Browsing by Author "Atalay, Semra"
Now showing 1 - 13 of 13
Results Per Page
Sort Options
Item 2000-2012 yılları arasında Ankara Üniversitesi Pediatrik Hematoloji/Onkoloji Bilim Dalı'nda çocukluk çağı akut lenfoblastik lösemisi nedeniyle tedavi edilmiş olan olguların tedavi sonrası dönemde yaşam kalitelerinin değerlendirilmesi(Tıp Fakültesi, 2015) Bolkent, Musa Gökalp; Ertem, Mehmet; Uysal, Leyla Zümrüt; Atalay, Semra; TıpÇocukluk çağı akut lenfoblastik lösemisinde tedaviyle sağ kalım oranının artmasıyla birlikte, tedavi sonrası dönemde ortaya çıkan geç yan etkilerin azaltılması hedeflenmiş olup, bu konudaki çalışmalar oldukça önem kazanmıştır. Sağlıkla ilgili yaşam kalitesi, genel yaşam kalitesinin bir bileşeni olup, bireyin hastalığı ve hastalığa yönelik aldığı tedavinin fonksiyonel etkilerini nasıl algıladığı ile ilişkilidir. Bu çalışmada akut lenfoblastik l tanısı ile tedavi verilen ve tedavisi kesildikten sonra hastalıksız olarak izlenen çocuklarda sağlık ilişkili yaşam kalitesi ve bunu etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Metod: 2000-2012 yılları arasında AÜTF Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı'nda ALL nedeniyle tedavi edilmiş, yaşları 8-18 arasında değişen 20 hasta ile birlikte, kontrol grubu olarak da Temmuz 2013-Temmuz 2014 yılları arasında AÜTF Genel Çocuk Polikliniğine başvuran yaşları 8-18 arasında değişen 20 sağlıklı çocuk çalışmaya alınmıştır. Hem ebeveyn hem de çocuklara "Çocuklar İçin Yaşam Kalitesi Ölçeği" uygulanmıştır. Bulgular: Yapılan Pearson korelasyon analizleri sonucunda: hasta grubunda çocuklarla ebeveynlerin bildirdiği çocuğun fiziksel durumu (r=0,506; p=0,023) ve çocuğun duygusal durumu (r=0,452; p=0,045) toplam puanları arasında aynı yönlü ve orta dereceli ilişki, çocuğun sosyal işlevselliği (r=0,769; p=0) toplam puanları arasında ise aynı yönlü ve güçlü bir ilişki saptanmıştır. Kontrol grubunda ise çocuklarla ebeveynlerin bildirdiği çocuğun fiziksel durumu (r=0,631; p=0,003) ve çocuğun okul başarısı (r=0,641; p =0,002) toplam puanları arasında aynı yönlü ve orta dereceli ilişki bulunmuştur. Hasta ve kontrol grubunun yaşam kaliteleri kıyaslandığında, özellikle okul başarısının hasta grubunda daha düşük olduğu gözlenmiştir (p˂0,05). Yapılan regresyon analizleri sonucunda: hasta grubundaki çocukların fiziksel durumu toplam puanlarına sadece tanıdan itibaren geçen sürenin (p<0,05) etkisi istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ancak hasta grubundaki çocukların okul başarısı toplam puanlarına radyoterapi alma durumunun (p<0,05) ve annenin eğitim durumunun (p<0,05) etkisi anlamlı olarak saptanmıştır. Radyoterapi alan çocukların okul başarısı toplam puanı radyoterapi almayan çocuklara göre daha düşüktür. Ayrıca annenin eğitim durumu yükseldikçe çocuğun okul başarısı toplam puanı da artmaktadır. Bu bulgular, lösemi tedavisi almış çocuk ve adölesanlarda hastalığın kendisine veya tedavilere sekonder geç etkiler nedeniyle özellikle okul işlevselliği alanında sorunlar olduğunu göstermiştir. Ayrıca, annelerin eğitim durumu arttıkça, hasta grubundaki çocukların okul başarılarının artmış olduğu gözlenmiştir. Sonuç: ALL tanısıyla tedavi olan ve kür sağlanan hastalarda, tedaviye bağlı geç yan etkiler gözden geçirilirken yaşam kalitesi de değerlendirilmelidir. Bu nedenle hem ebeveynlere hem de çocuklara yaşam kalite ölçeği anketleri uygulanarak, çocuğun nörogelişimsel durumu da değerlendirilmelidir. Böylece hastaların hem bedenen hem de ruhen daha kaliteli bir hayat yaşamasını engelleyecek sorunların tespiti ve önlem alınması mümkün olabilecektir.Item Akut romatizmal ateş(2017) Atalay, SemraItem Doğuştan siyanotik