Konjuge pnömokok aşısı uygulaması sonrası çocuklarda invaziv pnömokok hastalığı sıklığı, serotip dağılımı ve antibiyotik direnci

No Thumbnail Available

Date

2020

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Tıp Fakültesi

Abstract

Streptococcus pneumoniae, yaygın aşılama programlarına rağmen, enfeksiyon hastalıkları ile ilişkili ölümlerin en önemli nedenlerindendir. İlk olarak 2000 yılında yedi bileşenli konjuge pnömokok aşısı (KPA), ardından 2009'da KPA10 ve 2010'da KPA13 üretilmiş ve birçok ülkenin ulusal aşı takviminde yerlerini almışlardır. Bu aşıların uygulamalarından sonra tüm dünyada İPH insidansında ve antibiyotik direncinde azalma görülmüştür. Türkiye'de ilk olarak KPA7 Ekim 2005' de ruhsat almış, Nisan 2011 tarihinden sonra KPA13 Ulusal Aşı Takviminin bir parçası olmuştur. Dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi Türkiye'de de aşı uygulaması sonrasında İPH insidansında azalma, aşı kapsamındaki serotiplerle ilişkili invaziv hastalıklarda azalma, İPH neden olan serotiplerin aşı dışı serotipler lehine değişimi ve antibiyotik direnç oranlarında düşme olması beklenmektedir. Bu çalışma, KPA13 uygulaması sonrası ülkemizdeki pnömokok epidemiyolojisindeki değişimleri belirlemek ve gelecekteki aşı çalışmalarına yol gösterici olması amacıyla yapılmıştır. Çalışma, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi (AÜTF) Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, AÜTF Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı, AÜTF Cebeci Hastanesi Merkez Mikrobiyoloji Laboratuvarı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları Daire Başkanlığı Ulusal Solunum Yolu Patojenleri Referans Laboratuvarı ve Ulusal Moleküler Mikrobiyoloji Referans Merkez Laboratuvarı'nda retrospektif olarak yürütüldü. Ekim 2009 ile Ekim 2019 tarihleri arasında AÜTF Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Genel Pediatri Polikliniği ve Acil Polikliniğine başvuran 0-18 yaş arasındaki çocuklardan invaziv pnömokok hastalığı tanısı alanlar çalışmaya dahil edildi. Pnömokok suşlarının penisilin ve sefotaksime karşı duyarlılığı E-test yöntemi ile Clinical Laboratory Standards Institute (CLSI) kriterleri temel alınarak belirlendi. İzolatlar Quellung reaksiyonu veya PCR yöntemi ile serotiplendirildi. Çalışma süresince 50 çocuğa invaziv pnömokok hastalığı tanısı konuldu. Altı hastada invaziv pnömokok hastalığı için risk oluşturan hastalık bulunmaktaydı. Bu hastalar dışında invaziv pnömokok hastalığı teşhisi konulan 6 hastada laboratuvardaki teknik nedenler nedeniyle serotip ve antibiyotik direnci değerlendirilemedi. Sadece önceden sağlıklı olan hastalardan elde edilen verilerle hastalık yaş dağılımı, hastalık insidansı ve serotip analizleri belirlendi. Önceden sağlıklı olan 44 hasta değerlendirildiğinde hastalardan 27 tanesi (%61,3) 2 yaş ve altında, 11 tanesi (%25) 2-5 yaş arasında, 6 tanesi (%13,7) 5 yaş üstündeydi. Bu sonuçlar İPH'ın halen 5 yaş altı çocuklarda daha yaygın olduğunu göstermektedir. Beş yaş altındaki çocuklar hastalık tipine göre değerlendirildiğinde, 30 (%79) hasta gizli bakteriyemi/sepsis, 8 (%21) hasta pürülan menenjit tanısı almıştır. Önceden sağlıklı olan 5 yaş üstü hastaların 5'i menenjit ve 1 tanesi bakteriyemi tanısı aldı. Çalışma süresince 5 yaş altı sağlıklı çocuklarda yıllık invaziv pnömokok hastalığı sıklığının, 2009 yılında 100.000 hastane başvurusunda 9,35'ten 2019'da 100.000 hastane başvurusunda 0,83'e anlamlı olarak azaldığı görülmüştür (p<0.001). Bu sonuçlar rutin aşı uygulaması sonrası invaziv