Browsing by Author "Yaman, Ahmet Emin"
Now showing 1 - 11 of 11
Results Per Page
Sort Options
Item Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi ATA-101 ders içerikleri(2017) Bulut, Sedef; Sükan, Bige; Uzun, Hakan; Ökte, Sezai Kürşat; Orakçı, Meryem; Tağmat, Çağla Derya; Kemal, Cemal; Bakacak, Alper; Ertan, Temuçin Faik; Kaya, Yusuf; DinçeR, Hasan; Unat, Kadir; Koç, Ceyhan; Bağcı, Yeliz; Yaman, Ahmet Emin; Aysal, Necdet; Çapa, MesutItem Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi ATA-102 ders içerikleri(2017) Çapa, Mesut; Aysal, Necdet; Tağmat, Çağla Derya; Bakacak, Alper; Koç, Ceyhan; Kemal, Cemal; Yaman, Ahmet Emin; Dinçer, Hasan; Kaya, Yusuf; Ertan, Temuçin Faik; Unat, Kadir; Orakçı, Meryem; Ökte, Sezai Kürşat; Bağcı, Yeliz; Uzun, Hakan; Sükan, BigeItem Cumhuriyet dönemi karayolu politikası (1923-1960)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Özdemir, Nuray; Yaman, Ahmet EminCumhuriyet Dönemi Karayolu Politikası (1923-1960)Cumhuriyetin ilk yıllarında; ülke koşullarına en uygun ve dönemin en etkinulaşım sistemi olan demiryollarının yapımına ağırlık verilmiştir. Demiryolu öncelikliulaşım politikası ile ülkenin en ücra köşelerine ulaşmak; ülke savunması, ekonomikkalkınma, sosyal ve kültürel gelişmeyi sağlamak hedeflenmiştir. Dış etkilerden uzak,ülke ihtiyaçlarını karşılayacak bağımsız bir demiryolu politikası izlenmiştir. II.Dünya Savaşı'na kadar yapımı hızla sürdürülen demiryolları altın çağını yaşarkenkarayolları geri planda kalmıştır. Karayolu ulaşımının petrole dayanması, motorluaraçların sayısının az olması ve kaynakların demiryolu yapımına aktarılmasıylakarayollarında önemli bir gelişme yaşanmamıştır.II. Dünya Savaşı yıllarında motorlu araçların sayısında ortaya çıkan artış vesavaş sonrası petrol fiyatlarında yaşanan düşüşle birlikte karayolu öncelikli birulaşım politikası benimsenmiştir. Türkiye'nin ulaşım politikasında yaşanan budönüşümde dış yönlendirmelerin de etkisi olmuştur. Soğuk Savaş sürecinde Sovyettehdidine karşı ABD'nin sağladığı finansman ve teknik yardımların öncülüğündekarayolu çalışmalarına hız verilmiştir. ABD'nin Türkiye üzerinden SovyetlerBirliğini durdurmak isteğiyle ilk olarak askeri açıdan, stratejik önem taşıyan yollarınyapımına başlanmıştır.Bu tez çalışmasında 1923-1960 yılları arasında karayollarının tarihi gelişimiüzerinde durularak 1948 yılında büyük dönüşüm yaşayan karayolu politikasıirdelenmiş ve buna bağlı olarak sosyal, kültürel ve iktisadi yaşamda görülen değişimde anlatılmıştır.Abstract Highway Policy in The Turkish Republic (1923-1960)In the first years of the Republican era, the construction of the railway, whichis the most effective and the most suitable way of transportation at that time, havegained primary importance. With this primary railway politics, it was intended toreach the remotest parts of the country, to improve the defense system, to maintaineconomic growth, to help social and cultural development. Independent railwaypolitics have been followed in order to meet the needs of the country. While therailway construction was in its golden age until the II. World War, the constructionof highways was secondary. Important progress was not made because the highwaytransportation depends on petrol, the number of motor vehicles was small, and thesources were transferred to railway construction.Because of the increase in the motor vehicles in the aftermath of the II. WorldWar and the decrease in the price of petrol, highway politics have gained primaryimportance. This transformation from the railway to the highway was under theinfluence of the outside forces. During the cold war, highway construction gainedspeed thanks to the financial and technical support on the American governmentagainst the Soviet threat. Firstly, the highways of strategic and military value to stopSoviet Unions in Turkey were constructed.In this thesis study, the highway politics, which transformed dramatically inthe year 1948, have been analyzed by focusing on the chronological progress of thehighways between years 1923 and 1960. Changes in link with this in the social,cultural and economic life have been explained.Item CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK HARİTACILIK TARİHİ(İNKILAP TARİHİ ENSTİTÜSÜ, 2006) Özağaç, Servet; Yaman, Ahmet EminHaritacılık Dünya'nın en eski bilimlerinden birisidir. Tarihin, yazının M.