kalp hastalıkları(2017) Atalay, SemraItem Hypertension and cardiac failure aggravated by dehydration in a case of coarctation of the aorta(2005) Kendirli, Tanıl; Tutar, H. Ercan; Naçar, Nazire; Ekici, Filiz; Atalay, Semra; Yalçınkaya, Fatma FatoşItem Konjenital kalp hastalıklarının cerrahi tedavisinde intraoperatif transözofageal ekokardiyografi nin önemi(2007) Atalay, Semra; Uçar, Tayfun; Eyileten, Zeynep; Kılıçkap, Mustafa; Aral, Atilla; Uysalel, Adnan; Tutar, H. ErcanItem Obez çocuklarda ventriküler repolarizasyon değişkenliklerinin değerlendirilmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2016) Yıldız, Nihan Yıldırım; Atalay, Semra; Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAmaç: Son yıllarda obezlerde ventrikül repolarizasyon değişikliklerinin ani kardiyak ölümlere yol açtığı bildirilmektedir. Bu çalışmada; obez çocukların ventriküler repolarizasyon değişkenliklerini ve ekokardiyografik verilerini, bu verilerin obezitenin ciddiyetini gösteren antropometrik parametrelerle ve metabolik sendrom riskini gösteren laboratuar parametreleri ile ilişkisini araştırmak hedeflenmiştir. Gereç ve yöntem: Haziran 2013- Haziran 2016 tarihleri arasında AÜTF Çocuk Endokrinoloji polikliniğine obezite ve metabolik sendrom nedeniyle başvuran 82 hasta ve AÜTF Çocuk Kardiyoloji polikliniğine başvuran 81 sağlıklı kontrol 8-18 yaş arasında toplam 163 çocuk ve adolesanlar araştırmaya alındı. Olguların antropometrik ölçümleri yapıldı ve normogramlara göre değerlendirildi. Rutin obezite tetkiklerine (açlık kan şekeri, açlık insülin, lipit profili) bakıldı. Her olgunun 12 derivasyonlu EKG'si çekilerek ventriküler repolarizasyon değişiklikleri incelendi. Ekokardiyografi ile tüm olguların sol ventrikül sistolik fonksiyonları incelendi. Bulgular: Obez olguların yaş ortalaması 12.41±2.69 (8-17.5) yıl, kontrol grubunun yaş ortalaması ise 12,21±2,75 (8-17,9) yıldır. Obez olgularda kontrol grubuna göre, vücut ağırlığı, vücut kütle indeksi, rölatif vücut kütle indeksi , bel/kalöa oranı istatistiksel anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Obez olgularda sistolik ve diyastolik kan basıncı ortalamaları kontrol grubuna göre anlamılı olarak yüksek bulunmuştur. Obez olgular metabolik sendrom (MS) ve non-metabolik sendrom obez (NMSO) olmak üzere iki gruba ayrılmış, sistolik ve diyastolik kan basıncı ölçümleri yalnızca MS ve kontrol grubu karşılaştırıldığında, anlamlı olarak farklı saptanmıştır. Obez ve kontrol grupları EKG'leri ventriküler repolarizasyon (VR) açısından karşılaştırıldığında; QT ve QTc dispersiyonu obezlerde kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek saptanmıştır. QT ve QTc dispersiyonu MS grubunda NMSO ve kontrol grubuna göre¸ NMSO grubunda kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek saptanmıştır. QT ve QTc dispersiyonunun en çok bel/kalça oranından etkilendiği görülmüştür. Sol ventrikül sistolik fonksiyon (LVPWDs, LVPWDd, IVSd, LVMI) ölçümleri obez grubunda kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek saptanırken, EF düşük bulunmuştur. LVMI'nın obezitenin derecesi ile doğru orantılı ve istatistiksel olarak anlamlı olarak arttığı bulunmuştur. EF'nin MS grubunda kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede azaldığı bulunmuştur. LVMI ile QT ve QTc dispersiyonu değerleri arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki saptanmıştır. EF ile QT ve QTc dispersiyonu değerleri arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Sonuç: NMSO ve MS'lu obez çocuklarda yaşamın erken dönemlerinde EKG'de özellikle QT/ QTc sürelerinde uzama ve QT/QTc dispersiyonlarında artış gözlenmiştir. Yine aynı hasta grubunda