Browsing by Author "Baştan, Ayhan"
Now showing 1 - 20 of 25
Results Per Page
Sort Options
Item Dişi köpeklere uygulanan eksojen GnRH'nın serum östradiol 17 beta düzeyi ve vagina epitelinde yaptığı sitolojik değişikliklerin incelenmesi(Sağlık Bilimler Enstitüsü, 2005) Anadol, Elvan; Baştan, AyhanBu çalismada, eksojen GnRH kullanimindan sonra serum östradiol 17 à vevagina epitelinde meydana gelecek degisikliklerin ortaya konmasi, elde edilenbilgilerin ovaryum remnant sendrom, inaktif ovaryum veya daha öncekisirlastirilip kisirlastirilmadigi bilinmeyen köpeklerin tanisinda kullanilipkullanilamayacagi amaçlanmistir.Çalismanin hayvan materyali olarak degisik irklardan toplam 39 adetköpek kullanildi. Anamnezde daha önce kisirlastirilmadigi ögrenilen ve aynizamanda anamnez ve yapilan vaginal sitolojik muayenede siklusun proöstrusveya östrus evresinde olmayan 20 adet köpek Grup I'i ve Grup II'yi ise dahaönce kisirlastirilan 19 adet köpek olusturdu. Çalismada kullanilacak Grup I'dekiköpeklerin, her ne kadar anamnezinde proöstrus ve östrus dönemindeolmadiklari ögrenilmekle birlikte, bu bilgiyi dogrulamak için vaginal sitolojiuygulamasi yapildi.Grup I ve Grup II' deki köpeklerde ovaryum dokusunun olup olmadiginiortaya koymak amaciyla GnRH analogu olan buserelin asetat'tan 0,03 µg/kgdozda yapildi. GnRH uygulamasi yapilmadan önce ve yapildiktan 75 dak. sonraher iki gruptaki köpeklerden uygulama öncesi ve sonrasi kan östradiol 17 à düzeyindeki degisiklikleri saptamak amaciyla kan alindi ve degerleri ölçüldü. Aynizamanda her iki grup köpeklerde GnRH uygulamasi öncesi ve 75 dak. sonrasiGnRH'a bagli östradiol düzeyindeki dalgalanmalarin vagina duvarinda yapacagihücresel degisikliklerin degerlendirilmesi amaciyla da vaginal sitoloji yapildi.Çalisma sonunda, Grup I'deki köpeklerde, hormon uygulama öncesi ve 75dak. sonrasi elde edilen ortalama serum östradiol 17 à seviyeleri 9,0485 ± 1,006pg/ml ve 11,1235 ± 1,199 pg/ml olarak ölçüldü (p< 0,01). Grup II'de ise yapilanhormon uygulamalari sonucunda, elde edilen östradiol 17 à seviyeleri 4,2026 ±0,351 pg/ml ve 4,2326 ± 0,354 pg/ml olarak bulundu (p> 0,05).Her iki gruptaki köpeklerin GnRH uygulama öncesi ve sonrasi vaginaduvarindaki hücresel degislikler karsilastirilmis ve herhangi bir degisikliksaptanmamistir.Sonuç olarak ovaryumu bulanan köpeklerde GnRH kullanimi sonucundaserum östradiol düzeyinde belirgin bir artis saptanirken, vagina epitelhücrelerinde herhangi bir degisiklik olmamistir. Bu bilgilerin köpeklerde ovaryumvarliginin arastirilmasinda, katki saglayacagi sonucuna varilmistir.AbstractThe aim of this study is to demonstrate the changes in serum estradiol 17 à levels and vaginal epithelium after the administration of exogenous GnRH as wellas to determine whether this data can be used to diagnose ovarian remnantsyndrome, inactive ovarium or bitches with obscure history of previous spaying.Forty bitches of various breeds have been included in the study. Twentybitches with no history of spaying and which were proved not to be in proestrusor estrus according to anamnesis and vaginal cytological examination constitutedGroup I, while Group II consisted of 19 bitches which were formerly spayed. Thebitches in the first group, although clear in the anamnesis, were subjected tovaginal cytological work-up in order to reveal that they were really not inproestrus or estrus.Diagnostic GnRH administration was performed to confirm the presence ofovarian tissue in the bitches in Groups I and II. Blood samples were taken fromboth groups to assess the changes in blood estradiol 17 à levels, both prior toand 75 minutes after buserelin acetate administration in a dosage of 0,03 