Ö. 3200 yılında bulunması ile başladığı kabul edilmektedir. Bilim adamları da, dünyada harita sayılabilecek ilk örneği, M.Ö. 6200 yılına dayandırdığından haritacılık tarihinin ne kadar eski olduğu ortaya çıkacaktır. İnsanoğlu var olduğu günden itibaren yaşadığı çevreyi tanımaya, burayı sahiplenmeye, kendine ait çevrede bir takım şekil ve resimlerle anlatmaya çalışmıştır. İşte yazının bulunmasından binlerce yıl önce ortaya çıkan bu yapıtlar çok basit bir anlamda birer haritadır. Yazının bulunmasından sonra şekiller ve çizimler yerlerini yazılı resim ve şekillere bırakmıştır, bundan sonra haritaların daha gelişmiş örnekleri ortaya çıkmaya başlamıştır. XV. yüzyılda başlayan keşiflerden sonra dünya haritasının ilk örnekleri XVI. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Rönesans ve matbaanın icadı haritaların çoğaltılmasını, kitlelere daha kolay ulaşmasını sağlamıştır. Dünya nüfusunun artması, verimli topraklara göçün başlaması, bu toprakların paylaşımında kavgalara, savaşlara neden olmuş, çevreyi tanıma, sahiplenme amaçlı harita belgelerinin yanında, saldırı ve savunma amaçlı haritalarda üretilmeye başlanmıştır. XVI. yüzyıldan sonra büyük devletler arasında başlayan sömürgecilik hareketleri sonucu bu haritaların önemi daha da artmıştır. Dünya savaşlarının XX. yüzyılda bitmesi, ardından soğuk savaş dönemine girilmesi ve bu sürecin sonunda başlayan teknolojik savaşlar, teknolojideki hızlı gelişme, etkisini her alanda olduğu gibi haritacılık alanında da kendini göstermiş, haritacılıkta da günün koşullarına uygun kavramlar ve ürünler ortaya çıkmıştır. 1980'li yıllara kadar gündemdeki kâğıt harita kavramı yerini, sayısal harita, coğrafi bilgi sistemi, kent bilgi sistemi, internet haritacılığı gibi kavramlara bırakmıştır. Türkler, haritacılık alanında ilk çalışmalarında, haritacılık bilimi ile ilişkide olan Matematik, Geometri, Astronomi gibi alanlarda önemli bilim adamları yetiştirmiş ve önemli eserler ortaya koymuştur. Daha sonra ortaya konan Kaşgarlı Mahmud'un Dünya Haritası ile Piri Reis Haritası ve Kitabı-Bahriye eseri bu gün bile hayranlık uyandıran yapıtlardır. XIX. yüzyıla kadar varlığını ünlü coğrafyacıların eserleriyle, adından söz ettiren Türk haritacılığı, bu yüzyılın başında kurumsallaşmaya başlamıştır. XVII. ve XVIII. yüzyılda yaşanan toprak kayıpları, haritanın önemini arttırmış, her alanda yapılan yenileşme hareketleri bu alanda da etkisini göstermiştir. Mühendislik okulları açılmış, yurt dışına yetiştirilmek üzere elemanlar gönderilmiş, yeterli donanım ve teçhizat satın alındıktan sonra 1895 yılında 'Taksim-i Arazi' isminde bir komisyon kurulmuştur. Bu komisyon haritacılık faaliyeti gösteren ilk örgüt olmuştur. Dolayısıyla bu komisyonun oluşturulduğu 1895 tarihi Türk haritacılığının kuruluş tarihi olmuştur. Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllara kadar fazla bir atılım göstermeyen Türk haritacılığı bu tarihten sonra, her kurum ve kuruluşta başlatılan devrim hareketleri ile beraber, hızlı bir gelişim göstermiş ve bu gelişimini günümüze kadar sürdürmüştür. Günümüzde teknolojinin çok hızlı gelişimine paralel olarak, Türk haritacılığı da sürekli değişim ve gelişim içersindedir. Son yıllarda haritacılık biliminde etkin bir yer edinen coğrafi bilgi kavramı kendisine üniversite öğretiminde de yer bulmuş, üniversitelerimizde faaliyet gösteren Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği bölümlerine Ortadoğu Teknik Üniversitesinde açılan Jeodezi ve Coğrafi Bilgi Teknolojileri Bölümü açılmıştır. Araştırma çalışmam sırasında haritacılık faaliyetleri içersinde bulunan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü kapatılmış, Büyük Ölçekli Harita Yapım Yönetmeliği yenilenerek son şekliyle onaylanmıştır. Haritacılık kuruluşlarının yürüttüğü ve çalışmamda açıklamaya çalıştığım projelere yenileri eklenmiştir. Genel bir fikir vermesi ve gelişiminin çok özet görülebilmesi açısından Türk haritacılık tarihinin kilometre taşlarını ilk örneklerinden günümüze kadar sıralarsak; 1076 Kaşgarlı Mahmud Dünya Haritası. 1513 İbrahim Kâtibi Akdeniz Havzası Haritası. 1513 Piri Reis Dünya Haritası. 1528 Piri Reis Kuzey Atlantik Haritası. 1567 Ali Macar Reis Atlası. 1570 Atlas-ı Humayun. 1719 İlk baskı harita Marmara Haritası İbrahim Mütefferika tarafından basıldı. 1803 İlk atlas Müderris Abdurrahman Efendi tarafından hazırlandı. 