kontrollere göre EKO ile özellikle LVMI artışı ve EF azalmasının yol açtığı sol ventriküler sistolik disfonksiyonu saptanmıştır. Anahtar kelimeler: Obezite, Ventriküler Repolarizasyon Değişikenlikleri, QT/ QTc Dispersiyonu, Sol Ventrikül DisfonksiyonuItem Siyanotik bebeğe yaklaşım(2017) Atalay, SemraItem Türkiye'de okul çocuklarında ekokardiyografi ile mitral kapak prolapusu sıklığı(Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi, 2020) Atalay, Semra; Çağlayan, Utku; Tıp FakültesiItem Türkiye'de okul çocuklarında ekokardiyografi ile romatizmal kalp hastalığı(Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi, 2018) Atalay, Semra; Tutar, Hasan Ercan; Uçar, Tayfun; Topçu, Seda; Köse, Serdal Kenan; Doğan, Melih Timuçin; Tıp FakültesiItem Türkiye'deki okul çocuklarında ekokardiyografi ile mitral kapak prolapsusu sıklığı(Tıp Fakültesi, 2019) Çağlayan, Utku; Atalay, Semra; Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAmaç: Mitral kapak prolapsusu (MVP) çocuk ve genç erişkinlerde sık görülen ve genellikle iyi huylu seyreden bir kapak hastalığıdır. Sporadik olabildiği gibi ailevi geçişler de bildirilmiştir. Ülkemizde ve dünyada sağlıklı asemptomatik çocuklarda MVP sıklığını doğru tanı kriterleri ile belirleyen geniş ölçekli bir çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmadaki amacımız; sağlıklı okul çocuklarında ekokardiyografi ile MVP prevalansını belirlemek ve MVP tanısı alan çocukların yakın akrabalarına da ekokardiyografi yaparak, ailevi geçiş sıklığını saptamaya çalışmaktır. Gereç ve Yöntem: Nisan 2017- Mayıs 2018 tarihleri arasında 6 okulda 2550 çocuğa ekokardiyografik tarama yapılarak MVP tanısı konulan çocuklar AÜTF çocuk kardiyolojide değerlendirildi. Ayrıntılı anamnez sorgusu, fizik muayene ve detaylı ekokardiyografik çalışma yapıldı. Ayrıca MVP'li olguların anne, baba ve kardeşlerine de ekokardiyografi ile tarama yapıldı. Bulgular: Okul taramasında öğrencilerin 1339'u kız (%52,5) 1211'i erkekti (%47,5). Yaş ortalaması 11,9 ± 3,1 yıl olan 2550 çocukta MVP sıklığı %1,25 olarak bulundu. 5-9 yaş aralığında %0,9, 10-13 yaş aralığında %1,2, 14-18 yaş aralığında %1,6 oranında sıklık saptandı. MVP'li çocuklarda göğüs ağrısı %22, anksiyete %37,5, migren tipi baş ağrısı %22 sıklıkta saptandı. MVP'li olguların daha zayıf ve BMI değerlerinin daha düşük olduğu görüldü. Hipermobilite %22, pectus excavatum %6 sıklıkta görüldü. Olgularımızın üst/alt vücut oranı ile kulaç/boy uzunluğu oranı sonuçlarında patolojik boy uzunluğunu gösterecek veri saptanmadı. MVP'li çocuklarda üfürüm sıklığı %19, klik sıklığı %6, üfürüm + klik sıklığı %9,4 olarak bulundu. MVP'li çocukların %24'ünde 1.-2. derece MY görüldü. Mitral kapağın ekokardiyografide kalınlığına bakılarak, olguların %44'üne klasik MVP, %56'sına ise non-klasik MVP tanısı konuldu. Mitral yetmezlik, fizik muayene ve anamnez bulguları açısından klasik MVP ve non-klasik MVP arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. MVP'li çocukların birinci dereceden akrabalarından 84 kişi incelendi ve 11'inde (%13) ekokardiyografi ile MVP saptandı. Çalışmadaki 4 ailede OD genetik geçiş olabileceği görüldü. Ayrıca 3 ailede ise sporadik veya X'e bağlı geçiş olabileceği düşünüldü. Sonuç: MVP sıklığı %1,25 olarak saptandı ve yaşla sıklığının arttığı görüldü. MVP'li hastaların daha zayıf ve BMI'larının daha düşük olduğu izlendi. MVP tanısı alan ve oskültasyon bulgusu olmayan çocuk sayısının fazla olduğu gözlendi. MVP'li çocukların yakınması olmayan yakın akrabalarının da ekokardiyografi ile incelenmesinin uygun olacağı kanısına varıldı. Anahtar kelimeler: MVP, MVP sıklığı, okul çocukları, ekokardiyografi, oskültasyon