µg/kg,subcutaneously. Bitches in both groups also underwent simultaneous vaginalexamination to show the effects of GnRH-dependant estradiol changes on vaginawall, both prior to and 75 minutes after the administration.In Group I, mean serum estradiol 17 à levels before hormoneadministration and 75 minutes after the administration were 9,0485 ± 1,006pg/ml and 11,1235 ± 1,199 pg/ml, respectively (p<0.01). In Group II, meanestradiol 17 à levels before and after hormone administration were 4,2026 ±0,351 pg/ml and 4,2326 ± 0,354 pg/ml, respectively (p<0.05).In both groups, cellular changes in vagina wall before and after GnRHadministration were compared and no differences were found.Conclusively, GnRH administration was found to cause an increase inserum estradiol level in bitches with intact ovaries with no obvious change invaginal epithelial cells. This data may be valuable in investigating the presence ofovary in bitches.Item Dişi köpeklere uygulanan eksojen GnRH’nın serum östradiol 17 β düzeyi ve vagina epitelinde yaptığı sitolojik değişikliklerin incelenmesi(2007) Anadol, Elvan; Baştan, AyhanBu çalışmada, eksojen GnRH kullanımından sonra serum östradiol 17 β ve vagina epitelinde meydana gelecek değişikliklerin ortaya konulması; elde edilen bilgilerin ovaryum remnant sendrom, inaktif ovaryum veya daha önce ovaryohisterektomi yapılıp yapılmadığı bilinmeyen köpeklerin tanısında kullanılabilirliği araştırılmıştır. Çalışmada hayvan materyali olarak değişik ırklardan toplam 39 dişi köpek kullanıldı. Anamnezde daha önce ovaryohisterektomi yapılmadığı öğrenilen ve aynı zamanda anamnez ve yapılan vaginal sitolojik muayenede siklusun proöstrus veya östrus evresinde olmayan 20 köpek Grup I’i ve daha önce ovaryohisterektomi yapılmış 19 köpek ise Grup II’yi oluşturdu. Grup I ve Grup II’ deki köpeklerde ovaryum dokusunun varlığını ortaya koymak amacıyla GnRH uygulaması yapıldı. GnRH enjeksiyonundan önce ve 75 dakika sonra, her iki gruptaki köpeklerden kan alındı ve ELISA yöntemiyle östradiol 17 β değerleri ölçüldü. Aynı zamanda her iki grup köpeklerde GnRH uygulaması öncesi ve 75 dakika sonrası GnRH’a bağlı östradiol düzeyindeki dalgalanmaların vagina duvarında yapacağı hücresel değişikliklerin değerlendirilmesi amacıyla da vaginal sitoloji yapıldı. Çalışma sonunda, Grup I’deki köpeklerde, hormon uygulama öncesi ve 75 dakika sonrası elde edilen ortalama serum östradiol 17 β seviyeleri 9.0485 ± 1.006 pg/ml ve 11.1235 ± 1.199 pg/ml olarak ölçüldü (p< 0.01). Grup II’de ise hormon uygulamaları sonucunda, elde edilen östradiol 17 β seviyeleri 4.2026 ± 0.351 pg/ml ve 4.2326 ± 0.354 pg/ml olarak bulundu (p> 0.05). Sonuç olarak, ovaryumu bulunan köpeklerde GnRH kullanımından sonra serum östradiol düzeyinde belirgin bir artış saptanırken, vagina epitel hücrelerinde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Bu bilgilerin, köpeklerde ovaryum varlığının araştırılmasına katkı sağlayacağı sonucuna varılmıştır. The aim of this study is to demonstrate the changes in serum estradiol 17 β levels and vaginal epithelium after the administration of exogenous GnRH as well as to determine whether this data can be used to diagnose ovarian remnant syndrome, inactive ovarium or bitches with obscure history of previous spaying. Thirty-nine bitches of various breeds have been included in the study. Twenty bitches with no history of spaying and which were proved not to be in proestrus or estrus according to anamnesis and vaginal cytological examination constituted Group I, while Group II consisted of 19 bitches which were formerly spayed. GnRH administration was performed to confirm the presence of ovarian tissue in the bitches