Browsing by Author "Kumbasar, Hakan"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item HIV tedavisi alan bireylerde tedavi uyumunu etkileyen psikososyal faktörler(Tıp Fakültesi, 2020) Erdaş, Mehmed Burak; Kumbasar, Hakan; Ruh Sağlığı ve HastalıklarıAmaç: İnsan immün yetmezlik virüsü (human immunodeficiency virus; HIV)enfeksiyonu tedavisinin başarısındaki önemli sorunların başında hastaların antiretroviral tedaviye (ART) uyum güçlüğü gelmektedir. Tedaviye uyumun tüm bu avantajlarına rağmen tüm dünyada ART uyum oranı %50 ile %70 arasında değişmektedir. Hâlbuki HIV ile uzun bir süre yaşamak için en az yüzde 95 oranında tedaviye uyum gösterilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada HIV tedavisi alan bireylerde tedavi uyumunu etkileyen faktörler arasından psikososyal faktörlerin araştırılması amaçlandı.Yöntem: 15.10.2019 ile 01.03.2020 tarihleri arasında Hastanemizin Enfeksiyon Hastalıkları Polikliniğinde izlenen ve HIV'e yönelik ilaç tedavisi uygulanan 50 hasta çalışmaya dahil edildi. Katılımcılara; sosyodemografik ve biyolojik faktörler veri formu, Beck depresyon ölçeği, Beck anksiyete ölçeği, Rosenberg benlik saygısı ölçeği, çok boyutlu algılanan sosyal destek ölçeği uygulanarak elde edilen veriler modifiye Morisky tedavi uyum ölçeği (MMAS) ile karşılaştırıldı.Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 40,22±13,13 yıl olup %82'si erkeklerden oluşmuştu.Ölçek sonuçlarına göre; çok boyutlu algılanan sosyal destek, Beck depresyon, Beck anksiyete ve Rosenberg benlik saygısı ölçeklerinin ortalamaları sırasıyla 60,22±18,07, 10,58±10,53, 8,4±8,87 ve 1,016±0,90 olarak bulundu. Motivasyonu yüksek (n=27) ve düşük (n=23) olan gruplar arasında Beck depresyon, Beck anksiyete ve çok boyutlu algılanan sosyal destek ölçeklerinde anlamlı farklılıkların olduğu belirlendi (p değerleri sırasıyla, 0,003, 0,007 ve 0,018). Korelasyon analizi sonuçlarına göre; Beck depresyon ve Beck anksiyete ölçekleri arasında pozitif yönlü ve yüksek düzeyde; Beck depresyon ve Rosenberg benlik saygısı ölçekleri arasında pozitif yönlü ve zayıf düzeyde; Beck depresyon ile çok boyutlu algılanan sosyal destek ölçekleri arasında negatif yönlü ve zayıf düzeyde bir ilişki olduğu saptandı. Beck anksiyete ölçeği ve Rosenberg benlik saygısı ölçeği arasında ise pozitif yönlü ve zayıf düzeyde bir ilişki gözlendi. Sonuç:Türk popülasyonunda HIV enfeksiyonu için ART uyumu beklenenden düşüktür. Depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi psikososyal bozukluklar, HIV/AIDS için ART uyumunu olumsuz olarak etkilemektedir. HIV tedavisinde hastaların tedaviye uyumsuzluğunu etkileyen faktörlerin klinisyenler tarafından bilinmesi, klinisyenlerin tedaviye uyumsuz olabilecek kişileri tespit edip bu kişilere daha fazla önem vermesini ve hastalara tedaviye uyumunun önemini anlatmasını sağlayacaktır. Bu aşamada ART uyumu desteği için konsültasyon liyezon psikiyatristlerinden ya da psikiyatri uzmanlarından destek alınabilir.Tedaviye uyum arttırma adına bireysel terapi veya grup terapileri uygulanması yararlı olabilir.Item Otolog periferik kök hücre nakli yapılan multipl myeloma hastalarında nakil öncesi ruhsal durumdaki iyilik halinin nakil sonrası hematolojik toparlanmaya etkisi(Tıp Fakültesi, 2015) Kapucu, Bilge Bilgin; Kumbasar, Hakan; TıpThe Effect of Pre-transplantation Psychological Well-being on Hematological Reconstitution Following Autologous Peripheral Stem Cell Transplantation in Multipl Myeloma Patients Objective: The aim of this study was to identify the effect of pre-transplantational depression and anxiety on neutrophil and thrombocyte engraftments which are the signs of hematological reconstitution in multipl myeloma patients who are undergoing autologous peripheral stem cell transplantation. Method: 46 