hastalıkların görülme sıklığının azalacağı hipotezimizi desteklemektedir. Araştırmamızda serotipleme analizleri, KPA7 ve KPA13'ün rutin uygulamaya girdiği tarihlere göre ayrılarak değerlendirilmiştir. Çalışma süresi boyunca KPA7 serotipleri ve KPA13 serotipleri sırasıyla %28,9 (11/38) ve %44,7 (17/38) oranında görülmüştür. En sık saptanan serotipler, 19F (6 hasta), 23F (4 hasta) ve 7F (3 hasta), 31 (2 hasta) ve 24B (2 hasta) idi. KPA13 döneminde, tam aşılı 3 çocukta KPA13 kapsamında olan 19F serotipinin neden olduğu İPH görüldü. Çalışmamızdaki aşı dışı serotiplerin oranı ise KPA7 döneminde %54,5 (6/11), KPA13 döneminde %70,3 (19/27) olarak saptanmıştır. Aşı dışı serotiplerin oranı zaman içinde arttığı görüldü ancak bu artış istatiksel olarak anlamlı değildi (p= 0,557). Araştırmamızda KPA7 dönemindeki İPH'larda görülen KPA13 serotiplerinin oranı %81,8 (9/11) iken, KPA13 uygulaması sonrası 8 yıl içinde bu oran %29,6'ya (8/27) gerilemiştir. KPA7 döneminde saptanan serotiplerin 5'i (%45,5) 7 bileşenli, 9'u (%81,8) 13 bileşenli aşı tarafından kapsanmaktadır. Bu zaman diliminde görülen serotiplerden 2 (%18,1) tanesi hem KPA7 hem de KPA13 tarafından kapsanmıyordu. Ayrıca KPA7 döneminde görülen bu 2 aşı dışı serotip KPA15 ve KPA20'nin içeriğinde de yer almamaktadır. KPA13 döneminde saptanan izolatların 8'i (%29,7) 13 değerlikli aşı tarafından kapsanmaktadır. Bu dönemde KPA13 tarafından kapsanmayan 19 (%70,3) serotip belirlenmiştir. KPA13 tarafından kapsanmayan bu serotiplerin 1 (%5,2) tanesi KPA15, 5 (%26,3) tanesi KPA20 tarafından kapsanmaktadır. Çalışma periyodu boyunca tüm hastalarda aşı kapsama oranları incelendiğinde KPA7'nin serotip kapsama oranı %28,9 (11/38), KPA13' ünse %44,7 (17/38) olarak belirlenmiştir. Bu süreçte KPA15'in serotip kapsama oranı %47,3(18/38), KPA20'ninse %57,8 (22/38) olacağı saptanmıştır. Çalışmaya alınan 44 izolattan ikisi PCR ile saptandığı için, 1 tanesi de laboratuvardaki teknik nedenlerden dolayı antibiyotik duyarlılığı açısından incelenemedi. Nonmeningeal enfeksiyona göre penisilin ve seftriakson MİK değerleri incelendiğinde izolatların tümünün duyarlı olduğu bulundu. Meningeal enfeksiyona göre penisilin MİK değeri incelendiğinde 18 (%43,9) hastanın dirençli, seftriakson MİK değerine göre ise 4 (%9,75) hastanın dirençli olduğu belirlendi. KPA7 tarafından kapsananlar penisilin (meningeal enfeksiyona göre) duyarlılıkları açısından değerlendirildiğinde, izolatların 7'si (%70) penisilin dirençli, KPA13 tarafından kapsananların 7'si (%43,7) penisilin dirençliydi. Penisilin direnci görülen izolatlar içerisinde en sık 19F (4 izolat) ve 23F (3 izolat) serotipleri belirlendi. Aşı dışı serotiplerin penisilin direnç oranıysa %44,4 (8/18) olarak belirlendi. Çalışma periyodumuz 2009-2014 ve 2015-2019 olarak iki döneme ayrılıp beş yaş altı çocuklarda meningeal enfeksiyona göre penisilin ve seftriakson direnç oranları belirlendi. İki dönem arasında antibiyotik direnci açısından anlamlı bir fark bulunmadı. Sonuç olarak, çalışmamız tek merkezli olsa bile, KPA13 uygulaması sonrası 5 yaş altı çocuklarda invaziv pnömokok hastalığının sıklığında azalma olduğunu göstermiştir. Çalışmamızda aşı içeriğindeki serotiplerin oranı azalırken, aşı dışı serotiplerde artış olduğu belirlendi. Ancak diğer birçok ülkeden farklı olarak, aşı dışı serotiplerden 22F ve 33F'de artış izlenmedi. Çalışmamızda antibiyotik direnç oranlarında yıllara göre belirgin bir değişim görülmedi.

Description

Keywords

Antibiyotikler, Aşılama, Aşılar

Citation

Collections