in Groups I and II. Blood samples were taken from both groups to assess the changes in blood estradiol 17 β levels both prior to and 75 minutes after GnRH administration. Bitches in both groups also underwent simultaneous vaginal examination to show the effects of GnRH-dependant estradiol changes on vagina wall, both prior to and 75 minutes after the administration. In Group I, mean serum estradiol 17 β levels before hormone administration and 75 minutes after the administration were 9.0485 ± 1.006 pg/ml and 11.1235 ± 1.199 pg/ml. respectively (p<0.01). In Group II, mean estradiol 17 β levels before and after hormone administration were 4.2026 ± 0.351 pg/ml and 4.2326 ± 0.354 pg/ml. respectively (p<0.05). Conclusively, GnRH administration was found to cause an increase in serum estradiol level in bitches with intact ovaries with no obvious change in vaginal epithelial cells. This data may be valuable in investigating the presence of ovary in bitches.Item Erken postpartum dönemde subklinik ketozisli ineklerin Ovsynch protokolüne yanıtlarının incelenmesi(Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri, 2016) Baştan, Ayhan; Veteriner Fakültesi; Salar,SeçkinBu tez çalışmasının amacı, erken postpartum dönemde bulunan ve kan BHBA düzeyi 1200 μmol/l’nin altında olan primipar ineklerde Ovsynch protokolü sırasında folikül gelişimi ve sonrasında yapılan tohumlamalarda gebelik oranı üzerine etkilerinin araştırılmasıdır. Bu amaçla çalışmada, BHBA düzeyi düşük 85, BHBA konsantrasyonu orta düzeyde 71 baş primipar Holstein ırkı inek kullanıldı. Postpartum 52±4 gündeki ineklerden BHBA ölçümü için kan örnekleri alındı ve aynı gün Ovsynch protokolü uygulandı. Protokol süresince ultrasonografi ile birinci GnRH, PGF2α, ikinci GnRH enjeksiyonu ve tohumlama sırasında DF çapı ve varsa CL’un verileri, birinci GnRH’a ovulasyon yanıtı ve tohumlama sonrası 27-30. günlerde gebelik muayenesi yapıldı. Gruplar arasındaki birinci GnRH ve PGF2α uygulaması anında ve uygulamalardan 24 ile 48 saat sonrasında DF çap farklılıkları, birinci GnRH sonrası ovulasyon yanıtı ile atrezi şekillenme durumu arasındaki farklılık anlamlı değildi (p>0,05). Düşük-BHBA ve orta-BHBA grubunda tohumlama anındaki DF çapları (13,8±0,2 mm; 13,2±0,2 mm) ile gebelik oranı (%38,8; % 21,1) (15/71) arasındaki farkın ise istatistiksel açıdan anlamlı olduğu belirlendi (p<0,05). Sonuç olarak erken postpartum dönemdeki primipar ineklerde kan BHBA düzeyinin, bu dönemde uygulanan Ovsynch protokolüne yanıtı etkilediği kanısına varıldı.Item İmmatür sığır oositlerinin vitrifikasyon tekniği ile etilen glikol ve DMSO kullanarak payetlerde dondurulması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2004) Çetin, Yunus; Baştan, Ayhanİmmatür Sığır Oositlerinin Vitrifikasyon Tekniği ile Etilen Glikol ve DMSO Kullanarak Payetlerde Dondurulması Bu çalışmanın amacı; immatür sığır oositlerinin vitrifikasyon tekniği ile etilen glikol ve DMSO kullanarak klasik payetlerde dondurulması ve bu tekniğin oosit maturasyonu üzerine etkilerinin ortaya konulmasıdır. Çalışmada materyal olarak, Çubuk Mezbahasında kesilen hayvanlardan toplanan 238 adet ovaryumdan follikül aspirasyonuyla elde edilen 575 adet kumulus oosit kompleks kullanıldı. Kullanılan kryoprotektana göre, etilen glikol kullanılanlar Grup EG, dimetil sülfoksit kullanılanlar Grup DMSO, bu iki kryoprotektanın birlikte kullanılması ile Grup Karma ve kontrol grubu olmak üzere 4 grup oluşturuldu. Çalışma gruplarındaki, etrafı en az 3 kat sıkı kumulus ile çevrili, homojen stoplazmalı oositler, seleksiyondan sonra vitrifikasyon işlemine tabi tutulurken, kontrol grubu herhangi bir işlem uygulanmaksızın in vitro maturasyona