1818 İlk Harita Okulu açıldı. 1830 İlk deniz haritası Karadeniz Haritası Deniz Harp Okulunda basıldı. 1847 İlk Tapu Teşkilatı Defterhane-i Amire Kalemi kuruldu. 1853 İlk harita subayları Harp Okulundan mezun oldu. 1860 İlk defa Yurt dışına (Fransa) haritacılık öğrenimi için subaylar gönderildi. 1880 Genelkurmay 5. Şubesi (Harita ve Fen İşleri Şubesi) kuruldu. 1895 Taksim-i Arazi isimli Jeodezi Komisyonu kuruldu. (Türk haritacılığının başlangıcı kabul edilir.) 1896 Basılı ilk düzenli harita olan 1/ 10 000 ölçekli Eskişehir Planı üretildi. 1909 Harita Komisyonu oluşturuldu ve ülke çapında harita üretimine başlandı. 1910 İlk birinci derece nirengi ağı çalışmaları Bakırköy-Adapazarı arasında başladı 1916 Harita Alım ve Çizim Okulu açıldı 1918 Milli Savunma Bakanlığına bağlı Harita Dairesi kuruldu 1924 Tapu Umum Müdürlüğü kuruldu ve cumhuriyetten sonraki ilk kadastro çalışmaları 474 sayılı Yasa ile başladı. 1925 Harita Genel Müdürlüğü Kanunu kabul edildi. 1926 İlk fotogrametrik çalışmalara başlandı. 1929 İlk yersel fotogrametri kıymetlendirmesi yapıldı. 1930 Yapımına 1911 yılında başlanan Türkiye'nin 1/ 200 000 ölçekli istikşaf haritaları tamamlandı. 1932 İlk hava fotoğraf alımları yapıldı. 1940 Harita yapımında tamamen havai fotogrametri yöntemine geçildi. 1945 1/ 5 000 ölçekli haritaların yapımına başlandı. 1949 İlk olarak Yıldız Teknik Okulunda (YTÜ) Harita ve Kadastro Mühendisliği bölümü açılarak haritacılık öğrenimine başlandı. 1953 Birinci derece nirengi ağı çalışmaları tamamlandı. 1954 Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Kuruldu 1955 Kadastro ölçmelerinde fotogrametrik yöntem uygulanmaya başlandı. 1956 Kartografyada kuşe tersim yöntemi yerini mylar kazıma yöntemine bıraktı. 1960 Türkiye Temel Gravite Ağı (TTGA) oluşturuldu. 1963 Fotogrametride havai nirengi uygulaması başladı. 1969 Kabartma Harita Şubesi kuruldu. 1970 Türkiye Düşey Kontrol Ağı (TUDKA)'nın 1936 yılında başlatılan ilk faz ölçüleri tamamlandı. x 1972 Yapımına 1909 yılında Bakırköy paftası ile başlanan tüm ülkenin 5547 adet 1/ 25 000 ölçekli paftaları tamamlandı. 1983 İlk ortofoto harita üretimi gerçekleştirildi. 1989 Uydu görüntüsünden yararla ilk harita üretildi. 1994 Kinematik GPS uygulamalarına başlandı 1995 Sayısal fotogrametri uygulamalarına başlandı. 1995 Türkiye'de coğrafi bilgi sistemi uygulamasına ilk örnek İTÜ-Ayazağa Yerleşkesi Bilgi Sistemi üretildi. 1999 İlk 1/ 25 000 ölçekli kartografik vektör harita (İZMİR L18-a3) üretimi sayısal olarak gerçekleştirildi. 1999 Türkiye Temel GPS Ağı -1999 (TTGA-99) kuruldu. 2000 Kabartma harita kalıpları bilgisayar destekli olarak üretilmeye başlandı. 2000 Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünce TAKBİS projesi hayata geçirildi. 2003 Haritalarda kullanılan Avrupa Datumu 1950 (ED-50) jeodezik sistemi terk edilerek, Dünya Jeodezik Sistemi-1984 (WGS-84)'in uygulanmasına başlandı. 2005 Bilgisayar destekli genelleştirme yöntemi ile ilk 1/ 100 000 ölçekli Balıkesir İ19 paftası üretildi. 2005 Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi oluşturma çalışmaları kapsamında EYLEM-47 projesi tamamlandı. 2006 Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi oluşturma çalışmaları kapsamında EYLEM-36 projesi tamamlandı. Türkiye'nin AB'ye girmeye hazırlandığı bu yüzyılda kendisini AB normlarına yükseltmek isteyen tüm kamu kurum ve kuruluşları gibi Türk haritacılığının ilgili kuruluşları da en kısa sürede bu normlara ulaşma gayreti içersindedir. Haritacılık tarihi sayfalarında kendine iyi bir yer edinen Türk haritacılığı, bugün dünyada gelişmiş ülkelerin sahip olduğu seviyeye yakın bir konumda varlığını devam ettirmektedir.Item Malta Sürgünleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Kurt, Binnur; Yaman, Ahmet Emin; TarihAfter Mondros Armistice, especially Britain followed policy of arresting and relegation to firstly against members of İttihât and Terakkî which was decided to take a part in the World War I with Germany and secondly peoplewho believed in Anatolian National Movement which is resisted occupation and hold out. As a result of this policy ?it was supported by Ottoman governments also- people who was gone into exile in Malta as a war criminal from 1919 to 1921, had to watch their nation?s survival war from distance. Attitudes of İstanbul governments, Anatolian National