buna ilaveten, S. anatolica Bern Sözleşmesi Ekliste-1'de de yer almakta olup küresel ölçekte tehdit altında kabul edilmekte ve uluslararası antlaşmalarla korunmaktadır. Morfolojik ayrımı güç olan bu iki bitki Tuz Gölü'ndeki farklı lokalitelerden toplanmış ve ISSR (Inter Simple Sequence Repeats) DNA parmak izi metodu ile farklı türler mi yoksa aynı tür mü olduğunu belirlemek amacı ile çalışılmıştır. Sonuç olarak, S. stenoptera ve S. anatolica türünün ayrı türler olduğu tespit edilmiştir. Salsola stenoptera and S. anatolica are difficult to distinguish morphologically. S. anatolica species is accepted to be synonym to S. stenoptera according to some authors while there are others who agree that S. stenoptera and S. anatolica are different species. It has not yet been clarified whether differences between these two species stem from their different microhabitats or not, and if samples with different morphology are ecotypes or another species. According to Red Data Book of Turkish Plants, S. stenoptera and S. anatolica are categorized as LC. Moreover, S. anatolica is listed as globally endangered species by Bern Convertion Appendix I and is under protection by International Agreements as well. In this study these two species have been examined by using ISSR (Inter Simple Sequence Repeats) DNA fingerprinting method. to determine whether they are alike or unlike after collecting them from different locations of Tuz Lake. And as a result of this study, it has been found out that S. stenoptera and S. anatolica are different species.