alındılar. Grup EG için, birinci basamak vitrifikasyon solüsyonu olarak %20 oranında etilen glikol, ikinci basamak için %40 etilen glikol + 1M sükroz içeren içeren temel medyum (%20 serum FCS+HEPES'li TCM199) hazırlandı. Grup DMSO'da ise birinci basamak için %20 oranında DMSO, ikinci basamak için %40 DMSO + 1M sükrozlu temel medyum kullanıldı. Karma grupta %10 EG + %10 DMSO kapsayan temel medyum ilk basamak için kullanılırken, diğer basamak için %20 EG + %20 DMSO + 1M sükroz içeren temel medyum kullanıldı. Vitrifikasyon yapılacak oositler, birinci basamakta 45 s, ikinci basamakta 25-30 s kadar vitrifikasyon solüsyonlarında bırakıldıktan sonra, payetlenerek sıvı azota atıldılar. Sıvı azot içinde yaklaşık 1 ay bekletilen oositler, 3 basamaktan oluşan çözdürme solüsyonlarından geçirilerek, in vitro maturasyona alındılar, in vitro maturasyon işlemi, HEPES'Iİ TCM 199 medyumu kullanılarak, %5 C02 içeren maksimum nemli etüvde 39 °C'de 24 saatte yapıldı. Maturasyon sonrası, tüm oositlerde kutup hücresi incelemesi yapıldıktan sonra, fikse edilip, Giemsa solüsyonu ile boyanarak çekirdek maturasyonu değerlendirildi. Stereomikroskop incelemesi sonrasında Grup EG'de 139 oositten 44'ünde (%31,65) kutup hücresinin bulunduğu (KH+), 82'sinde (%59) kutup hücresinin görülmediği (KH-) ve 13 oositin (%9,35) ise dejenere olduğu belirlendi. Grup DMSO'da, 11 oositin (%7,59) KH+, 112 oositin (%77,24) KH- ve 22 oositin (%15,17) dejenere olduğu saptandı. Grup Karma'da 25 oositte (%13,30) kutup hücresi saptanırken, 121 oositte (%64,36) kutup hücresinin olmadığı ve 42 oositin (%22,34) ise dejenere olduğu belirlendi. Kontrol grubunda ise 77 oositte (%74,76) kutup hücresi tespit edilirken, 21 oositte (%20,39) kutup hücresinin bulunmadığı 5 oositin (%4,85) ise dejenere olduğu saptandı. Grup EG'de çekirdek boyaması yapılan 120 oositin 46'sının (%38,34) GV, 27 tanesinin (%22,5) ise GVBD-MI, 41'inin (%34,16) M II döneminde olduğu belirlenirken, 6 tanesinin (%5) çekirdek durumu tespit edilemedi. Grup DMSO'da ise 114 oositin 87'si (%76,31) GV, 7 (%6,14) oosit GVBD-MI, 17 oosit (%14,91) M II döneminde iken, 3 oositin (%2,64) durumu saptanamadı. Karma grupta 140 oositin 76'sı (%54,28) GV, 16 (%11,43) oosit GVBD-MI, 29'u (%20,71) M II safhasındayken, 19 (%13,58) oositin dönemi belirlenemedi. Kontrol grubunda ise 98 oosit boyandı. Değerlendirilen oositlerden 12'sinin (%12,24) GV, 5'inin (%5,1) GVBD-MI, 78'inin (%79,60) M II, 3 adedinin (%3,06) ise tanımsız olduğu saptandı. Yapılan istatistiki hesaplamalarda EG ile Karma grup ve DMSO ile Karma grup maturasyon dağılımları arasındaki fark59 önemsiz bulundu (p>0,05). Bunun dışındaki gruplar arasındaki farklar önemliydi (p<0,001). Çalışma bulguları genel olarak değerlendirildiğinde EG grubunda DMSO ve Karma grubuna göre daha başarılı sonuçlar elde edildi. Vitrifikasyon yapılan tüm gruplarda, kontrol grubuna göre daha düşük maturasyon oranlan saptandı. Dimetil sülfoksit grubu, maturasyon açısından en düşük sonuçları veren grup idi. Karma grubun maturasyon oranlan ise DMSO ve EG arasında yer aldı. Sonuç olarak, immatür sığır oositlerinin klasik payetlerde vitrifikasyon tekniği ile dondurulabileceği, kullanılan kryoprotektana bağlı olarak maturasyon başarısının değişebileceği, çalışma sonuçları değerlendirildiğinde maturasyon oranları açısından en avantajlı kryoprotektanın etilen glikol olduğu kanısına varıldı. Ancak, daha başarılı sonuçlar immatür sığır oositleri için özelleştirilmiş vitrifikasyon tekniklerinin geliştirilmesi ile sağlanabilecektirAbstractCryopreservation of Immature Bovine Oocytes by Vitrification with Ethylene Glycol and DMSO in Straws The aim of this study was