Movement and the Allies becomes very important in this delicate term. Reasons of arresting important people including diplomats, members of army and intellectuals and their capture life between 1919-1920 is the main subject of this thesis.In part one, we will analyse praxis of armistice?s articles and how British blacklisted people who were aganist their benefits.In part two, we will take on the way of arresting these people by İstanbul governments and Britain and the trials in military commissions.In part three, relegations journey to Malta and their lives there will come into the picture.In the final part, initiatives to free Malta relegations and eventually reaching freedom is represented.We tried to analyse this relegation which was intended to prevent a nation?s freedom struggle by sending away notables of it in a the life and death struggle.Item Marshall yardımı ve Türkiye(Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü, 2007) Altun, Ulaş; Yaman, Ahmet Emin; Türkiye Cumhuriyeti TarihiAfter the World War II., the world system which was became double polarized has prepaired cold war. At this new system propulsiveness of Soviets and attractiviness of America have determined the pole which Turkey would be situated in. Turkey became a member of doctrine, plan and ideoligical organizations of this war.America, who was disturbed because Soviets were following an antropology diffusionist attitude, with the aim of encircling Soviets firstly performed The Military Aid Agreement (Truman Doctrin) which included military aid to The Turkey and Greece. With the help of Truman Doctrin, Turkey abondoned the importiolity politics which carried out from the times being a republic.After Truman Doctrin, America put into force the Europe Economic Cooperation Agreement military, political, economic and culturel characteristics had more extensive aims and aimed developing the ruined Europe.As a member of Truman Doctrin and Marshall Plan, Turkey experienced economically, politically, militarily and culturally changes whose results are reached nowadays.Marshall Aids started a process for Turkey. İf we consider that today is shaped with these past relations we can understand the importance of Marshall Aids very much.Item NATO'ya giriş sürecinde Türk Amerikan ilişkileri ve Amerikan askeri yardımlarının Türk Silahlı Kuvvetlerine etkisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Cengiz, Recep; Yaman, Ahmet Emin; Tarihurkish Armed Forces has always been the greatest assurance of the Turkey against the threats caused by critical geographical location and it needs an efficient, powerful, institiutional organization to protect the country the from the dangers across the periphery .This reality forced the Turkish administrators to different openings. After Second World War, to satisfy Turkey's increasing security problems in the face of Soviet Union's attitude and to achieve economic development Turkey?s new opening was to possess United States?s aids.United States which was trying to form a new world order which would be compatible with its own principles and guidelines with its context of expansion politics, defined Turkey as an ally to protect this balances in geographical area mentioned and evaluated this situation very well to use Turkey?s geographical location near Soviet border. In this context, Turkish-American relations which started during Second World War by Lend ? Lease continued to develop by Truman Doctrine and Marshall Plan aids and carried Turkey to NATO membership.The military aids made during this process affected Turkey's national defense industry's growth negatively; the changes in Turkish Armed Forces in the fields of organization, administration, training and logistics took place; this influenced TAFs reorganization and modernization in relatively positive direction, meantime cultural and psychological effects on TAF staff and the national defense industry was negative.As a result of these developments, the Turkish army largely has been tied to the American arms industry. Shift of the Turkish army toward the American military model, as a result of its close relations with United States resulted in the loss of its anti-imperialist characteristics, especially the corrosion of Atatürk?s principles of full independence within the army.Item Psikolojik