Medeni usul hukukunda mahkemelerin kamu düzenine ilişkin yetkisi

No Thumbnail Available

Date

2004

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Abstract

Kamu düzeni, toplumdaki dirlik ve esenliği, emniyeti sağlamak ve genel sağlığı korumak gibi toplumsal amaçlara hizmet eder. Bu sebeple, kamu dü-zeninin gerçekleşmesinde toplumun menfaati vardır. Ancak, kamu düzeninin gerçekleştirilmesi amacıyla bireylerin sahip olduğu temel hak ve hürriyetler ihlal edilmemelidir. Diğer bir ifadeyle, kamu düzeni sağlanırken hukuk devleti ilkeleri zedelenmemelidir ve kamu düzeni kavramının sınırları tespit edilmelidir. Medeni usul hukukunda yetki kuralları, kural olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Bu hallerde taraflar, açık veya zımni bir anlaşma ile veya davalı-nın aslında yetkisiz olan mahkemenin yetkisine itiraz etmemesiyle yetkisiz bir mahkemeyi yetkili kılabilirler. Kamu düzenine ilişkin olmayan yetki hallerinde yetki itirazı, ilk itiraz olarak ileri sürülebilir. Bazı durumlarda ise davanın belli yer mahkemelerinde açılmasında, kamu düzeninin gerçekleşmesi açısından yarar vardır. Bu durumlar, kesin yetki kuralları ve kesin olmayan kamu düzeni-ne ilişkin yetki kurallarının uygulama alanı bulduğu hallerdir. Kamu düzenine ilişkin yetki kurallarından kesin yetki kurallarının sözkonusu olduğu hallerde dava yalnız kesin yetkili mahkemede açılabilir. Taraf-lar yetki sözleşmesiyle kesin yetkili mahkemenin yetkisini kaldıramazlar veya kesin yetkili mahkemeyle birlikte başka bir yer mahkemesinin yetkili oldu-ğu konusunda anlaşmaya varamazlar. Kesin yetki kurallarını dikkate almayan taraflar, yetki sözleşmesi yaparlarsa bu sözleşme geçerlilik arz etmez. Kesin yetki itirazı her zaman ileri sürülebilir ve mahkeme de 118 yetkisizliği re'sen dikkate alır. Aksi düşüncenin kabulü, tarafların özellikle dava-lının veya devletin zarara uğramasına ve hukuki menfaatin gözardı edilmesine yol açabilir. Örneğin, kesin yetki kurallarının uygulandığı hallerden biri olan ta-şınmazın aynına ilişkin bir uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması amacıyla açılan davada tarafların yetki sözleşmesi yapmasını mümkün kılmak ve bu yetki sözleşmesine geçerlilik tanımak veya davacının taşınmazın bulunduğu yerden çok uzak bir yerde dava açması ve davalıya yetki itirazı olarak sadece ilk iti-raz hakkı tanımak, davalıyı veya her iki tarafı zor duruma sokabileceği gibi mah-kemelerin iş yükünün artmasına da sebep olabilir. Zira, o taşınmaz için keşif ya-pılması gerekebilir. Davanın taşınmazın bulunduğu yerden uzak bir yerde açıl-masında davacının da hukuki menfaati bulunmayabilir. Ancak, davacı dava-lının davayı takip etmesini önlemek amacıyla bu yola başvurabilir. Bu gibi sakıncaların önlenmesi amacıyla kesin yetki kuralları getirilmiştir. Kesin olmayan kamu düzenine ilişkin yetki kurallarının sözkonusu ol-duğu hallerde de taraflar yetki sözleşmesi yapamazlar. Dava, kamu düzenine ilişkin yetki kurallarıyla belirlenen yer mahkemelerinde açılmalıdır. Bu du-rumlarda kesin yetki kurallarından farklı olarak genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesinde de (HUMK m. 9,I) açılabilir.

Description

Keywords

Citation