cryopreservation of immature bovine oocytes by vitrification with ethylene glycol and DMSO in straws and to investigate the effects of vitrification on oocyte maturation. A total of 575 cumulus oocyte complexes obtained by follicle aspiration from 238 ovaries taken from cows slaughtered at a local abattoir. Following selection, oocytes with compacted cumulus cells and evenly granulated ooplasm were vitrified using one of three solutions (Ethylene Glycol= Group EG, Dimethyl Sulphoxide=DMSO, Ethylene Glycol + Dimethyl Sulphoxide= Group Mix) and a non- vitrified group served as control. Hepes buffered TCM-199 medium supplemented with 20% FCS was used as a basic media throughout the experiment. First step vitrification solution contained 20% EG while second step vitrification solution contained 40% EG + 1 M sucrose in a basic media used in group EG. First and second step vitrification solutions used in group DMSO contained 20%DMSO and 40% DMSO + 1 M sucrose in basic media, respectively. While 10% EG + 10 % DMSO solution in basic media used for first step vitrification in Mix group, second step vitrification solution contained 20% + 20% DMSO + 1 M sucrose in basic media. Oocytes were loaded into straws and plunged into LN2 after being exposed to first and second steps of vitrification solutions which lasted about 45 and 25-30 s respectively. Oocytes were kept in LN2 for approximately 1 month, diluted in 3 solutions in a step wise fashion and maturated in vitro. Oocytes were matured in HEPES buffered TCM 199 medium for 24 h at 39 °C in a humidified atmosphere of 5% CO2 in air. Oocytes were fixed following evaluation for polar body formation, stained with Giemsa solution and nuclear maturation was examined. Forty-four (31.65%) oocytes were polar body positive (PB+), 82 (59%) oocytes were polar body negative (PB-) and 13 (9.35%) oocytes were degenerated in group EG. Eleven (7.59%) oocytes in group DMSO were PB+ while 1 12 (77.24%) oocytes were PB- and 22 (15.17%) oocytes were degenerated. The number of PB+, PB- and degenerated oocytes in group Mix were 25 (13.30%), 121 (64.36%) and 42 (22.34%), respectively. Control group had 77 (74.76%) PB+, 21 (20.39%) PB- and 5 (4.85%) degenerated oocytes. Nuclear staining revealed that 46 (38.34%) oocytes were at GV stage (germinal vesicle), 27 (22.5%) were at GVBD-MI (germinal vesicle break down- metafaz I) stage, 41 (34.16%) were at M II (metafaz II) stage groups EG while the stage of 6 (5%) oocytes could not been determined. Number of oocytes at stages GV, GVBD-MI and M II were 87 (76.31%), 7 (6.14%) and 17 (14.91%) in group DMSO respectively. Stages of 3 (2.64%) oocytes in group DMSO were undetermined. In group Mix; 76 (54.28%), 16 (11.43%) and 29 (20.71%) oocytes were at GV, GVBD-MI and M II respectively. Nuclear stage of 19 (13.58%) oocytes could not been determined in group Mix. Control group had 12 (12.24%), 5 (5.1%), 78 (79.60%) and 3 (3.06%) oocytes at GV, GVBD-MI, M II and undetermined nuclear stages, respectively.61 Maturation rate distribution in group Mix was not statistically different when compared to maturation rate distributions in groups EG and DMSO (p>0.05). Differences between other groups were significant (p<0.001). Altogether, better results were obtained in EG group compared to DMSO and Mix groups. Maturation rate was lower in all treatment groups than the control group. The lowest maturation result were obtained in DMSO group. Maturation rate in group Mix was between maturation rates of EG and DMSO groups. In conclusion, immature bovine oocytes could be vitrified in straws, maturation success differs due to cryoprotectant used and the most advantageous