harekat ve Mustafa Kemal Atatürk' ün Kurtuluş Savaşı'ında örnek uygulamaları(Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü, 2006) Gülnar, Hüseyin; Yaman, Ahmet Emin; TarihAlthough used throughout the history of humankind since ancient times, wehave just recently come to grasp the importance of something that has proved itselfin times of war and peace: psychological operation.Diplomacy, commerce and war are the means used for power and competitivestruggle in international relations. However, having gone through two world warsresulting in hard to offset destruction in the lives of millions of people in our century,and facing the reality that diplomacy and trade are not sufficient means for thestruggle of power and competition, and after understanding that war will result in thetotal annihilation of humankind, a third instrument has been devised and put into use,organized either openly or secretly, after being turned into a public service attributeby nearly all states. This instrument is Psychological operation.Prior to defining psychological operation, a definition of psychologicalwarfare has to be made. We can define Psychological warfare as social, military,economic, social, ideological and technological activities that a state or a communityof states undertake to achieve national interests, with the purpose of changing thefeeling, thought, approach and behaviors of target masses (ally, enemy and neutral)in itself or other states. Based on this description, psychological operation can bedefined as one or more operations carried out in the areas of psychological warfare.The importance of Psychological operation is that it is not lethal.One of the most important aspects of psychological operations is Propaganda.It physically does not harm people, and disables them from warfare with the use ofintimidation, threat, demoralization through concession, creation of anxiety anddiscomfort in addition to various other procedures, ways and tools.In parallel to the spread of the use of mass media, propaganda is taking itsplace in the political process as a frequently used method beside diplomatic,economic, and military sanctions. Today in most countries, especially in developedwestern nations, special organizations are established and large parts of budgets areset aside for propaganda. Activities that aim to change public opinion, thereforedirectly affecting foreign policy in favor of national interests, are being affectivelyused by these states. A realistic approach would be: ?Propaganda has started with theera of political struggle.?Turkish and world history are full of examplesdemonstrating the importance of psychology during times of war.Mustafa Kemal Ataturk had to convince the nation - which was tired of warand had lost everything - that it first had to fight, and then had to win the War ofIndependence to avoid captivity. During this struggle, he did not forget thepsychological aspect of warfare and was one of the best implementers ofpsychological operation methods.Item Truman Doktrini ve Türk siyasal hayatına etkileri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005) Korkmazcan, Selcen; Yaman, Ahmet EminDünyanın gördüğü en büyük yıkımlara sahne olan iki savaşın yaşandığı 20. yüzyılın ilk yarısında, değişen siyasi koşullar, her ülkede olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri'nde de köklü değişimlere sebep olmuştur. ABD, Monroe Doktrini ile belirlediği ve 100 yılı aşkın süredir uyguladığı izolasyonist politikadan Truman Doktrini ile uzaklaşmış, dünyaya açılmıştır. İkinci Dünya Savaşı sonlanırken Sovyetler Birliği, Türkiye'ye, 20 yıllık dostluk antlaşmasının süresini uzatmayacağı kararını bildirmiştir. Türkiye'nin, konuyu görüşmek üzere yaptığı girişimlerde, yüzyıllardır sıcak denizlere inmek için çıkış noktası olarak gördüğü boğazlarda, hak sahibi olma niyetlerini tekrarlamış ve sınır bölgesinden toprak talebinde bulunmuştur. Türkiye, bu istekleri, savaş riskini göze alarak reddetmiş, güçlü komşusuna karşı tek başına direnç göstermeye çalışmıştır. Sovyetler Birliği'nin askeri ve ideolojik olarak yayılmacı tutum izlemesinden rahatsızlık duymaya başlayan ABD, Truman Doktrini ile yeni dünya düzeninde aktif bir rol alacağını ortaya koymuştur. ABD dış politikasında olduğu kadar Türk siyasi hayatında da bir dönüm noktası olarak