patients with Multipl Myeloma who were hospitalized in Ankara University School of Medicine, Hematology Department for autologous periferal stem cell transplantation were included in the study. Patients completed the Hospital Anxiety and Depression Scale between the days 0 and 7 before the transplantation. The engraftment days were determined by the post-transplantational daily routine complete blood count. The data was evaluated by using Mann WhitneyU test. Results:The neutrophil engraftment was significantly delayed in depressed patients when compared to non-depressed ones (p=0.036). Factors other than depression that may affect the engraftment days were assessed for a possible difference between the depressed and non-depressed groups and no difference was found between the groups. Also, there was no significant difference between depressed and non-depressed patients when analyzed for thrombocyte engraftment (p=0.770). Conclusion: The results show that neutrophil engraftment was delayed in patients with depression. This suggests that depression may adversly affect the recovery after stem cell transplantation. Larger sample studies are necessary.Item Parkinson hastalığında intihar ve ilişkili faktörler(Tıp Fakültesi, 2020) Çakar, Gülsüm; Kumbasar, Hakan; Ruh Sağlığı ve HastalıklarıParkinson Hastalığında İntihar ve İlişkili Faktörler Giriş ve Amaç: İntihar önemli bir halk sağlığı sorunudur. Parkinson hastalığı (PH) ilerleyici, nörodejeneratif bir sinir sistemi hastalığıdır. PH'da psikiyatrik semptomların sık görüldüğü göz önüne alındığında bu hastaların intihar riskinin ele alınması önemlidir. Parkinson hastalarının genel popülasyona göre intihar riskiyle ilgili yapılan çalışmalar sınırlı ve çelişkilidir. Bu çalışmanın amacı, vaka kontrol çalışmasıyla PH'da intihar riskini araştırmak ve ilişkili olabilecek faktörleri belirlemektir. Yöntem: Çalışmaya 126 Parkinson hastası ve 117 yaş, cinsiyet uyumlu sağlıklı kontroller dahil edildi. Bilişsel bozukluk Montreal Bilişsel Değerlendirme Ölçeği (MoCA) ile değerlendirildi ve skoru <18 olan katılımcılar hariç tutuldu. İntihar Olasılığı Ölçeği (İOÖ), Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ), Apati Değerlendirme Ölçeği (ADÖ), Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (ÇBASDÖ) her katılımcı tarafından dolduruldu. PH grubu Parkinson Hastalığı Yaşam Kalitesi Anketi (PDQ 39) ni doldurdu ve hastalık süresi, Hareket bozuklukları Derneği Birleşik Parkinson Hasatlığı Değerleme Ölçeği (HBD BPHDÖ), levodopa eşdeğeri günlük dozlar (LEDD) ve derin beyin stimülasyonu (DBS) olup olmadığı hakkında veriler elde edildi. Tez araştırmacısı tarafından Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği /HADÖ) ve Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HDDÖ) tüm katılımcılara uygulandı. Bulgular: İOÖ toplam puanları PH grubunda kontrollere göre anlamlı olarak daha düşük bulunmuştur. HADÖ, HDDÖ, ÇBASDÖ toplam puanları da PH grubunda anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. BUÖ toplam puanları açısından iki grupta anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. PH grubunda İOÖ toplam puanları ile BUÖ, PDQ 39, HADÖ ve HADÖ ölçekleri arasında doğrusal, ADÖ ile ters yönde bir ilişki bulundu. Regresyon analizinde ise BUÖ toplam puanlarındaki bir birimlik artış intihar olasılığını %17,1 arttırdığı sonucuna varılmıştır. Sonuç: Çalışmamızda Parkinson hastalarında İOÖ puanlarının kontrollere göre daha fazla olduğu görülmektedir. İOÖ ile umutsuzluk, depresyon, anksiyete ve yaşam kalitesinin korele olduğu görülmektedir. Her ne kadar PH'da intihar olasılığı düşük saptansa da tedavi edilmeyen depresyonu ve anksiyetesi olan Parkinson hastalarında bu risk artmaktadır. Bu nedenle bu hastalarda psikiyatrik değerlendirme önerilebilir.