cryoprotectant in this study was ethylene glycol. However, for better results, new cryopreservation techniques specified for immature bovine oocytes need to be improved.Item Bir kedide meme hipertrofisi olgusuBaştan, AyhanItem Köpeklerde pyometranın klinik yönden incelenmesiBaştan, AyhanItem Bir köpekte yalancı erkek hermafrodizm olgusuBaştan, AyhanItem Kuru döneme çıkarken enfekte ve sağlıklı meme loblarında california mastitis test (CMT) ve somatik hücre sayısı ile bakteriyolojik muayene sonuçlarının karşılaştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2013) Alkan, Hasan; Baştan, Ayhan; VeterinerItem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki sütçü inek işletmelerinde meme sağlığı ve süt kalitesi parametrelerinin araştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2011) Darbaz, İsfendiyar; Baştan, AyhanBu çalışmanın amacı Kuzey Kıbrıs'taki sütçü inek işletmelerinde sürü meme sağlığı ve süt kalitesini ortaya koymaktı. Bu amaçla 138 işletmeye ait sürü tank sütünden 1 yıl boyunca, ayda bir kez somatik hücre sayımı, toplam bakteri sayımı, koliform sayımı, bakteriyolojik izolasyon yapıldı ve örnekler kuru madde, yağ, toplam protein, kazein, laktoz, serbest yağ asitleri, yağsız kuru madde, asitlik-SH, yoğunluk, donma noktası, sitrik asit ve antibiyotik kalıntısı yönünden değerlendirildi. Ortalama somatik hücre sayısı medyan değeri 521 583 hücre/ml (min. 183 250 hücre/ml, mak. 1 719 714 hücre/ml), toplam bakteri sayısı medyan değeri 227 738 cfu/ml (min. 24 833 cfu/ml, mak. 6 335 285 cfu/ml) olarak tespit edildi. Bakteriyolojik izolasyon ve identifikasyon sonucunda örneklerin %22,73'ünden koagulaz-negatif stafilokoklar, %18,68 Bacillus türleri, %16,55'inden Staphylococcus aureus, %11,53'ünden Streptococcus dysgalactiae, %8,14'ünden Streptococcus uberis, %7,62'sinden Streptococcus agalactiae, %7,44'ünden Escherichia coli, %1,81'inden Micrococcus türleri, %1,49'undan Pseudomonas türleri, %0,90'ından Enterobacteriaceae familyasındaki bakteriler, %0,85'inden Proteus türleri, %0,58'inden Aeromonas türleri, %0,53'ünden Mayalar, %0,47'sinden Pasteurella türleri, %0,41'inden Alcaligenes türleri ve %0,29'undan Corynebacterium türü bakteriler izole edildi. Koliform sayısı örneklerin %28,5'inde 100 cfu/ml; %71,5'inde ise >100 cfu/ml idi. Antibiyotik kalıntısı yönünden yapılan incelemede ise örneklerin %2,6'sında antibiyotik kalıntısı saptandı. Sütün bileşimi incelendiğinde kuru madde, yağ, toplam protein, kazein, laktoz, serbest yağ asitleri, yağsız kuru madde, asitlik-SH, yoğunluk, donma noktası ve sitrik asit oranı sırasıyla %12,03; %3,30; %3,49; %2,62; %4,56; %1,13; %8,75; 6,56 SH; 1 031,50 gr; -0,542 H ve % 0,13 olarak tespit edildi. Süt veriminde ise yaz mevsiminde bir düşme vardı. Sonuç olarak Kuzey Kıbrıs'taki sütçü inek işletmelerinde meme sağlığı ve süt kalitesi yönünden ciddi problemler olduğu tespit edildi.AbstractThe aim of this study was to investigate the herd udder health and milk quality of dairy farms in Northern Cyprus. For this purpose, somatic cell count, total bacteria count, isolation of bacteria from bulk tank milk samples belonging to 138 dairy farms were performed and the samples were evaluated for dry matter, fat, total protein, casein, lactose, free fatty acids, solid non-fat, acidity-SH, density, freezing point, citric acid and antibiotic residues once a month for one year. Median somatic cell count and total bacteria count were determined as 521 583 cell/ml (min. 183 250 cell/ml, max. 1 719 714 cell/ml) and as 227 738 cfu/ml (min 24 833 cfu/ml, max. 6 335 285 cfu/ml), respectively. As a result of isolation and identification of bacteria; coagulase-negative