kabul edilen Truman Doktrini ile Soğuk Savaş'ın resmen başladığı kabul edilmiştir. Türkiye'de, Sovyetler Birliği'nden gelen tehdit ile başlayan ABD yanlısı tutum, Truman Doktrini'nin ilan edilmesiyle doruk noktasına ulaşmıştır. Doktrinde öngörülen askeri yardımlar ve doktrinin sonucu olarak nitelendirilebilecek Marshall Planı ile başlayan ekonomik yardımların sürdürülmesi için gösterilen çabalar bir süre sonra, yöneticilerin kişisel tercihlerinin de etkisiyle aşırıya kaçmıştır. Türk- Amerikan ilişkileri, Türkiye'nin NATO'ya girişiyle ittifak niteliği kazanan yeni bir döneme girmiştir. Truman Doktrini ile başlayan süreçte, sonuçları günümüze kadar uzanan politik, askeri, ekonomik ve kültürel ABD etkisi Türk siyasal hayatına yerleşmiştir.Item Türkiye'de devletçilik uygulamaları (1929-1939)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Batur, Nusret Erce; Yaman, Ahmet Emin; TarihEtatism had been used as an effective political instrument in Turkey between 1929 and 1939 in order to achieve economic independence by overcoming the economic difficulties stemming from the internal and external circumstances. This study examines the etatism practices, mainly from the economic perspective, during the above mentioned period, and explains the underlying factors, outcomes, and effects on the subsequent period. The author primarily analyses the post-war economic situation and questions the events that lead to etatism as a remedy to the economic problems of the country. The Great Depression?s effects on Turkey and on the choice of economic policies constitute another essential part of our study.Etatism has been a disputable concept in Turkey. Our research showed that the use of etatism as an economic policy between 1929 and 1939 was not ideological or a pre-planned system but it was a pragmatic solution. The goals of industrialization, rapid development and economic independence aimed at the first years of Turkish Republic, could not be achieved till 1930s. Turkish nation, exhausted by the war, got more and more discontent due to bad economic condition. It was understood that the liberal economic policy applied between 1923 and 1929 was not sufficient to catch up with the developed countries and that insisting on using liberal policies would weaken the regime. A radical shift in economic policy approach became indispensable and etatism was seen as a way out in such a situation. However, etatism was not applied systematically and uniformly; and applications varied according to the needs of different industries. Therefore, we conclude that etatism was not used with an ideological but used with a pragmatic approach to answer the needs of the day in Turkey between 1929 and 1939.Item Türkiye'de ilk kadın milletvekilleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Duroğlu, Sibel; Yaman, Ahmet Emin; Türkiye Cumhuriyeti TarihiTraditions, economical and political improvements and ?the most important ? religious rules have determined the place of woman in society in the history. As the time passed, the reasons such as industrialization, becoming widespread of education, wars and women?s entering to the working life have differentiated the status of woman in the society. Before Islam, in Turkish societies, woman was active in all parts of life. After Islam, because of to be interpreted some verses of the Koran to men?s favor, Byzantine and Iranian culture?s affecting to Turkish society have caused woman to leave social life slowly. This situation of Turkish women in society has been started to be discussed in the years 1839-1876 in Ottoman History. However, political and social rights have been given completely to Turkish woman in Republic Period. In 5 December 1934 it was given woman to select and to be selected the member of the Grand National Assembly. After this, with the first election 18 women deputies ?one of this with by election- have entered to the Grand National Assembly of Turkey. In this way, women have found an opportunity to show themselves in political area. In this work, it has been studied to be examined the alteration process of Turkish woman in history, the education-instruction level of the first women deputies, their jobs, the languages they know, their marital status, their ages, the number of children they have and their political activities.