Staphylococcus as a rate of 22,73%; Bacillus spp 18,68%; Staphylococcus aureus 16,55%; Streptococcus dysgalactiae 11,53%; Streptococcus uberis 8,14%; Streptococcus agalactiae 7,62%; Escherichia coli 7,44%; Micrococcus spp. 1,81%; Pseudomonas spp. 1,49%; Enterobacteriaceae 0,9%; Proteus spp. 0,85%; Aeromonas spp. 0,58%; Yeast 0,53%; Pasteurella spp. 0,47%; Alcaligenes spp. 0,41% and Corynebacterium spp. 0,29% were determined. About 28,5% of bulk tank milk samples had coliform count ?100 cfu/ml and 71,5% >100 cfu/ml. Antibiotic residues were determined at 2,6% of samples. As a result of milk composition; dry matter as a rate of 12,03%; fat 3,3%; total protein 3,48%; casein 2,61%; lactose 4,56%; free fatty acids 1,13%; solid non-fat 8,75%; acidity-SH 6,56 SH; density 1 031,50 gr; freezing point -0,542?H and citric acid 0,13% were determined. Nevertheless, there was a decrease in milk yield during the summer. In conclusion, crucial udder health and milk quality problems were determined of dairy farms in Northern Cyprus.Item Primipar ineklerde kan BHBA düzeyi ovsynch'e yanıtı etkiler mi?(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2015) Salar, Seçkin; Baştan, Ayhan; Veteriner HekimliğiThe aim of this study was to investigate effect of blood BHBA levels of primiparous cows in early postpartum period on folicle development and pregnancy rate after Ovsynch protocol. In the study, 85 Holstein primiparous cows with low-BHBA, 71 Holstein primiparous cows with moderate-BHBA concentrations were used as a material. In cows at postpartum 52±4 days, blood samples were collected and Ovsynch protocol was performed at the same day. Ultrasonographic examination was performed to determine DF diameter and CL at the day of 1st GnRH, PGF2α, 2nd GnRH and after 24 and 48 hours after these injections, response to the 1st GnRH and pregnancy status at 27-30. days post-insemination. Differences of DF diameter between groups at the day of 1st GnRH, PGF2α and after 24 and 48 hours after these injections and ovulation and atresia response to 1st GnRH were not significant statistically (p>0.05). It was determined that differences of DF diameter (low-BHBA: 13.8±0.2 mm; moderate-BHBA: 13.2±0.2 mm) and pregnancy rate (low-BHBA: 38.8%; moderate-BHBA: 21.1%) were significant statistically between low-BHBA and moderate-BHBA groups. It was concluded that levels of blood BHBA in primiparous cows in the early postpartum period affects the response to Ovsynch protocol.Item Sağım makinesi fonksiyon hatalarının bireysel ve tank sütü somatik hücre sayısı ile sürü mastitis prevalansı üzerine etkisi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2013) Akıntuğ, Zehra; Baştan, Ayhan; OtherItem Simental ırkı ineklerde subklinik mastitise neden olan patojenlerin araştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Aras, Mehmet Akif; Baştan, Ayhan; VeterinerTez çalışmasının amacı Simental ırkı ineklerde subklinik mastitise neden olan patojenlerin tesbitiydi. Bu amaçla Ankara İli sınırlarında bulunan Simental Çiftliğinde bulunan ineklere subklinik mastitis tanısı için karma süt örneğine önce CMT test'i yapıldı. Yüz adet inek CMT pozitif olarak belirlendi ve California Mastitis Test pozitif ineklerden steril koşullarda süt örneği alınarak mikrobiyolojik muayene yapıldı. Mikrobiyolojik muayene sonucunda CMT pozitif 100 örneğin 58'inden herhangi bir bakteri izolasyonu yapılamaz iken en 10'undan S. aureus, 8'inden diğer stafilokok türleri, 6'sından B. cereus, 6'sından A. viridans ve 3'ünden S. uberis izole edildi. Sonuç olarak Simental ırkı ineklerde en yaygın izole edilen bakteriler bulaşıcı ve çevresel mastitis patojenleriydi.